First plan

412 51 3
                                    

Bayağı ship bölümü olmuş ama rahatlamak için son bölüm bu 😂

Geri dönüş zamanında Jihoo, Hae ikilisi çoktan ortadan kaybolmuştu. Jongin, Kyungsoo'yu özel bir doktora götürmek için onu yanına alıp diğerlerinin yanından ayrılmıştı. Chen ise Minseok'un durumunu öğrenmek için kimseyi dinlemeden fırlamış gitmişti. Geriye kalanlar ise bir anda yalnızlığın suratlarına vurması ile afallayan Chanyeol ve Baekhyun olmuştu.

Hava kararmaya yüz tutmuşken eve nasıl dönmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. Chanyeol gücünün yerinde olduğunu söylemiş ve o yolu yürüyerek çekmenin şu an ikisini daha çok yoracağına karar vermişti. O nedenle ortaya attığı fikre Baekhyun dünden razı olmuştu. Hava yolculuğu.

Chanyeol güçlüydü ve zaten kısa mesafe olacağı için Baekhyun'u ile kendisini götürmenin zor olmayacağın karar vermişti. Bir süre orada durup dinlendikleri esnada Baekhyun aklına takılan şeylerden dolayı Chanyeol'u duymamaya başlamıştı. Sevdiği oğlanın onu takmadığını fark eden Chanyeol, onun ilgisini çekmek için birkaç kez elini sallamak durumunda kalmıştı.

"Ah pardon Channie, sadece dalmışım." Uzun olan , kısa olanın bu halini görmesi ile iç çekmiş ve elini kaldırıp beyaz saçlara koymuştu. Elinde hissettiği yumuşaklık tıpkı Baekhyun'un kalbi gibiydi. "Baekhyun benimle paylaşamaz mısın? Seni ne sıkıyorsa söyleyemez misin? Gerçekten kendimi gereksiz hissediyorum bu şekilde."

Baekhyun yaptığı hata ile üzülmüştü. Amacı onu üzmek değildi, sadece onu kendi sıkıntısı ve kuruntusu ile boğmak istemiyordu.

"Chanyeol ben... Ben bilmiyorum. Sadece Chanyeol cidden ben neyim böyle?" Neden bunlar oluyor? Hiçbir şey anlamıyorum ve bu sahip olduğum şeyin kesinlikle bununla bir ilgisi var. En sonunda herkese zarar vermekten, ya da daha beteri kehanetteki kişi olmaktan korkuyorum. Hiçbir gücüm yok ama sanki bundan daha kötüsü gibi hissediyorum"

Chanyeol bunları duymayı beklememişti. Aslında o da sürekli bu tuhaf durum hakkında düşünüyordu ama Baekhyun'un tuhaf olmadığını biliyordu. En azından hissediyor ve ona tamamen güveniyordu. Zaten ne olursa olsun onun yanında olmaya da yemin etmişti. Hep Baekhyun onu koruyamazdı. Zamanı geldiğinde o Baekhyun'un yanında olacaktı.

"Ne var biliyor musun? Senin ne olduğun önemli değil." Baekhyun bu beklenmedik cevapla kafasını Chanyeol'e dönmüştü. "Ben seni tanıyorum. İstersen bir canavar ol, istersen bir kek önemli değil. Ne olursa olsun ben daima yanında olacağım ve seni seveceğim. Bunun başka açıklaması yok."

Chanyeol suratına koyduğu tatlı bir gülücük ile Baekhyun'a derin derin baktığında Baekhyun hafifçe yükselip ona cevabını bir öpücükle vermişti.

"Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum." Birbirlerine sarıldıklarında gitme vakitlerinin geldiğini anlamışlardı. Zaten hava da kararmıştı, artık malikaneye dönmeleri gerekiyordu. Chanyeol küçük bir sihirle oluşturduğu süpürgeye oturduğunda Baekhyun hemen onun arkasında yerini almıştı.

Havalandıklarından birkaç dakika sonrasına kadar her şey güzel gitmişti. Ta ki Baekhyun'un aklına gelen Chanyeol'a teşekkür etme şekli onları öldürmeye milim bırakana kadar.

Hareketli oğlan birden havada giderlerken oturduğu yerden kalkmış ve yere düşmemeye özen göstererek Chanyeol'un önüne geçmiş ve bacaklarını ona sarıp yüzü ona dönük oturmuştu. Chanyeol Baekhyun'un yaptığı bu ani hareket ile neredeyse kontrolü kaybedecek olsa da son anda yırtmışlardı.

"Baek napıyorsun?"

"Eve gidene kadar bekleyemedim Channie."

"Neyi bekleyemedin?" Chanyeol o an sormamış olmayı dilemişti.

Black Flame ○ Chanbaek/BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin