Merhaba ömürlük okuyucularım...
Bir sayfa kopuyor, kapanıyor hayattan. Bitiyor ömrümün en özel işlerinden bir tanesi. Birlikte bitiriyoruz. 20 bin kelime, 38 sayfa, kendine özel bir çalma listesi oluşturabilecek kadar fazla şarkı sayısına sahip, kocaman bir zaman dilimini kapsayan bir final bölümüyle karşınızdayım. Umarım çok seversiniz. Ve hiç unutmazsınız.
PS: Yokluğuna alışma sürecim için Geceyarısı Mumları'nın alternatif hikayelerini önümüzdeki haftalarda Anlatılmamış Masallar'dan takip edebilirsiniz. Önümüzdeki hafta acaba onu mu yazsam bunu mu bir süre bilemediğim ve sonra o şekilde yazmaktan vazgeçtiğim alternatif finalle başlayacağız ve sonrasında da çok kilit noktalardaki değişikliklerimle hikayeyi başka boyutlara çekişimi okuyabileceksiniz. Ama onlar alternatif. Koca bir ağacın gövdesi Geceyarısı Mumları'ydı ve onlar sadece minik dallar. Yine de aynı ağaç. Gelirseniz ve hemen kopamam derseniz beklerim.
Final afişimiz...
Ve son defa... Perde!
1 hafta sonra
Hazan elindeki çiçekleri önüne geldiği mezara bıraktı ve ardından mezarın yanına oturdu. Elin mezarın üzerinde gezdirdi. Bu toprağın altına çok uzun zaman değil iki ay önce gömmüştü babasını. İki ay önce kaybetmişti onu. İki ay... Ne kadar uzun olabilirdi ki? Babası birgün tamamen gidiverecektiyse bile bu toprağın altından, henüz değildi diye düşünüyordu. Henüz babası oradaydı ve elini toprağa koyduğunda onu hissedebilirdi. Çok değil iki ay önce babasını ilk gömdüklerinde sarıldığı topraktı bu. Ve yine ona sarılmaya gelmişti.
"Baba..." dedi sesi çatallanırken. "Üzgünüm, daha önce gelmedim. Gelememedim. Ardından neler oldu bilmiyorsun. Bütün dünyayla savaşmam gerekti. Bütün dünyaya karşı senin kızın olarak kalmam gerekti. Benden seni almaya çalıştılar. Sana dair bende ne varsa, ne kaldıysa almaya çalıştılar. Seni içimde yaşamamı bile yasaklamaya çalıştılar, bıraktığın şeyleri korumak bırak, dokunmamı engellemeye çalıştılar."
Hazan bir an durup derin bir nefes aldı dudaklarını yalarken. "Ben elimden geleni yaptım. Ama artık gücüm kalmadı. Savaşamıyorum ben. Hayattaki en önemli iki şey arasında sıkışıp kaldım. Sevgim ve gururum. Aklım ve kalbim... Önümü göremiyorum. Yolumu bulamıyorum. Seçmeye çalışıyorum, devam etmeye çalışıyorum ama olmuyor. Kalbimi seçsem aklım, aklımı seçsem kalbim beni rahat bırakmıyor. Çok yoruldum ben. Ne yapacağımı bilmiyorum.
Hayatta olsan bana ne derdin bilmiyorum. Kırık güveninin peşinden aklının üzerine git mi derdin, yoksa aksini mi söylerdin. İnan bilmiyorum ama keşke bilebilseydim. Onca zaman insanlara hep senin beni değil annemi uzaklaştırmak için bunu yaptığına, benim kızın olmadığımı göstermeye çalıştığına ikna etmeye çalıştım ve hepsi çok zordu. Ama doğru olanı bilirken gerçekten, yapması ne kadar zor olursa olsun insan peşinden gidebiliyor. Ama şuan, şimdi farklı. Şimdi doğruyu bilmiyorum. Ve yanımda olmandan çok daha fazla ihtiyacım var yol göstermene. Kayboldum ben. Karnımda minicik bir bebekle kayboldum baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceyarısı Mumları [Tamamlandı]
Fanfiction"Hazan bir gün Alzheimer gibi ciddi bir unutkanlık hastalığına dahi yakalansa, hayatta iki kişiyi asla unutmazdı. Biri Sinan, diğeri Yağız... Çocukluk arkadaşları. Üç silahşörler... Aslı, Deniz ve Efe gibi. Dawson, Joey ve Pacey gibi. En yakınları...