Etrafımda duyduğum ufak ses tınısı ile uyandım. Gözlerimi aralamak güç gelse de sonunda açtım. Karşımda bana gülümseyerek bakan annem içimi sıcacık etmişti.
"Geldiğini neden haber etmedin?"
Anneme yalan söylüyor olmak kendimin kendime yabancı gibi hissetmesine sebep olsada başka çarem yoktu.
"Okul izin işleriyle sorun olmuş. Bende erken gelmeyi beklemiyordum. İlk uçakla atladım geldim."
Saçlarımı okşayıp gülümsedi.
"İyi bakalım. Hadi kalk toparlan akşam yemeği yiyelim. Baban da seni bekliyor."
Başımla onay verip yatakta gerindim. Az da olsa bugün yaşadığım şeyleri unutmuştum. Derken hiç unutamadığım gerçeği yüzüme tokat gibi indi. Şuan ağlamak en son isteyeceğim şeydi bu yüzden hemen kalktım. Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Biraz daha kendime gelmiş olmamın bilinciyle salona girdim. Annem ve babam yemek masasında oturmuş beni bekliyordu. Hızla babamın yamacına gelip elini öptüm. Babam sıcacık gülümseyip sarıldı. İşte burası benim dansetmekten korkmadığım uçurumlardı. Sonsuza kadar sırtımı dayayacağım çiçeklerle bezenmiş huzurlu dağlardı. Sanki tüm derdimi biliyormuş gibi sanki 'Geçti' der gibi sarılıyordu.
"Ihım ıhım."
Bu duygusal anımızı bozan annemin boğaz temizleme sesiydi. Tabi daha çok kıskandım mesajıydı ama olsun. Babamla anneme gülmeden edemedik. Babamın kollarından çıkıp annemin ellerini öptüm. Annemde hiç beklemeden kollarını açtı. Tabi bende hiç gecikmeden kendime kollarında yer buldum. İşte burası da benim cennetimdi. Koşulsuz şartsız sevgi kaynağımdı. En az kendisi kadar sevebilen meleğimdi.
Annemle de sarılma faslı bitince yemeğe oturduk. Annem yine sofraya döktürmüştü. Sessiz sakin geçen yemeğin ardından etrafı toparlayıp tekrar salona girdik.
"Kardeşin ve Kuzey nasıl orda kızım? Dersleri falan iyi miymiş haytaların?"
Babamın bu üslup ile sorduğu sorusu kahkaha attırmıştı.
"Hiç merak etme baba hepsi çok iyi. Kuzey hala çorap yığını yapıyor, Sarp'ta hala pinekliyor. Yani herşey yolunda."
Annem ve babam kahkaha atarken zil sesi dikkatleri topladı. Ben ayaklanıp kapıya gittim hemen. Zilin ikinci çalışı duyulmadan açtım.
Ahududum...
Ne de çok özledim onu bu birkaç günde. Ondan aceleci olup sıkı sıkıya sarıldım boynuna. Çok gecikmeden onunda kolları belimde yer buldu.
"Kızım ev dondu. Gelen her kimse al içeri de kapıyı kapat."diyen annemin nidasına ikimizde kahkaha attık. Ahu'yu hızla içeri alıp kapıyı örttüm.
"Nasılsın? Neden geldiğini haber etmedin. Mürvet abla olmasa haberim olmayacak."
Sitemli konuşmasına hak verdim. Bende olsam bende trip atardım.
"Odama geçelim herşeyi anlatacam."
Başını sallayıp salona girdik. Anne ve babama selam verdikten sonra benim odama çekildik.
"Anlat hemen dinliyorum."
Bu merakı beni güldürmüştü. Yatağa kurulup elimle yanıma oturması için yatağa vurdum. Işık hızıyla yanıma gelip oturdu.
"Dökül."emrinden sonra başımla onayladım. Herşeyi tek tek anlatırken kimi yerinde ağladım kimi yerinde kahkaha attım. Çoğunda ağladığım gerçeğini değiştiremezdim. Ahu yine anneliğini yapıp kocaman sarmıştı kollarını. Şefkati melekleri aratmayacak cinstendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜCÜ USÛLÜ AŞK
RomanceKlişelerden çok uzak bir dünyaya sonsuz biletim var. Arkanıza yaslanın ve keyfini çıkartın. Çünkü bu Avşin ile Ural'ın hikayesi?