Uzun soluklu hikayelerin ardından avuçlarınızdan eksilen eller ne anlamsız bir şeydir öyle. Kayıp kazanç aşkta öylesine tartışmalı konular ki nereye sığınacağını şaşırıyor insan.
Böyle bir günde rastladığım sevgilime.
- bu cadde riyakar..
- hayasız..
- öp dudaklarımı öyleyse, aşkta utanmanın hazzını kondur, bileklerimdeki damarların üslubunu boz. Tartışmanın hiç sırası değil Aysun.
O an gök şahitti aşkımıza. Merhaba ben Aysun. Aşılmaz sanılan kapıların bekçiliği şöyle dursun, gökdelenler yıkılıyordu aşksızlığın peşi sıra. O gün gök şahit bugün de. O gün göğe seni soran dudaklarında bir mısra elbet beni bulacaktı.. bugün aynı gök nerede bulacak sendeki beni ? Ki bende sen öyle aynıyken.
Tartışmanın en lüks hali şu an. Kendi kendime..
Karışan, kızan.. seven yok. Ellerime dokunacak en ufak nefesine, saçlarımla muhtacım. Gözlerim kurudu elbet. Alevlenmiş kitaplar her mısrasını adına gebe bıraktı.
Sonrası..
Ansızın gitmesi gerektiğini söyledi kulağıma, kaçarcasına.
Gitti..- nefesin kirpiklerime değince bilmek, gözlerimden öpersin sen.. sevdiğini söyleyemediğin vakit.
- güzel sözlerim mühür olsun gözlerine Mahir..Kaç gecedir uykusuz kaldım, gittim. Neresi belirsiz, ondan sonra ki her yol kesintisiz mutsuzluğa çıkardı. Ben Mahir. Kuşlardan aldım mutluluğu, gülüşünden. Bir sabah uyanıp kollarımın arasında bir tanrıçanın uyuduğunu gördüm yahut bir melek. İnsan olamazdı ya.. yay gibi kirpikleri, kıvrımlı dudakları, elmacık kemiklerindeki ahenk.. dans eden saçları evet uyurken dans ederdi saçları Aysun'un.
Ben mahir. Adımı isteyen küçüktür, onun yüreğinde bilirdim bir bütündü kendi adıyla. Gecenin bir vakti aldırış etmeden, utanmadan yıldızlardan saçlarından dudaklarına değdiğim kadın Aysun. Sakın haa.. onun adını küçültmeyin. Aklınıza bir aşk düşse Aysun'um gibi sevin. Saçları değiyorsa yanağınıza bir kadının.
Gitmeyin..
Gittim..
Hiçliğin başkentidir burası.. binlerce erkek, kadın. Kaçarken tutulmuş.
Gitmeyin, bazı gidişlerin dönüşleri mahşer gününedir..