Çığlıklarla uyandım! Herşeyi duymuştum. Bacaklarımın ağrısına ve kuru kan dolu ellerime bakmadan koşmaya başladım! Biri beni durdursa düşüp beyin sarsıntısı geçirebilirdim. Bacaklarım çok sızlamıştı ama ben iyi bir insan olarak herkese yardım etmeliydim. Bir kapının önüne gelinceye kadar koştumuştum! Durunca yüzümün inek yalamış gibi olduğumu tahmin ediyordum. Of bu saçlar için çok uğraşmıştım! Ne olur birini boğazlamasanız bir gün!
Tabi içeri girince bütün sözler damağımda incik, boncuk misali takıldı! Çığlık atan benim herşeyimdi demek!
Elena'nın yanına koştum! Karnında ve az da ayaklarında kaynar su vardı! Onu aldığım gibi en yakın banyoya taşıdım! Soğuk suyu açtım ve duş başlığını Elena'nın üstüne tutmaya başladım! Yaralarım sızlıyordu ama onun hali daha kötüydü! Hıçkırıklarla ağlamayı bıraktığında arada çıkan inlemelerini dinliyordum. Kim bilir o piçlerin kulaklarına melodi gibi geliyordu bu! Onları bulsaydım kimse tutamazdı beni!
Kin ve nefret bedenimi ele geçirirken bu duyguları bir yere kapattığımı hatırladım! Ama herşeyim bu durumdayken benim onlardan farkım yoktu. Bu gün ne yaptılarsa daha beterini çekeceklerdi! Benim hayatımı bu duruma getirenlerin yarın kendi hayatları ateşler içinde kalacaktı!
Koşarak Elena'nın odasına çıktım. Bir şort ve t-shirt aldım. Yaraların sargısı çıkmasın diye kısa seçmiştim.
İtirazlarına rağmen zorla Elena'ya t-shirt geçirirken bacaklarındaki yaralara bakmamaya çalışıyordum. Kindardım, hırçındım benim olana dokunulmasından da hoşnut olmazdım! Ne varsa benim olana pis ellerini sürmüşlerdi. Ne kadar iyi bir insan olsamda Elena.... O benim hayatımdan kalan son parçaydı. Puzzle gibi parçalarımı kaybetmiştim. Birleşicek parçalar yoktu ve ben bunu umursamıyordum! Parçalar başka kutulardan bulunabilirdi benim için!
Elena'yı yatağına yatırdığım gibi ellerim yumuşak saçlarına gitti. Annemin daha bana 2 yıl önce söylediği şarkıyı Elena'ya söyledim. Nasıl oluyorsa Elena uyumayı başardı! BENİM. SESİM... EŞLİĞİNDE. UYUMAYI. BAŞARAN. İLK. İNSAN! Benim sesimde uyumuştu!
Arada bir inleme sesleri Elena'nın ağzından kopuyordu. Yaraları acıyor olmalıydı. Kremlerini sürmüştüm ama pek yararı yoktu sanırsam!
Aşağı indim ve mutfak aramaya başladım. Evim kadar soğuktu burası, ev kelimesi bile canımı yakmıştı. Herşey kafama hücum ettiğinde en derinlerden bir küfür savurdum. Aklımı tek bir şeye vermeliydim ki hatıralar tekrar geri gelmesindi. 5 harf! Y-E-M-E-K! Dolabı açtığım gibi bir hamburger görme şansım! Nihahaahahah! Kesin Damon ya da Klaus'un hamburgeriy di ve bu gün piçlik yapmak benim hakkımdı. Elena'nın canını yakmışlardı!
Aşkımı(Hamburger) da alıp salona geçtim ve kumandayı aramaya koyuldum. Televizyon'u açtım ve kanalları gezdim. Şaka mısınız? Kanallarda sadece belgesel vardı'
''Bana bir daha karşı gelmeyeceksin Caroline anladın mı? Yoksa annene yaptığımı sana da yaparım. Kirli insanların kirli çocuğu paçavrası, pisliği, SEN BİR HATASIN! Yeterince açık oldum mu? Bu ailede yerin yok çek git!''
Anılar hücum ettikçe daha çok bağırıyordum. Bağırdıkça kendime kızıyordum. Kirli ve pislik olarak görülmek benim tercihim değildi. ''Annem'' dediğim kadınla bir hata yapması benim suçum değildi. Kardeşimin anne dediğim kadınnın içinde ölmesinin sebebi benim eve sarhoş gelip ''annemi'' dövmem değildi. Bunları o yapmıştı. ''Anne'' bozuntusuyla her kadın gibi davranıyordu.. Kardeşim o..o..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAK BENİ! (Klaroline-Delena FanFiction) #Wattys16
Fiksi Penggemarİntikam almak isteyen iki kardeş... Damon Salvatore ve Klaus Salvatore... Onlar tehlikeli... Aileleri dost iki en yakın arkadaş... Elena Gilbert ve Caroline Forbes... Uçak kazasında ailelerini kaybettiler... Sadece ikisini de kızı benimseyen John Gi...