Bugün satırları yalnızlığın avuçlarına terk etme zamanı ola ki tıkanırsam siz yakalayın bir yerlerden can parçalarımı.
Kalın adımlarımla yürüyordum denizin ortasında. Gemi edasında bir havam vardı. İri yarı bir kadındım kalbim yerine sığmıyordu. Sevda arıyordum çölün ortasında minicik adımlarımla göl yapıyordum çölüme. Denizime kıyı. Güneş yakmıyordu, dalgalar yerli yerinde. Bu hava ne de güzel oluyormuş bak sen de biliyorsun artık bu işi. Bir el değmesi için yetkindim artık. Her şeyimi bir bir hazırladım çöl üstünde göl kıyısında tutacaktım onu. Çay demlecektik güneşle anlaşmaya vardık. Oturdum başımı yasladım boşluğa, şiirler yazdım gökyüzüne. Gece oldu, yıldızlar belirdi, sandalyem savruldu. Bir terslik var dedim gülümseyerek. Gökten bir sen indin avuçlarıma. Telaşlıydım öylece duraksadım kapıda. Dudaklarını öptüm. Nefesi nefesime değdi. Yıldızlar gökler anlaşmaya durdu bir ev verdi. Seninle bir yaşam bahşetti Tanrı. Öyleyse vardı. Seni kokladım, avuçlarıma sardım titreyen bedenini. Gözlerimi bir an olsun kapamıştım oysa ki yalnız bir an.
Uyandığımda kaldığım yeri anımsıyordum ama yoktu. Düşmüş. Düş'müş ellerin avuçlarımdan. Başımı yasladım yoktu tutan ve ne çöldeydim şimdi ne de gölüm vardı. Bomboş bir binaya terkedilmişim. Güneş görmüyor. Ağlanmıyor. Hayal yok, kimi bekleyecektim şimdi ben ? Hangi aşka kollarımı açacaktım ? Avuçlarımın içinde saklayacağım sevda..
öyleyse yoktun..