-Krallık-

788 46 12
                                    

Selamm. Yine ben yine gece bhjkl. Çok sevdim ben bu bölümü nedensee. Umarım seversiniz, şarkıyı dediğim yerde açarsanız sevinirim kebeleklerim. Şarkı multi'de var.  Öpüldünüzz.

 Bölüm:8

 Aşka inanmayan ama aşık olan bir insan tanıyordum. Hissettiği şeylerin tanımını yapamayacak kadar cahil ve habersizdi o duygulardan. Tanımıyordu o duyguları, ne olduklarını okuduğu kitaplardan başka bir yerde tatmamıştı. İnsanların ağzından düşmeyen kelime onun kalbine hiç uğramamıştı. Bilmediği bir şeye, hissetmediklerine inanır mıydı insan? O da inanmamıştı işte, kolay yoldu belki de. Kaçıyordu kimine göre ama umurunda bile değildi. Acı verdiğini biliyordu o duyguların, kitaplarda aşık olanlar acı çekiyordu. Kırılıyorlardı ve o bütün bunları bildiği için kaçıyordu hep. Kapısına bile uğramamıştı o duygular. ‘Seni seviyorum,’ cümlesi onun için sadece ağızda gevelenen birkaç kelimeydi. Hissiz derdi kendisine. Çok acı çekmemişti ama çevresinde o kadar çok acı görmüştü ki, temkinliydi. Acı almadan güçlenmiş ve içi kırılmamış sağlam bir duvar inşa etmişti. Kimsenin bu duvarları yıkabileceğine ihtimal vermiyordu o. Öyle de olmuştu hep, kimse kıramamıştı o duvarları. En fazla birkaç çatlağa yol açabilmişlerdi. Ustalıkla onarabilmişti o çatlakları ve her zaman için daha da güçlenmişti. Her bir darbede kendisini yenilemişti, emindi kendisinden. Kimse sızamazdı o duvarların arasından.

 Ama ufacık masmavi bir pırıltının büyü yapılmışçasına duvarların arasından, içeriye sızdığının farkında değildi.

**

Denize hapsolmuş bir sonsuzluğu arıyordum, kaybolmaktan bir an bile korkmadan. Şimdiye kadar hiçbir şeyden korkmamıştım zaten. Korkmuş olsaydım burada olamazdım diye düşünürdüm hep. Hayat felsefemi bir kere bile değiştirmeden ilerledim hep, emin adımlarımdan asla şaşmadan. ‘İnsan yaptıklarına değil yapmadıklarına pişmanlık duyar.’ Felsefesini her zaman uygulamış, benliğimi kaybetmemiştim. Lydia Kösen imajımdan bir saniye bile şaşmamıştım. Zaten bir süre sonra değişiyorsun, güçleniyor ve kendinden daha bir emin oluyorsun. İnsanların üzerinde bir otoriten oluşuyor ve sen bundan vazgeçmek istesen bile o kişiler seni bırakmıyorlar.

 Benim suyun içinde bir krallığım var. Böyle çok derinlerde. Kimsenin bulamayacağından emin olduğum bir derinliğe hapsolmuş bir krallık. Bana ait orası işte. Yöneticisi de benim o krallığım kölesi de. Sadece ben varım ve bir de düşüncelerim tabi. Krallığımda kimse beni rahatsız edemiyor. Fethetmesi imkansız.

**

 Doğruldum ve hiç vakit kaybetmeden ilerlemeye devam ettim. Yaratılış sebebim olduğunu düşündüğüm şeyle kavga ediyordum. Kulaçlarımı ancak sinirlendiğimde bu kadar sert atardım. Nefes alış verişlerim ancak ben sinirliyken bu kadar sert çıkardı. Sinirliydim ve su bile sinirimi alamıyordu. Kızıyordum kedime de yönetime de. Andrew’la olmak istiyordum ben. Daha buklelerinin kokusuna varamamıştım ki. Ona da kızıyordum. Neden bana benden hoşlandığını söylüyordu ki sanki? Şimdi her şey farklı olacaktı, ben onunla rahat konuşamayacaktım ve her kelimesinden bir anlam çıkarmaya çalışacaktım. Birlikte olamayacağımızı bilmek canımı yakacaktı. Aptal çocuk! Ne olacak!

 “Onun bir suçu yok?”

 Duyduğum sesle irkildim. “Efendim?”

“Denizin hiçbir suçu yok diyorum. Neden ona bu kadar sert davranıyorsun?” Sana mı soracağım küçük bey? İşin gücün yok maviliklerini peşimde dolaştırıyorsun. Başka yüzecek yer yok sanki her daim kulaçlarınla beni takip ediyorsun. Soruna cevap verecek olursam, evet denizin bir suçu yok. Çünkü tüm suç senin küçük bey.

YÜZÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin