Ebru Yaşar,seni anan benim için doğurmuş

20 6 0
                                    

Sana minik çocukmuşsun gibi gözlerle bakmaya aşıktım, sana aşıktım.
20 yaşındaydın ama yerine ve insanlara göre huyun ve yaşın değişirdi.
Senin evine elimde çikolatalı ve çilekli dondurma ile geldiğimde iki yaşında biriydin.
Her uçağa bindiğinde üç yaşında olan birisin, korku sadece beynini sarmıyordu ama tüm vücudunu ve özellikle yüzünü sarıyordu.
Aniden hoca gelmediğinde ve dersin boş olduğunu öğrendiğinde beş yaşında birisin, bana hep zıplayıp durduğunu anlatırdın, küçük  masum ve mutlu dolu bir kız çocuğu gibi.
Çizgi filimlere dikkatlı baktığında altı yaşındasın.
Derste ilk sıralara oturduğun zaman sekiz yaşındasın, sırf tüm sorulara cevap vermek için yapardın bunu. Şimdi muhtemelen son sıralarda oturuyorsundur, benim gibi, varlığını veya yokluğunu fark ettirmemek için. Herşeyi tek tek düşünmek için. Sadece okulda aklına bazı anılar gelir.
Bir matematik sorusunu anlamadığında ve çözemediğinde ağlamaya başlarsın işte orada yaşın on. Ben hep sana yardım etmek için hazırdım, her sorununa ben koşardım çünkü herşeyinin ilki ben olmak istiyordum.
Şimdi ise ben yardımcı değilim sana, zaman: herşeyin ilacıdır.
Duvarda bir noktaya daldığın zaman dedenin ölümünü düşünüyorsun demektir ve düşünmek ile ağlaman saniyelik birşey, orada yaşın ondört, ağlamaya başlamasını bilen ama bitirmesini bilmeyen genç ufak bir kız.
Eve geç döndüğünde yaşın onsekiz, bana kendini koruya bildiğini, cesaretli olduğunu ve kendi başının çaresine bakabildiğini göstermek için ama buna rağmen bana ihtiyacın vardı özellikle kollarıma.
Beraber uyuduğumuzda yirmi yaşındasın, erken uyanıp bana kahvaltı hazırlıyordun ve sonuç hep mükemmeldi.
Çalıştığın zaman otuz yaşındasın.
Zevklerinin değiştiğini fark ettiğinde yaşın kırk, bir kitap yerine sigara tercih ediyorsun ve bir koka kola yerine acı bir kahve.
Muhtemelen evde yalnız kaldığında elli yaşında gibisindir çünkü tek düşüncen oturup televizyon izlemek, başka bir aktivite yapmak için çok yorgunsun çünkü.
"Doğum günü mü? Kim hiç kutladı ki onu şimdiye kadar? Her günler gibi oda normal bir gün" düşündüğün zaman atmış yaşındasın.
Kendini yalnız hissetmeye başladığın zaman yetmiş yaşındasındır, hani yanında birini istemeye denk gelirsin ya!
Doksan yaşına basarsın, ölmek için vaktinin dolduğu günü düşündüğünde. Belkide yüz.
Kader.
Işte fark bu, sana söylediklerim arasında ve söylemek istediklerimin arasındaki gerçek fark bu.
Sen yokken düşünebiliyorum ama sen varken düşündüklerimi yaşayabiliyorum.
Sana canlı kırmızı güller getirmekten beyaz kağıt güller yapmaya geçtim.
Seninle değil hayatımı, rüyalarımı daha paylaşmak istiyordum. Ömrümün geri kalan her anını seninle geçirmek istiyordum, senin yanında ama bu ömrümün yarısına kadar bile sürmedi. Sürdürmedin.

Beni sevme, Bizi sevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin