Ilk gördüğümüz kuyumcuya girince etrafı inceledim. Sahte bir evliliği çok güzel bir yüzükle taçlandırmak harika olacak!
Ural yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
"Istediğin herhangi bir yüzüğü seçebilirsin."dediğinde ona bakmadan başımı salladım. Sanırım gözlerim doluyordu.
Ne hayaller ne umutlar biriktirerek gelmiştim bu günlere.
Birini bir zamanlar sevmiş olmak insanın içinde iz bırakıyordu. Insan artık o kişiyi sevmese bile, iz kalan yer acıyordu.
Kendini değersiz hissettiğin için üzülmenin de bir süresi vardır elbet. O süre dolduğunda mantığın girer devreye. Mantık devreye girdikçe haketmediğini anlarsın. Anladığın vakitte orayı terketmeyi öğrenirsin.
Peki benim süremin dolmasına ne kadar var daha?
O telefonu açmam. O fotoğrafa bakmam. O kitabı bir daha okumam. Ben o sokağa bile bir daha girmem. Bilsem ki ölüyorum şifam onda, yine de istemem. Bazı şeyler öyledir işte. Kökünden koparılan hiçbir çiçek bir daha açmaz gökyüzüne. Açmaz da değil aslında. Açamaz!
Ural yüzümü görmek için eğildiğinde gözlerimin doluluğunu gördü.
Tebessüm etmeye çalıştım. Fakat olmadı.
Kırıldığın acıları izah etmek çok acı veriyordu insana. Kırılmaktan daha da ağırı; anlatırken ağlamak, tam anlatamamak, yarım kalmak. Tüm bunlar insanın içindeki kuşların kanatlarının kırıldığını hissettiriyor.
"Kardeşim burda olsaydı diye düşündüğüm için-" Ural lafımı bitirmeme izin vermeyip beni susturdu.
"Hiç bir açıklama yapmak zorunda değilsin. O gözlerden akacak bir damla yaşa okyanus kurutulur. O yüzden şimdi Artemisia haline dön lütfen."
Başımı sallayıp gülümsedim.
"Siyah pırlantalı yüzük alabilir miyim?"dediğimde kaşlarını çattı. Kesin 'Hayır' diyecek.
"Hira yalnız ben evlenmiyorum. Sende bir bireysin. Sana az önce istediğin yüzüğü seçebileceğini söylemiştim."
Lafını bitirir bitirmez de kuyumcuya döndü.
"Abicim bize siyah pırlantalı yüzükleri gösterir misin?"dedikten sonra elimden çekip yüzük standına ilerletti. Yüzüklerin hepsi harika bir ihtişamla parlıyordu. Yalnız içlerinden biri gösterişten ziyade sade ve zarifti. Elimi onu almak için uzattığımda kuyumcu benden önce çıkartıp bana uzattı.
(Anlatılan yüzük)
"Bunu geçen hafta bir bayan bize sattı. Eşinin öldüğünü söyleyip, para ihtiyacı için sattığını söylemişti. Yüzüğü bırakmakta oldukça zorlanıp tereddüt etmişti doğrusu. Bizde tadilatını yapıp satışa sunduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜCÜ USÛLÜ AŞK
RomantizmKlişelerden çok uzak bir dünyaya sonsuz biletim var. Arkanıza yaslanın ve keyfini çıkartın. Çünkü bu Avşin ile Ural'ın hikayesi?