"Onu bu gece yanıma alıyorum."
AJ sessizce odasında otururken abisi ve Sonny'nin konuşmasını dinliyordu. Tek yapabileceği Sonny'nin hayır dememesiydi çünkü öyle olursa ne yapacağını bilmiyordu. O sadece olabildiğince hızlı bir şekilde gitmek istiyordu.
"İyi, onu al. Her neyse o küçük bir sürtük. Sadece onu sabah geri getir. Onunla konuşmak istiyorum."
AJ göz yaşlarını geri göndermeye çalıştı. "Ondan nefret ediyorum." diye fısıldadı kendi kendine. Göğüsüne doğru çektiği dizlerini kucaklayarak göz yaşlarını sildi.
"Ne hakkında?" diye sordu Andy sert bir şekilde.
"Seni ilgilendirmeyen şey hakkında." diye cevapladı Sonny. "Sadece ben fikrimi değiştirmeden onu al ve git."
AJ titrek bir nefes bıraktığında kapısına yaklaşan adım seslerini duydu. Hızlıca yüzünü silerken kapı açıldı ve kardeşi ortaya çıktı.
"Eşyalarını topla, gidiyoruz." dedi abisi. "İhtiyacın olan her şeyi getir tamam mı?"
AJ başını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. Hızlıca bir kaç parça kot pantolonu ve tişörtü bir çantaya topladı. Sonra çekmecelerden bir kaç şey ve makyaj çantasını aldı. Abisine baktığında Andy'nin ona gülümsediğini gördü.
"Hazır mısın?" diye sordu.
AJ başını sallayarak "Başka bir şey getirmeli miyim?" diye sordu.
Andy omuz silkti. "Ne istersen."
AJ başıyla onayladı ve çantasına şarj aletini ve iPod'unu koydu. Ayağına Converse'ini giymeden önce telefonunu cebine yerleştirdi. "Sanırım hazırım." dedi abisine.
Andy onun çantasını aldı. "Hadi bücür." diyerek onu gülümsetmeye çalıştı. Sonny'nin onu yakalayacağından ya da başka bir şey yapacağından korkarak abisine yakın yürümeye başladı.
Dairenin çıkışına kadar abisini, babası ile hiç bir göz teması kurmadan takip etti. Bir sonra ki kapıda şartlı tahliye memurunun babası sarhoş olduğu sürece geceyi orada geçireceğini öğrendi.
"Sadece kendini evinde hisset." dedi Andy kapıyı kapatırken. "Eşyalarını diğer odaya koyacağım."
"Teşekkürler." dedi AJ bir gülümseme ile. "Sen iyi bir abisin Andy."
Andy gülümsedi ve onun başından öptü. "Bu benim işim."
Kız gözlerini devirdi ve oyuncu bir şekilde onu ittirdi. Andy kıkırdadıktan sonra kızın eşyalarını aldı. AJ abisinin küçük oturma odasına yürüyerek kendini daha rahat hissetti. Televizyonu açtıktan sonra telefonuna baktı. Babasından uzak olduğunu bilerek hafifçe rahatladı.
"Yemek sipariş etmemi ister misin? Aç mısın?" diye sordu Andy odaya girdiğinde.
"Çin yemeği?" AJ gülümseyerek sordu.
Andy güldü. "Tamam. Arıyorum."
Abisi gittiğinde yeni mesaj var mı diye telefonuna baktı. İki tane vardı: Birisi Zayn'den, diğeri ise Harry'dendi. Kafası karışmış şekilde yüzünü buruşturdu.
"Neden Harry bana mesaj atıyor ki?" diye sordu kendi kendine ilk mesajı açarken. O asla AJ'e mesaj atmazdı. Kibarlık olsun diye hastene de numaralarını almışlardı sadece.* AJ onunla tamamen konuşmamıştı bile, neden şimdi atıyordu?
Erkek arkdaşın gerçekten Sonny'e kızgın. Neredesin? .xx
AJ iç çekerek ona cevap verdi. Harika. Tam da ihtiyacı olan Zayn'in ani ruh değişimleriydi. Harry'e cevap verdikten sonra Zayn'in mesajını okudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bullet From A Gun (Türkçe) *Beklemede*
Fiksi PenggemarMama, I'm in Love With a Criminal Hikayesinin devamı. Zayn hiç değişmedi. O hala aşık olduğum kötü çocuk ama bu sefer o da beni seviyor. Kulağa mükemmel geliyor değil mi? Mutlu son için mi bekliyorsunuz? Peki, bu sefer daha karmaşık... Derler ki hiç...