24. Bölüm

299 13 0
                                    

Ali: aşkım... hadi kalk kahvaltı hazır... Eylül....
Eylül gözlerini açar.
Eylül: ( uyku sersemiyle ) günaydın mavişim 😍
Ali: günaydın yeşilim 😍
Ali Eylülün yanağından öper.
Ali: hadi kalk.
Eylül: kalkıyorum....
Eylül kalkar, elini yüzünü yıkar ve aşağıya iner. sofraya bakar.
Eylül: vay be sofraya bak! aşkım yemin ederim benim şansım bana çok gülüyor seninle 😘
Ali: 😘
sofraya otururlar. birden kapıyı kimse çok sert vurmaya başlar.
Ali: noluyor ya?!
Eylül kapıyı açar. Serdardır.
Eylül: lan niye vuruyorsun direk kırsana!!
Serdar: nerde o şerefsiz?! 😡😡😡😡😡
Eylül: kim? 
Serdar eve dalar.
Serdar: ALİ GÖKTÜRK!!!!! NERDESİN LAN?!! ÇIK ORTAYA!!!
Ali: NOLUYOR LAN?! NE BAĞIRIYORSUN?!
Serdar koşarak Aliye yumruk atar. Ali yere yığılır. burnu kanıyordu. Serdar Alinin üstüne çıkar ve vurmaya başlar.
Serdar: hepsi senin yüzünden!! sen geldin ve bizi darmadağın ettin!!! senin yüzünden!!!!
Eylül: SERDAR!!!! SERDAR DUR!!!
Serdar: senin yüzünden Sinan öldü!!! it herif!!!!
Ali: YETER LAN!!!!
Serdara yumruk atar, Serdar geriye düşer. dudağı kanıyordu.
Ali: LAN EĞER BEN GELMESEYDİM HEPİNİZ ZATEN BİR GÜN ÖLECEKTİNİZ!!! AMA BEN HERŞEYİ DEĞİŞTİRDİM!!!!! EVET!!!!! EVET HAKLISIN!!! BELKİ BENİM YÜZÜMDEN ÇETE DAĞILDI!!!!!! AMA BENDE BİR İNSANIM TAMAM MI?!!! BENDE ÇOK ÜZGÜNÜM!!!!!! KEŞKE SİNANIN O UÇAKTA ÖLECEĞİNİ BİLSEYDİM!!!!! KEŞKE HERŞEYİ TAM BAMBAŞKA YAPABİLSEYDİM AMA OLMADI İŞTE!!!!!!!!!
Serdar: namussuz hayvan herif!!! öldüreceğim lan seni!!!
Serdar Aliye yürür ama Eylül orataya sokar kendini.
Eylül: YETER!!!! EĞER ONA DOKUNURSAN SENİ BEN ÖLDÜRÜRÜM!!!!!
Serdar: Siyah çekil önümden sana zarar gelsin istemiyorum.
Eylül: LAN GELİRSE GELSİN BE!!!! YETER LAN YETER BIKTIM HEPİNİZDEN!!!!!!! EVET SİNAN ÖLDÜ AMA BUNUN ACISINI EN ÇOK BEN ÇEKİYORUM!!!!!! O KÜÇÜKKEN HASTALANINCA BEN OLDUM YANINDA!!!!! AĞLADIĞINDA BEN ONU SAKİNLEŞTİRDİM!!!! ( ağlar ) hepiniz elimde büyüdünüz... ben size anne oldum, baba oldum! siz beni arkadaş bildiniz, kardeş bildiniz 😭😭😭😭😭😭ama ne yapalım? buraya kadarmış.... biz hiç birşeyi değiştiremeyiz artık! bir tek sen mi acı çekiyorsun? ya ben geceleri uyuyamıyorum ya! bu vicdan azabı benim yerle bir ediyor! inan her gün ,,bugün benimde sonum gelsin" diye dua ediyorum! ama sonra Ali çıkıyor.
Ali ona bakar. gözleri dolmuştu. Serdarda ağlıyordu.
Eylül: Ali çıkıp bana ,,aşkım" diyor ve herşey değişiyor! sen hiç sevmek ne demek bilmiyorsun ama zamanı gelince öğreneceksin! biraz beni düşünün be! dördünüz kaldınız... eğer sizede birşey olursa o zaman ben kendimi öldürürüm!
sinirli ve ağlayarak yukarıya çıkar. yatak odasına gelir ve yatağa oturup ağlar.
Ali: hiç mi onu düşünmüyorsun?
Serdar gözlerini kaldırır ve Aliye bakar.
Ali: ,,Eylül acı çekiyor muydur? " hiç mi aklına gelmiyor?
Ali yukarıya çıkar. Serdar söylediklerinde çok pişman olur. gözyaşları süzülür. Ali odaya gelir. Eylülün önünde eğilir.
Ali: tamam ağlama...
Eylül: yapamıyorum artık Ali.. yapamıyorum... ölmek istiyorum..... 😭😭😭😭😭😭😭😭
Ali: hey hey hey sakın!
Ali ona sımsıkı sarılır. saçlarından öper.
Ali: sakın......
Serdar odaya gelir. Ali ile Eylül ayrılırlar. Eylül gözyaşlarını siler. Serdar Eylülün önünde eğilir ve gözlerinin içine bakar.
Serdar: özür dilerim....
Eylül dayanamayıp Serdara sarılır. ikiside ağlıyordu. Alide ağlıyordu. ayrılırlar.
Serdar: Ali sendende özür dilerim. kendimde değildim. öfkem gözlerimi karartmıştı. affet..
Ali Serdarın omuzuna elini koyar.
Ali: insanı ancak eceli korur. belliki Sinanın eceli onu koruyamadı. aldı ve gitti. seni anlıyorum.
Ali ona sarılır.
Eylül: neyse ya yeter.. ( gözyaşlarını silerek ) amma ağladık arkadaş! ben drama dizisinde hiç bu kadar ağlamamıştım anasını satıyım!
Ali ile Serdar gülerler.
Eylül: hadi aşağıya inelim.. ( duraksar ) eyvah kahvaltı! lan benim yumurtam soğudu!
koşarak aşağıya iner. Serdar Aliye başını çevirir.
Serdar: sana büyük sabır kardeş.
ikiside gülerler. aşağıya inerler.
Eylül: Allah yumurtam!
yumurtayı alır ve ağzına sokar.
Ali: kız yavaş!
Serdar: hakkaten o neydi ya? hayran kaldım valla 😧
Eylül güler.
Eylül: sen kahvaltı ettin mi?
Serdar: yani...
Eylül: anlaşıldı etmedin. otur. çay?
Serdar: olur.
Eylül Serdara çay koyar.
Ali: bugünkü planımız ne?
Eylül: bir yerlere gidelim ya
Serdar: Ali bugün milletle basket oynayalım mı?
Ali: olur.
Serdar: o zaman ben diğerlerinede haber veriyim.
Eylül onlara ters ters bakar.
Eylül: ooo iyi valla ya! siz erkekler kendi aranızda herşeyi planladınız! ben ne yapıyım o zaman?
Serdar: sende yargıç olursun.
Ali: aynen.
Eylül sinsi sinsi bakar.
Eylül: ok.
Ali ona yaklaşır. fısıldar.
Ali: aşkım ama sen benim yanlışlarımı görmezden geleceksin. ok?
Eylül: niye?
Ali: ben senin sevgilinim ya.
Eylül: Allah Allah sen benim sevgilimsin diye ben kurallara yanlış mı geleyim?
Ali ona şaşkın şaşkın bakar.
Serdar: ne o öyle fısır fısır? ne konuşuyorsunuz?
Eylül: Ali diyorki o benim sevgilim diye ben onun yanlışlarını görmezden geleyim
Serdar: yuh! Ali?
Ali: ya ne var? sevgilisiyim sonuçta yani bana acımalı
Serdar: niye lan? sen gökyüzüden mi düştün?
Eylül: aynen valla
Ali bir Serdara, bir Eylüle bakar.
Ali: lan tamam! sizdende birşey istemek olmaz haa!
Eylül: nazlanma!
Serdar: hadi ben kaçar. görüşürüz
EyAl: görüşürüz
Serdar gider.
Ali: bunun hesabını soracağım sana
Eylül: he canım he sorarsın
Ali: 😒
Ali ile Eylül hazırlanırlar ve evden çıkıp anlaştıkları yere giderler. Orkun, Ömer, Rüzgar ve Serdar ordaydılar. Ömer, Orkun ve Rüzgar Aliye ters ters bakıyorlardı. Ali bunu farkeder ama kavga çıkarmak istemez. oyun başlar. top Alideydi. tam atacaktıki Rüzgar onu iter. Ali yere düşer. ayağı acıyordu.
Eylül: Ali!
Ali: ahh!
Rüzgar ona yaklaşır.
Rüzgar: bu Sinan için.
sinirli sinirli bakar sonra arkasını döner ve gider. Orkun ve Ömerde onun ardından. Serdar kenarda duruyordu. Eylül Aliye koşar.
Eylül: Ali! Ali! bir tanem! iyimisin?
Ali: ayağım acıyor... kırdım galiba..
Eylül: dur dur.. Serdar! çabuk ambulans çağır!
Serdar sadece duruyordu ve Eylüle bakıyordu.
Eylül: Serdar!
Ali Serdara bakar.
Eylül: Serdar duymuyor musun beni?! Serdar ambulans çağır!
Serdar ona bakar.
Serdar: artık senin emirlerin benim için hiç birşey...
arkasını döner ve gider. Eylül şoktaydı. Alide büyük şok geçirir ama ayağının acısı onun şokunu örter.
Ali: Eylül ayağım..
Eylül: dur.
Eylül telefonunu alır ve ambulansı arar. Aliyi hastaneye götürürler.
doktor: noldu?
Ali: basket oynuyorduk sonra beni ittiler. yere düştüm ve ayağım acıdı.
doktor Alinin ayağına bakar.
Eylül: doktor bey iyi mi?
doktor: merak edilecek birşey yok. sadece ufak hasar. bir kaç yürümesin geçer gider.
Eylül: teşekkür ederim.
Aliyi bir kaç saatlik odaya alırlar. Eylül yanındaydı.
Eylül: korkum sana birşey oldu diye.
Ali: bende korktum ayağıma birşey oldu diye. şimdiden sakat kalmak istemiyorum.
Eylül: kalmazsın merak etme
Ali: Serdara şok oldum ya
Eylül: bende
Ali: nasıl böyle birşey yapar? hani biz arkadaştık? hatta kardeştik! noldu birden bire?
Eylül: onun intikam ateşi içini yakar. bu yüzden kızgınlığı hala geçmedi.
Ali: diğerlerininde geçmeyecek dimi?
Eylül: anlamadım
Ali: bugün Rüzgar, Orkun ve Ömer bana öldürücesine bakıyorlardı. Rüzgar beni itti. sonra ne dedi biliyor musun? ,,bu Sinan için" sonrada Serdarın sözleri... onlar her zaman bana düşmanları gibi davranacaklar.
Eylül: kendilerine yazık ediyorlar.
sessizlik olur.
Ali: Eylül ya sen?
Eylül: ne?
Ali: sende onlar gibi düşünüyorsun dimi? ,,Ali geldi ve herşeyi yıktı" diye. öyle mi?
Eylül: saçmalama! tabiki hayır. sen geldin ve benim hayatımı değiştirdin. ben böyle düşünüyorum.
Alinin elinden öper.
Ali: gel hadi yanıma.
Eylül Alinin yanına uzanır. başını Alinin göğsüne koyar. Ali onu kokusunu içine çeker.
Ali: iyiki varsın.. seni çok seviyorum 😘
Eylül: bende seni çok seviyorum 😘
Akşam.
Aliyi hastaneden çıkardılar ve Eylülün evinde kalır. ayağa kalkana kadar onun yerine Eylül herşeyi yapıyordu. Serdar, Rüzgar, Ömer ve Orkun bir süreliğine ortadan kaybolurlar. Ali ile Eylülün arası çok iyidi. 3-5 güne Alinin ayağı iyileşir ve rahat yürüyebilir. herşey yerine gelir. bir kaç günlük.........

Dünyaya Karşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin