Arkadaşlar merhaba uzun bir aranın ardından yeniden yazıyorum. Bu süreç içerisinde kendimi toparlamam gerekti. Herkesten özür diliyorum. Annemi kaybettim ve bu dönem içerisinde yazamadım. Herşeyi geçtim kendime gelemedim. Sizden anlayış bekliyorum. Çok bekletmeden yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar.
Kim derdi ki dünyan yıkılacak ama yine de yaşayacaksın.
Her anı gözünün önünden geçecek ama yine de alışacaksın
Herkes gülecek ama sen gülüşlere takılacaksın.
Her o kelimeyi duyduğunda
Bir yumru boğazında diğeri göz pınarlarında
Eller anlamaz da bir tek sen anla..."Yanında ben varsam ben istemediğim sürece kimse sana dokunamaz merak etme. Bugün buraya amcandan intikamımı almaya geldim. Gel benimle."dedi. Yine de gitmek istemiyordum. Ne olacağı belli değildi. Ve Mahir'e asla güvenemezdim. Ardından Mahir kolumdan tutup indirdi.
"Merak etme eğleneceksin." Ne demek ti bu şimdi?
Durup yıllar sonra kapısını tekrar gördüğüm devasa şirkete bakıyordum. Amcam beni öldürmek için her yerde arıyordu. Ama Mahir YALÇIN beni tam da onun ayağına getirmişti. Ya bıçaklandığında aklından da biraz yara almıştı.
"Herşeyi anlarım ama buraya giremem Mahir."
"Gireceksin Zeynep. Bu şirket artık senin. O Kenan denen iti burdan kapı dışarı edeceğiz." Dedi. Arkasından saatine baktı ve yaklaşık iki dakika sonra altı tane araba yanımıza yanaştı. İçerisinde kendi adamları ve o günkü bana babamın mektubunu veren avukat Cevdet vardı. Ardından kolumdan tutup beni şirketin içine çekti. Bu kadar adam arkamda yanımda Mahir ile herkes bize bakıyordu. Bense olacaklardan korkar bir şekilde asansöre doğru gidiyordum. En üst kat yönetim kurulu üyelerinin olduğu ayrıca amcamın da odasının olduğu yer olmalıydı. Küçükken geldiğimde o odada babam kalıyordu. Korkuyordum. Amcamın adamları beni görünce şaşırdılar ve harekete geçmeye kalktılar ancak çevrem bir çember şeklinde sarıldı ve herkes silahlarını çekti. Nefes nefese yere bir iğne düşse birbirine girecek durumdaydılar. Mahir kolumdan tutup avukatla beraber amcamın odasına doğru götürdü. Odanın kasvetli karanlık bir o kadar da ihtişamlı bir havası vardı. Babamın odası böyle değildi ve baştan aşağıya değişmişti.
"Merhaba Kenan MERAZ! Keyifler nasıl?"
"Burda ne işin var lan senin ?"
"Seni mat etmeye geldim MERAZ"
"Ne zırvalıyorsun ?"dedi amcam. Arkasından Mahir avukat Cevdet'e dönüp kafasını salladı.
"Kenan bey lütfen sakin olun. Ancak üzülerek bildiriyorum ki Ali beyden kalan mirasın şartları tamamlandı ve bütün şirket hesapları ve şirket adına dair bütün mal varlığı, ayrıca oy çoğunluğu ile yönetim kurulu başkanlığına Zeynep Hanım ve eşi Mahir Bey adına geçmiş olup sizin şirketteki ilişiğiniz kesilmiştir." dedikten sonra amcam kıpkırmızı kesildi. Ve bana ateş saçan bir öfkeyle bakıyordu. Ardından şirketteki güvenlikler içeri girdi ve amcama doğru yöneldi.
"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Hangi cüretle beni böyle tutarsınız." Güvenlikler zorla dışarı çıkartırken ,
"Lan bırakın beni ! Sizin hepinizi kovucam! Lan bırak diyorum. Sabri gel buraya !" Adamlarını çağırıyordu ama Mahir ondan önce düşünüp bütün adamlarıyla amcamın adamlarını tutuyordu. Olan şeyler o kadar hızlı gelişiyordu ki kalbim bunu kaldıramayacak derecede heyecanlıydı. Mahir'in adamları kontrollü bir şekilde amcamın adamlarını dışarı çıkardılar. Ardından Mahir bana dönüp
"Gördün mü küçük MERAZ ne kadar kolay oldu. Amcan artık hiçbir halt yapamaz. Artık sırada onu bu dünyadan silmek var elindeki her şeyi alacağım ?"dedi gülerek. Aklından ne geçiyordu? Ben niye bu kadar sakindim bilmiyordum. Herşey çok basit olmuştu. Şuana gelene kadar kaçırıldım , esir edildim , şiddet gördüm, zorla evlendim. Ama şuan çok sakindim. Sanki içimdeki her şey donmuş gibi . Kendim ile muhakeme kurmuş yargı sonucunda hüküm giymiş sabah ezanında dar ağacına çıkacak olan birinin sessizliği vardı üstümde. Birden bütün bu olanlara karşı direnç göstermeyi bıraktım sanki. Ne yapsam bile gücüm yetmeyecekti. Bir sessizlik çöktü üstüme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devam Et
Teen Fiction03.30🌙 En çok şu saatlerde geliyorsun aklıma. Mesela uykunun hiç olmadığı, korkuyla uyandığım bu saatlerde. Önceden diyorum sen vardın, yanımda kokunla. Şimdi kalbim ağzımda. Suskunum çoğu zaman... Sebepsiz, anlamsız kocaman bir boşluk. Aslında ç...