Merhabalar YağHaz Fandom ailem. Biliyorum geciktim. Ama bu hafta hiç fırsat bulamadım. Umarım beni affedersiniz. Bu bölümü birilerine ithaf etmeyeceğim çünkü bu bölüm hepinize, tüm aileye ithaf edilmiştir. Biz tek yürek olabildik ♥ O yüzden bir defa daha kan bağı olmaksızın, ruh bağıyla bir arada duruşumuza ithaf ediyorum bölümü. Hepiniz keyifle okuyun ♥
Sevgiler... ♥
Yağız salonun ortasında durmuş, az önce zor zapt ettiği ve şimdi şaşkınlıkla yüzüne bakan kadına doğru bakıyordu. Kendini bile şaşırtmış sayılabilirdi aslında o yüzden kadının şaşkınlığı onu şaşırtmıyordu.
"Konuşabilir miyiz?"
"Oğlum..."
"Konuşabilir miyiz dedim. Baş başa." Dedi Yağız gözlerini bir an bile Sevinç'ten ayırmazken. Sevinç oğluna bakarken başını salladı aşağı yukarı ve ardından yutkundu. Gözleri bir an Hazan'a döndü ama sonra dışarı yöneldi.
Yağız dışarıya giden kadının ardından merdivenin başında duran Hazan'a baktı. Kadın perişan görünüyordu ve bu onun içini eziyordu ama eğer onu korumak istiyorsa asıl kıyamet burada durmuyordu. Az önce kapıdan çıkmıştı. Önce onu durdurmalıydı. Sevinç Hanım'ın kapının önüne bıraktığı valizi alarak dışarı yöneldi peşinden.
Yağız dışarı çıktıktan sonra kapıyı peşinden çekti ve ardından koridora yöneldi Sevinç de yanından yürürken.
"Konuşmamız gereken şeyler var oğlum. Sinan yüzünden geldiğimi düşünüyorsan, yanılıyorsun." Dedi Sevinç, asansörün önüne geldiklerinde. Yağız asansörün tuşuna bastıktan sonra dönüp yanındaki kadına baktı.
"Tek bir şey sormak istiyorum."
Sevinç başını salladı sor dercesine.
"Hazan'ın annesinin bu konuyla alakası var mı?"
"Sadece annesinin değil. Hazım'ın da bu konuyla alakası var." Dedi Sevinç, Yağız'ı şaşırtacağını düşünürken Yağız sadece yüzünü buruşturdu. Biliyordu.
"Tamam." Dedi Yağız başıyla onaylarken. "Kalanını biraz uzaklaşıp konuşalım olur mu?"
...
"Ne yapacaksın? Vardır bir planın elbette bunu söylediğine göre."
Başını iki yana salladı Sinan Meryem'in dedikleri üzerine. "Hayır." Dedi sonra. "Hayır bir planım yok. Bilmiyorum..."
"Tamam." Dedi Meryem de başını sallayıp. "O zaman ne yapamayacağını konuşalım. O zaman belki ne yapacağın netleşir."
"Nasıl yani?"
"Mesela düzgün bir basın toplantısı düzenleyebileceğini sanmıyorum. Babanın seni şirketten kovduğunu söyledin. Böyle bir şey organize etmez."
"Doğru." Dedi Sinan başıyla onaylarken. "Zaten ne diyebilirim ki?"
"O tarafta kendilerini kurtardılar var sayıyorum ben. Tabi ilerde bunu netleştirirsen güzel olur ama şimdi asıl konu bu değil bence."
"Neymiş asıl konu?" diye sordu Sinan başını iki yana sallayıp.
"Annenle konuştun mu?" diye sordu Meryem, Sinan'ın gözlerini kısmasına sebep olurken. "Annen... Sinirlidir şimdi Hazan'a. Aranıza girdiğini tüm ülkeye duyurdun sonuçta. Bir şey yapmasın?"
"Haklısın." Dedi Sinan başını sallarken. "Önce onunla konuşsam güzel olacak."
...
Sevinç Hanım Yağız'ın yanındaki koltukta oturmuş ve oğlu onu artık her nereye götürüyorsa buna teslim olmuştu. Ancak beynini çok fazla zorlayacak gelişmeler olduğu için buna direnecek hali kalmamıştı. Sadece oturmuş olanları düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceyarısı Mumları [Tamamlandı]
Fanfiction"Hazan bir gün Alzheimer gibi ciddi bir unutkanlık hastalığına dahi yakalansa, hayatta iki kişiyi asla unutmazdı. Biri Sinan, diğeri Yağız... Çocukluk arkadaşları. Üç silahşörler... Aslı, Deniz ve Efe gibi. Dawson, Joey ve Pacey gibi. En yakınları...