nikah memuru: siz sayın Eylül Acar Ali Göktürkü eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Eylül: evet!
alkışlar.
nikah memuru: siz sayın Ali Göktürk Eylül Acarı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Ali: evet!
nikah memuru: Kadıköy belediyesinin verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum.
Ali ile Eylül ayağa kalkarlar. gülüyorlardı. Ali Eylülün alnından öper. alkışlarlar.......
Eylül irkilir. terlemiştir. derin derin nefes alıyordu.
Eylül: ne rüyaymış be... off
Ali: aşkım noldu?
Eylül: hiç. rüya gördüm.
Ali: hmm anlatır mısın?
Eylül: güya biz evleniyoruz.
Ali gülümser
Ali: olacak bir gün 🤗
Eylül: inşallah
Ali: hadi kalk sana kahvaltı hazırladım.
Eylül: kalktım
Eylül elini yüzünü yıkar, bir şeyler giyer ve aşağıya iner. Ali Eylülü görünce gözlerini ondan ayıramaz.
Eylül: ne öyle bakıyorsun?
Ali: aşkım çok güzel olmuşsun.... 😧
Eylül: of Ali abartma, sadece siyah kot ve yırtık pantolon giydim. sanki ultra güzel elbise giymişim. ( fotoğrafta Eylülün giydikleri )
Ali: olsun.. benim gözümde sen her zaman kraliçesin 😍
Eylül gülümser.
Eylül: ben ve kraliçe? hayatta olamaz!
Ali: niyeki?
Eylül: hay aman neyse hadi yemek yiyelim, acıktım. 😂
kahvaltı ederler.
Eylül: aşkım bugün ne yapalım?
Ali: ne dedin sen?
Eylül: ,,ne yapalım" dedim.
Ali: ondan önce.
Eylül: ,,bugün" dedim.
Ali: ya işte ondanda önce
Eylül gülümser
Eylül: ,,aşkım" dedim 😊
Ali: ,,aşkım"? a... a.... ,,aşkım" dedin?
Eylül: evet 😊
Ali: ya bir daha söylesene 😧
Eylül: aşkım
Ali: bir daha
Eylül: aşkım
Ali: bir daha
Eylül: aşkım
Ali: ay resmen ,,aşkım" diyor ya! 😄😄😄bir daha söylesene
Eylül: Ali bak çakacağım şimdi! hadi ye!
Ali: ya ama..
Eylül: hadi!
Ali: tamam be tamam
Eylül yemek yiyordu Ali ise gülüyordu
Eylül: ne gülüyorsun?
Ali: hiç 😃
Eylül: ya sabır...
kahvaltı ederler sonra sofrayı toplarlar.
Ali: ee planımız ne?
Eylül: ya şey.. alışverişe çıkalım mı? ben bir kaç şey almak istiyorum.
Ali: ok
AVM-e gelirler. herkes Eylüle bakıyordu.
Ali: niye herkes sana bakıyor?
Eylül: bilmem, tanıyorlar herhalde
Ali: nerden?
Eylül: gazeteden falan
Ali: gazete mi? sen gazeteye mi çıkmıştın?
Eylül: hala çıkıyorum. gençler tayfası beni çok seviyor bir o kadarda benden korkuyorlar.
Ali: neden korkuyorlarki?
Eylül: çünkü benim hala Eylül değil Siyah olduğumu düşünüyorlar
Ali: pek sen niye gazeteye çıktınki?
Eylül: bir tek ben değil, bütün çete. biliyor musun çocuklar ve gençler bu dünyada eğlenmekten başka hiç birşey bilmiyorlar. o kadar fantastik filmler bakıyorlarki, beni o filmlerin kahramanı olarak görüyorlar. yani ben zülüm eden insanları öldürüyorum falan, acı çeken insanları kurtarıyorum. ( gülerek ) beni hatta örümcek adam gibi sanıyorlar 🤣 ama kız cinsiyetinde tabi.
Ali: anladım.
yürüyorlar ve herkes Eylülün arkasından bakıyordu. en çokta erkekler. Ali bunu görür ve sinirlenir. bir tanesi Eylüle bakınca durur.
Ali: ne bakıyorsun lan?! ne bakıyorsun?! çok bakarsın! o kız benim tamam mı?! gözlerini başkalarına süz!! yürü git kırmayım ağzını burnunu!!!
adam uzaklaşıyordu ama hala bakıyordu.
Ali: bak hala bakıyor...
Eylül: Ali!
Ali arkasını döner.
Eylül: olm ne yapıyorsun ya?
Ali: ne yapıyormuşum?
Eylül: lan az kala çocuğun üstüne çıkacaktın!
Ali: e oda bakmasın! nasılda pis pis bakıyordu şerefsiz!
Eylül: Ali! ben şu an sana ne anlattım? onlar beni tanıyor!
Ali: e tanıyorlarsa gelsinler adam gibi ,,merhaba" desinler!
Eylül: Ali sen beni hiç dinliyor muydun?! onlar beni tanıyor ama ben onları tanımıyorum!
Ali: o zaman onlarda seni tanımayacaklar!
Eylül: sen beni kıskandın mı?
Ali: ne kıskanması ya? sadece korudum 😳
Eylül: korudun?
Ali: evet korudum!
Eylül sırıtır.
Ali: sırıtma! sadece korudum!
Eylül: ( gülerek) iyi madem öyle olsun 😂😂 gel hadi şu mağazayada girelim.
Ali: hadi.
mağazaya girerler. Eylül direk siyah yırtık pantolon ve siyah kazaklara, tişörtlara ve şortlara yaklaşır. bir tane siyah kazak alır.
Eylül: Ali bu nasıl?
Ali: iyi.
Eylül: sadece iyi mi?
Ali: ya kızım sen hep böyle siyah giyer misin? hep kazak, yırtık pantolon, tişört falan mı giyersin? elbise hiç mi giymiyorsun?
Eylül: ben elbiselerden nefret ediyorum.
Ali: neden?
Eylül: çünkü elbise benim zayıf olduğumu gösterecek. ben zayıf değilim.
Ali: ya Eylül genelde kızlar elbise, etek falan giyerler. ne bileyim topuklu ayakkabı falan. sen burda kazak, pantolon falan seçiyorsun üstelik hepsi siyah. sen siyahtan başka hiç birşey giymez misin? yani genelde kızlar mağazada bir sürü elbise deniyorlar, erkekler kanepede oturup tövbe ederlerki çabuk bu gün bitsin diye, sen hiç onlardan değilsin. niye sen böylesin? niye kendini erkek gibi gösteriyorsun?
Eylül: çünkü benim karakterim erkek karakteri. ben böyleyim tamam mı!! yeter artık ya!! karışmayın bana!!
kazakı yere atar ve mağazadan sinirli çıkar. ağlamak istiyordu ama ağlamıyordu.
Eylül: ağlamayacaksın Eylül, ağlamayacaksın!
Ali abarttığını anlar ve Eylülün peşinden koşar. kolundan tutar ve kendine çeker.
Ali: Eylül özür dilerim..
Eylül: bırak..
Ali: Eylül affet özür dilerim boş bulundum...
Eylül: sen kırdın beni! bırak!
Ali: özür dilerim çok özür dilerim..
Eylül çırpınıyordu ama Ali onu sıkı tutuyordu.
Eylül: bırak!!
Ali: gel gel..
sımsıkı sarılır ona. Eylül başını Alinin göğsüne koyar. çok sinirliydi
Ali: şşş tamam
Eylül: bir daha bana öyle laflar etme..
Ali: etmeyeceğim
Eylül: söz ver
Ali: söz. hadi gel gidelim alalım onu.
Eylül: yok ya beğenmedim zaten hadi eve gidelim.
Ali: peki.
eve gelirler.
Ali: film izleyelim mi?
Eylül: olur.
Ali: ne olsun?
Eylül: Alacakaranlık
Ali: vay be! sen vampirleri mi seviyorsun?
Eylül: evet. en çokta Edwardı. yani Robert Pattinsonu.
Ali: anladım. 😄
filmi açar ve mısır patlatırlar. biraz bakarlar sonra Eylül telefonu çalar. arayan Sinandı.
Eylül: Sinan arıyor.
Ali: aç bakalım.
Eylül açar.
~konuşma ~
Eylül: efendim Sinan
Sinan: Siyah ben gidiyorum
Eylül: ne demek gidiyorum? nereye?
Sinan: yurtdışına. ayrılıyorum sizden.
Eylül: niye?
Sinan: çünkü sen artık bizim çetenin başı değilsin..
kapatır.
~konuşma biter ~
Eylül: aa!
Ali: noldu?
Eylül: Sinan.. gidiyormuş...
Ali: nereye?
Eylül: yurtdışına söyledi.
Ali: neden?
Eylül: ben artık çetenin başı değilim o yüzden. acaba niye böyle dediki?
Ali: e sen artık o çetenin başı değilsin ya.
Eylül: hayır o değil.
Ali: ne peki?
Eylül: sanki veda ediyormuş.. sanki yurtdışına değil... ölüme gidiyormuş gibi..
Ali: ay Allah korusun! yok artık! Sinan niye kendini öldürsünki?
Eylül: bilmem...
Ali: hadi devam edelim.
Ali yine kanepeye yaslanır ve filmi seyretmeye devam eder ama Eylülün içinde bir hiss vardı. korku hissi......