CAROLİNE ANLATIM:
Damon, Elena'yı kucağına alıp yukarı taşırken arkamı döndüm. Klaus'a laf yetiştireceğim sıralarda arkamda olmadığını keşfettim. Bu da bir başlangıçtı. Kıymetlimi dönerek hiç takmadan evin içine girdim. Yanıma evin önündeki sarışın kız ve siyah saçlı adam da geldi. Onlara bakmadan kafamdaki ağrı yüzünden ilk gördüğüm koltuğa attım kendimi. Off Klaus'un eli de bayağı ağırmış diye düşünüp ona sövüyordum bu arada da. Klaus'a sövme işlemimi yarıda kesip bir buz torbası aramaya koyuldum. Bu sırada da evdeki sarı çiyan olarak adlandırdığım kız ve yanındaki erkek beni takip ediyordu. Kendimi rahatsız hissettim. Ne yani sanki biri sizin önünüzde dikilse ve hiç yanınızdan ayrılmasa sizi izlese nasıl hissedersiniz? Cevap vermeyin benden hoşlanmıyorlar!!
Mutfakta buzluğun içinde aradığım buzları bulunca bir zafer dansı yapacaktım ki son anda vazgeçtim. O insanlar beni sevmeselerde bari gözlerinde kötü görünmeyeyim o kadar da karizma bozulmasın yani. Torbamıda alıp yukarı kata çıktım. Bu sefer beni takip etmemişlerdi hayret!
Odaları gezerken bir şey dikkatimi çekti. Bir odanın kapısı işlemeler ile kaplıydı ve büyük bir ihtişamla üzerinde ''KS'' yazıyordu. Sanırım burası Klaus'un du başka kim bu kadar büyük harflerle ''KS'' yazdırır dı ki? Odanın içerisi tamamen çizimler ve tablolarla doluydu. Bazı oymalar ustalıkla işlenmişti ve bu dikkatimden kaçmamıştı. Çizimlere bakarken içimden ''nerden çaldılar?'' gibi bir soru geçmişti. Kesin çalmışlardı.
Aslında biz de Elena ile bu işlere meraklıydık. O harika resim çizerdi ben de çok güzel şarkı söylerdim. Bu dersleri bize annesi vermişti. Ek iş olarak annesinin sanat kursuna yardım ediyorduk. Tabi Elena'nın annesi bunu bir hobi olarak yapıyordu. O güler yüzlü kadının bile ölümü tatmış olduğu gerçeği tüylerimi diken diken etmişti. Biraz da yanlış gelmişti aslında, benim babam yerine neden o kadın canını veriyordu ki? Hyat adaletli derler ya? Külahıma anlatın siz onu.
Odanın içinde volta atarken, kapının önündeki gölgelerle resmen sıçradım. Sanırım yakalanacağım diye düşünüp saklanacak yer arıyordum ki YAKALANDIM. Şimdi ayvayı yedim işte. Good luck Charlie değil Good Luck Caroline!
Kapıdan içeri gelenin Klaus olmadığını görünce ufak çaplı rahatlama yaşadım. Şu sitah saçlı çocuktu. Dikkatlice süzdüm kahve gözleri, tıraş etmesi gereken kirli sakalları, ve kısa saçları vardı. Yakışıklıydı da. Söz yok! Ama gözleri Klaus'un ki gibi mavi değiller onl... Ne Klaus'u? Klaus nerden çıktı şimdi? Zihnim yine bana ihanet ediyor ne güzel! Klaus'u düşünme!
Klaus'u düşünürsen, Elena'ya, ailene, herkese, en önemlisi de kendine bir hata yaparsın Caroline, kardeşin burda olsaydı senden utanırdı! O ablasını daha farklı bilirdi! Oysa senin yaptığın en iyi şey hata yapmak, daha doğrusu bir hata olmak.
Kafamdan çık! Sen öldün! Sen uçak kazasında yanıp kül oldun, havaya savruldun. Çık kafamdan sadist adam. ÇIK!!!
''Sen şu iki kızdan birisin yanılmıyorsam? Asıl soru adın Elena mı? Caroline mı?''
Duyduğum sesle arkamı döndüm. Siyah saçlı çocuk benimle konuşuyordu. Kimdi bu adam? Niye burdaydı? Şanslı Katharina diye geçirdim içimden. Harika bir ailesi olmadığını biliyordum. En azından bizim ailelerimiz yüzünden onlarınıın ailelerine haciz açılınca öyle olmuştu. Para işteTemizleri bile kirleten bir buruşmuş kağıt parçası.
'''Ben Caroline. Sende tanımadığım iki kişiden birincisi olmalısın?''
''Ben Elijah. Klaus ve Damon'ın kuzeniyim!''
![](https://img.wattpad.com/cover/15442497-288-k290907.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAK BENİ! (Klaroline-Delena FanFiction) #Wattys16
Фанфикİntikam almak isteyen iki kardeş... Damon Salvatore ve Klaus Salvatore... Onlar tehlikeli... Aileleri dost iki en yakın arkadaş... Elena Gilbert ve Caroline Forbes... Uçak kazasında ailelerini kaybettiler... Sadece ikisini de kızı benimseyen John Gi...