Devam Et

Tanıtım(1)

Başlama tarihi 05.03.2018

Tüm hakları saklıdır.

Hep bıraktığı yerdesin değil mi ? Hiç denedin mi unutmayı? Kafandan silip atmayı, hiç düşünmemeyi? Gerçekten soruyorum denedin mi? Hep bir umut beklemişsindir değil mi?

Ama unutuyorsun, sen herşeyi unutuyorsun. Giderken sana acımadığını unutuyorsun...
Öperken hissetmediğini unutuyorsun,ihanetini unutuyorsun dedim ya sen herşeyi unutuyorsun. Biliyorum zor olacak en olmadık zamanda aklına gelecek , başkasının gülüşlerinde göreceksin onu. Ama unutma o da başkalarını başkalaştıracak !

Geçmişin yorulmuşluğuyla bir süre sonra nefessiz kalarak unutamayacağını anlayacaksın. Aslında sanacaksın evet! doğru kelime bu "sanacaksın" ama geçecek.
Ama unutamayacaksın değil mi? Hep bir yerde gelmeyecek olanın ayak izleri... Şimdi gelmeyecek olanın yokluğuna alıştırmalısın kendini...

Umut insanın en çok ihtiyacı olan bir şeydi. Herkesin bir şeyleri umut etmesiyle kalpte yeşerirdi. Şimdi iki kalp farklı umutların olduğu kader çizgisinde yolları kesişecek miydi?

Kader denen bu kısa çizgi ikisi için nasıl bir yol çizmişti?

Hani derler ya yaşattıklarını yaşamadan ölmeyeceksin diye. Kısa bir an sonsuzluk gibi gelirdi bazen bunu bölen tek şey ise yaptıklarımız yaşattıklarımızdı. Zaten hep öyle olmaz mıydı? En güzel sonsuzluk geldiği anda yaşattıklarımız bir yerden "kestik!" diye bağırdı. Peki bu kadın ile adam arasında kalan arafı yolunu ne değiştirecekti?

Zeynep Anka MERAZ umuda en çok ihtiyacı olan fakat hayatın ona oynayacağı oyunlardan habersiz hatta hayattan habersiz bir kadın. Belki de bütün umudunu umutsuz bir adama bağlayacaktı. Ya da onun için doğru olan adamı mı seçecekti? Kimliğini, geçmişini tanımayan biriydi Zeynep. Tek bildiği kendiydi.

Bir soru sadece tek bir soru? Amacımız neydi? Yani ne için dünya ya gelmiştik?

Hayat denen bu koca küllet kimin için iyi kimin için kötüydü?

Mahir YALÇIN görüp görebileceğiniz belki de en kötü adam. Hani içinde iyi birisi olan kötülerden değil ruhu kötü bir adam. Kaybedecek birşeyi olmayan, zaafı bulunmayan biri. Derseniz " Zeynep' le ne ilgisi var?"
Hani kaderdi ama kederdi deriz ya işte Mahir de yaşattıklarını yaşamadan ölmeyecekti.
Aslında bakarsanız umuda ihtiyacı olmayan. Kendi şansını kendi yolunu kendi çizen biri.

Yusuf KALELI. Adı bile yetiyor sanki değil mi? Yusuf ise görüp görebileceğiniz en doğru insan hayatında hatalara yer yok. Boylu poslu e hani yakışıklı da bir adam. Her zaman şanslı, güler yüzlü biri. Kısacası o bu hikayenin iyisi. Başlarda Zeynep ile bir alakası olmayan ama daha sonraları hikaye de bol bol adı geçecek bir isim.

Eriz Ali TEKSOY Mahir'in sağ kolu, gözü, eli ayağı kısacası. Pek konuşkan bir yapısı yok. Bu suskunluğu ise peşindeki geçmişi...

Kenan MERAZ. Zeynep'in amcası.Ve Urfa' nın en ileri gelenlerinden. Güç için yapmayacağı şey yok...

Hani olur ya bir an gelir. Oturduğumuz soğuk taşın üstünde sorarız kendi kendimize. Ne kadar yalnızız? diye. Yalnızlık insanın içini çökerten, içten içe kemiren , ruhunu aksatan bir duygudur değil mi? Bazen de kalabalıklardan bunalıp biraz nefes almak için yalnız kalıyoruz. Garip değil mi? Aslında ne istiyoruz biliyor musunuz? Yanındayken de yalnız kalıp nefes alabileceğimiz tek bir kişi. Zaten fazlasına da gerek yok. Bu ister arkadaş olsun ister dost olsun ya da isterse de sevgili. Ama yeter ki olsun.
Hani derler ya "kefen bile tek kişiliktir tek doğdun tek öleceksin " diye. Tam doğru değil bence. Bir kişi bu dünyadan gittiğinde arkasında yalnızlığını, yanında yalnız olduğu kişiyi de götürür. Arkadaşlığını da dostluğunu da ve sevgilisini de götürür yanında. O kişi olmadan bu kişiler de o duyguları yaşamadan buruk eksik gider yalnızlığına sonun da ne mi olur? Yepyeni bir yalnızlık. İşte bu hikaye bir yalnızlığın umuda dönüşmesiyle doğdu.

Umarım keyif alır, benimle aynı duyguları paylaşırsınız. Hikâyemin bölümlerinin hepsi vardır arkadaşlar zamanla belki sevemediğim yerleri olur veya sizin istekleriniz doğrultusunda bir yol çizerim diye zamanla yayınlayacağım umarım beğenirsiniz.