40. Bölüm - Biz Üçümüz

1.4K 76 69
                                    




Merhaba çok sevgili okuyucularım. Çok geciktirdim biliyorum ama aynı anda hem çalışıp hem okumak çok zormuş. Affınızı rica ediyorum. Hali hazırda az bir bölüm kaldı finale ancak bu süreçte düzenli bölüm vaadi veremiyorum ne yazık ki. Yine de okuduğunuz ve destek olduğunuz için çok teşekkür ederim. Mini mini gelişmelerle yeni bölümü sevdim ben. Umarım siz de seversiniz. Keyifli okumalar ❤️

Sabah

Yağız gözlerini açtığında kalın perdenin altından ve aralığından odaya az bir güneşin sızdığını görebiliyordu. Ama sadece biraz. Güneşin onların dünyasına sızdığı kadar...

Kol saatini kontrol ettiğinde saatin 9'u geçtiğini gördü. Yanındaki komidinde Hazan'ın ve onun telefonları vardı. Hazan önceki gece sorunlardan kaçmak için kapattırmıştı ama bu kadar kaçmak yeterdi. Onlar içerideyken işler düzelmeyecek bir boyuta gelebilirdi. Telefonunu eline alarak açtı. Ece'den gelen aramaları gördü hemen. Ardından Ali'den de gelmişti. Hangisini arayacağını bilemedi ama Ece ve Ali'nin durumu göz önünde bulundurulduğunda muhtemelen aynı sebepten aramışlardı onu. Yani Ali de biliyordu diyerek Ece'den daha rahat bir şekilde konuşabileceği Ali'yi aradı.

"Çok şükür." Diyerek telefonu açtı Ali.

"Çok mu kötü bir şey oldu?" Diye sordu bunun üzerine Yağız endişeyle.

"Baya. Ama önce sen. Neden kapattınız telefonu? Ters bir şey yok değil mi?"

"Hayır." Dedi Yağız. "Sadece biraz bunaldık. Ne oldu?"

"Sinan." Dedi Ali Yağız'ın yüzünü buruşturmasına sebep olurken.

"Ne yaptı?"

"Haber ajansını basmış. Bu haberi size kim verdi diye. Yanında Meryem'de varmış. Onlar da kameraya almışlar. Kardeşin yine viral oldu."

"Bütün videoyu izlemek istediğimi sanmıyorum." Dedi Yağız yerinden kalkarken pencerenin yanına yürüyüp araladığı perdeden dışarıya bakarak görülmediğini umarak. Dışarıdaki gazeteciler bahçedeki koltuklarda uyumuşlardı ve bir kısmı uyanmış kenarda sigara içiyordu. Bazıları simit yiyordu. Buraya resmen kamp kurmuş gibiydiler.

"Bütün videoyu izlemeni zaten önermem. Bilmen gereken şu ki hadleri aşan soru duymaya kardeşinin tahammülü yok. Ortalığı dağıtmış. Şimdi nezarette. Orada sabahladı. Size ulaşamadık, babasıyla dün gece takışmış ve Meryem onu çıkarırsak daha büyük problem olacağını söyledi. Biz de çıkarmadık. Gidip onu alabilir misin?"

"Tamam." Dedi Yağız üzerini giyinirken. "Ben onunla ilgilenirim. Merak etme."

"Haber vermeyi unutma. Meryem ona kızgın ama aklı onda. Bilmek isteyecektir."

"Haber vereceğim."

Yağız telefonunu kapattı ve üzerini hızla giyindi. Dışarı çıkacağı sırada dönüp Hazan'ın odasına baktı. Onu bu şekilde bırakıp gidiyordu ama en azından aradığında ona ulaşabilmek istiyordu. Kahve masasından Hazan'ın kapalı telefonunu aldı ve açtı. Ardından sim kilidini de açarak tekrar kahve masasının üzerine bıraktı ve evden çıkıp kapının önünde bir hareketlilik için sabah etmiş gazetecilerin, sorularının ve kameralarının arasından arabasına yürüdü.

"Yağız Bey Hazan Hanım'la ilişkinizle ilgili bir açıklama yapacak mısınız efendim?"

"Hazan Hanım'ın Sinan Bey'le kardeş olduğunu biliyor muydunuz efendim?"

"Yağız Bey, Sinan Bey'in dün gece çıkardığı olayla ilgili bir açıklama yapacak mısınız?"

Yağız kapıyı peşinden çektiğinde muhabirlerin sesleri biraz olsun azalırken beyninden tekrar ediyordu. Dinleme, dinleme, dinleme... Sinan'ı bir an önce toparlayıp Hazan'ın yanına dönmeliydi. Hızla arabanın motorunu çalıştırdı.

Geceyarısı Mumları [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin