Last Stone

463 50 36
                                    

Ya bölümle ilgili bir sıkıntı var ağlayacağım :<

Geçen sefer yaşanan olaydan sonra Lider Jihoo'nun isteği üzerine kimse bir göreve çıkmamış, herkes malikanede kalmıştı. Hatta durum öyle bir şekil almıştı ki, herkes ortak salonda toplanıp büyük bir parti vermeye başlamıştı. Açıkça bu partinin neden bir anda ortaya çıktığı belli değildi. Üstüne üstlük en korkunç yanı ise Jihoo'nun da bu partiye katılmış olmasıydı.

Şarkılar söylenip, gülünüp eğlenilirken Jihoo kenarda oturmuş üçüncü bira bardağını kafasına dikiyordu. Normalde sesten nefret eden bölük liderlerinin bile onlara katışmış olması Siyah ışık bölüğündeki herkesi çok mutlu etmişti. Kısa bir süre sonra Beyaz Işık'tan insanların da bu partiyi duyması üzerine şimdi bütün malikane dans edip gülüp eğleniyordu.

Jihoo'nun ses çıkarmamasının nedeni belliydi. Çok olay olmuştu ve herkes yıpranmıştı, Jongin'in de bir şey dememesi üzerine çocukların eğlenmesine izin vermişti. Tabi ne olur ne olmaz diye başlarında durma görevini de üstlenmişti. Sonuçta malikaneyi yıkacak güçler vardı ki bunların başında aslında sarhoş olmaması gereken ama sarhoş olan Jihoo vardı.

Tabi kendisi bundan habersizdi.

Baekhyun, Chanyeol ve diğerleri ile şömineye yakın bir yerde oturmuş sohbet ederken bir yandan da şarkı söylüyorlardı. Kekçi kız ise herkese kek dağıtıyordu. Bu seferki kekin teması eğlenin salaklardı. Kimse tabi o kızın nasıl beş dakikada herkese yetecek kadar kek yaptığını sorgulamıyordu. Sadece tıkınmakla meşguldüler.

"Minseok kardeşin nasıl?"

"Ah daha iyi Baek. Çok sarsılmadığı için mutluyum açıkçası. O gün size de yardım edemedim. Kusura bakmayın." Minseok o günden dolayı hala pişmandı. Sonuçta elinden hiçbir şey gelmemişti.

"Saçamala Min, bunun lafı bile olmaz." Chen'in sözüne herkes katıldığında Minseok iyi arkadaşlara sahip olduğu için mutluydu.

O gün en sessiz olan kişi Kyungsoo'ydu. Tabi bu herkesin ilgisini de çekmişti. Chanyeol bir şeyler demesi gerektiğini düşünmüştü. "Kyung, bir şey mi oldu?"

Daldığı düşüncelerden sıyrılan çocuk soru karşısında karşısındaki arkadaşlarına baktı. "Önemli bir şey değil. Gerçekten." Bunu demiş olsa da Baekhyun sırıtmadan edememişti.

"Bölük liderin mi?" Bu soru ile faltaşı açılan gözler her şeyi belli etmişti. Diğerleri ise çocuğun bu haline gülmeye başladığında Kyungsoo da gülmeden duramamıştı.

Ama bu mutlu ortam ne yazık ki çok uzun sürmemişti. Partinin tam ortasına çatıdan giren bir büyü yüzünden bir anda ortalık savaş alanına dönmüştü. Sonunda büyünün arasından görünen kişi önceden çatıştıkları Noru'ydu. Sinirle etrafına bakarken gözü sadece birini tarıyordu. Bulduğunda ise o tarafa döndü.

Jihoo ayaklanmış kıza saldırmak için hazırda bekliyor, aynı zamanda da hasarı kontrol ediyordu. Yaralananlar vardı ve düzgün bir plan yapılmalıydı. Çünkü bu sefer kızdan sezdiği güç öncekinden farklıydı. Eline tırpanını aldığı gibi şövalyelerin toplanmış olduğu yerin önüne geçti. O da kızın hedefinin az çok kim olduğunu tahmin ediyordu. Şu an asıl aklına takılan şey ise büyü çemberini nasıl geçtiğiydi.

"Ne işin var burada?"

"Sen sus moruk, Baekhyun ile yarım kalan bir işimi halletmeye geldim. Seni ilgilendirmez!" Jihoo sinirine hakim olmaya çalışırken elindeki tırpanı ölümüne sıkıyordu.

"Benim malikaneme saldırdığına göre ilgilendirir." Noru onu daha fazla dinlememeye karar verdiğinde ona tuhaf büyüsünden yollamış Jihoo'yu yere yapıştırmıştı.

Black Flame ○ Chanbaek/BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin