Kaldırım

8 2 0
                                    

Adımlarını koşmaya meyillendiriyordu kadın. Bu şehirden kaçmalıydı. Acının en dayanılmaz safhasında, yüreği bu denli titrerken kalamazdı bu şehirde.

İnsan büyüyemiyordu kaç yaşına gelirse gelsin, bir çocukluk aşkının yanında hiçliğe erişecek kadar kül olabiliyordu. Tam on yıl sevdiği adama asla ulaşamamanın hüznü onu bitiriyordu.
Saçlarını taradı önce aynasını bakarken kafasında kurduğu tek şey.. Allah'ım o kadının elini tutuyordu. Dişlerini sıkıyor, güçlü kadın izlenimiyle kendisini kandırmayı beceriyordu ki saçlarını kıvırıp dışarıya çıkmayı planlıyordu.
Eli telefona ilişene dek dişlerini o kadar sıkmıştı ki ağrıdığını farketti. ' bir yeni bildirim ' ..

O.. olamaz. Bana yazmış. Ne yazacak ?
Kendi kendine yarım saat konuşmayı tercih etmişti, mesaja bakmadan varsayımlar yapıyordu.
Ve ;
'Bugün yanımdan geçerken o kadar umursamaz baktın ki sevmediğini hissettim.'
On yıl boyunca peşinde koştuğu adam, son yedi aydır yazmıyor ve yanında sevgilisiyle gördüğünde tepkisiz kalışını adeta yargılıyordu. Gözü önce ona yazdığı onca yazıya ilişti. Gönderemediği mektuplara. Gözlerini kapadığındaysa sokağın ortasında onu aşağılayışından başka bir şey gelmiyordu.
'Seninle olamam, sen uzaktasın, farklısın. Hem sevemiyorum..'
Aklında dönüp dolaşan bu cümleler onu çıldırtıyordu. Üç saat geçmiş o hala yatakta anılarıyla boğuşuyor, gelen mesajı tekrar tekrar okuyup sayısızca küfürler ediyordu.
Ve bir bildirim daha..
'Bana bir açıklama borçlusun'
Allah'ım ne cüretkâr bir adamdı bu böyle. Özenle yaptığı saçlarını darmadağınık bir şekilde topladı. Eline ufak bir valiz ve içine iki tişört koydu. Gitmek için her şey hazırdı. Bir başınalığın en güzel yanını farketti. Gitmek için her şey sadece kendisiydi ve hazırdı. Bir mesajın hayatını değiştireceğini, onu güçsüzleştireceğini bilmiyordu ama hazırdı artık. Defterlerin birini eline aldı ve içindeki duygulara parmak uçlarıyla dokundu. Güçlü kadın çocukmuşçasına ağlamaya başladı. Hiç olmayan fotoğraflarına, anılarına.. bir türlü dokunamadığı ellerine.
Bir açıklama borçluydu elbet. Şehri terketmesine on dakika kala özgür bıraktı yüreğinin kuşlarını. Öyle ki daha gönlüne almamak istercesine..

'Cümleye nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Gençliğim , çocukluğum ellerindeydi. İstemedin. Bırak da büyüyeyim artık. Ellerin avuçlarıma düşümde sığmazken gördüm başkasına olan tutkunu. Büyümeliyim. Yaratıcı biliyordu gönlüme en güzelini koyduğunu, umarsızca sevmemin yakarışlarımın aksine, olmayışına saygım sonsuzdu. Şimdi ne yazılan mektuplardan, ne şiirlerden haberdarsın. Öyleyse konuş konuşabildiğince. Ben seni bir kelimeye bin anlamla sığdırmaya çalışırken parmak uçlarım titriyordu her kaleme değişinde. Umudu çocuk gibi sorgularken ve ağlayacak anne dizim yokken istemiyordun. Bıraktın. Büyüdüm.'

AralıksızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin