ELENA ANLATIM:
Arabanın sarsılıp durmasıyla gözlerimi açtım. Zaten yarı uyuyordum. Her şeyi denesem de karnımın acısı her şeyi delip geçiyordu. İlk başta ne olduğunu anlayamamıştım, ama sonra gideceğimiz yere vardığımızı fark ettim. Hava hafif aydınlıktı. Tahminimce altı sularıydı.
Kafamı yukarı kaldırdım ve salya sümük uyuyan Caroline'a baktım. Dudaklarım hafif yukarı kalktı ve kolundan dürtüklemeye başladım. Dürtükledim dürtükledim uyanmadı. Bir ara 'kış uykusuna mı yattı acaba?' diye düşünmedim değil.
En sonunda salya akmayan yanağına bir tokat attım ve kendine geldi. Etrafa bön bön bakarken bir yandan da kapüşonlusunun koluyla ağzını siliyordu. Bu haline güldüm. Çok şirindi.
"Vardık ve sen hala uyuyorsun Care!"
"Çok tatlı bir uykuydu ama." Dedi uyku sersemi bir halde.
Kıkırdadım.
Kapı açıldı ve Damon başıyla dışarıyı gösterdi. Caroline'ın neşeli yüzü ifadesize büründü. İlk başta çıkmaya yeltendi, ama sonra onun kolunu tuttum. Hemen anladı ve beni dikleştirmeye çalıştı. Ama yapamadı, çünkü acıdan dolayı gözlerim dolmuştu. En sonunda pes etti ve arabadan çıktı.
Ben ne yapacak diye beklerken tişörtünü düzeltti ve bana yeltendi.
"Gel tatlım."
Bir elini dizimin altına, diğerini de sırtıma koydu ve beni kucağına aldı. Ağzımdan inlemeler ve küçük çığlıklar kaçtı ama Caroline'ın kucağındaydım. Caroline belli ki beni taşımakta zorlanıyordu. Sırtını arkaya doğru atmıştı.
"Care yürümeye çalışabilirim..."
"Hayır yapamazsın. Sen sadece boynuma tutun, tamam mı?"
Başımı salladım ama her ne kadar zor olsa da boynuna tutunabildim. Karnım çok acıyordu.
Damon sanki film izlermiş gibi bizi izliyordu. Sonra ilerlemeye başladı. En sonunda bir malikanenin önünde durdu. Malikane beyazdı ve ormanın ortasındaydı. Malikanenin kapısında iki erkek ve bir sarışın kadın vardı. Klaus onlarla konuşuyordu ve başıyla bizi işaret etti. Üçü de bizi baştan aşağı süzmeye başladılar. Sonra Damon onların yanına gitti ve sarılmalar falan oldu. Ben ve Caroline ise kapıda onları izliyorduk. Belliydi ki Caroline artık yorulmuştu, çünkü sürekli kolunu düzeltiyordu.
En sonunda gözlerini bizden ayırdılar ve içeri soktular.
Caroline artık dayanamıyordu. Terlemişti ve kızarmıştı. Beyaz tenli olduğu için belli oluyordu.
"Care bırak artık. Bak kendim yürüyebilirim. Sen de yoruldun..."
"Ben iyiyim."
"Bak Care. Neredeyse terlemekten iki kilo verdin."
"Sorun değil."
"Bırakır mısın..."
"Caroline, bırak kızı." Klaus konuya karıştı.
"Hayır!" dedi Caroline hırçınca.
"Efendim?"
"Dedim ki 'Hayır!'"
"Sen bana karşı mı geliyorsun?"
"Evet. Zoruna mı gitti! Ha! Bu kız sizin yüzünüzden bu durumda! Sizin yüzünüzden hem başında, hem de karnında sargı var! Sana karşı gelmem zoruna mı gitti?! Ha! Zoruna gitsin, umrumda değil!"
Kavga alevlenmeye başlamıştı. İkisi de birbirine ateş saçıyorlardı sanki. Klaus Caroline'a karşı saldırıya geçti, ama önüne sarışın kız geçti, kollarından da takım elbiseli bir adam tuttu. Klaus çırpınıyor, Caroline'a saldırmaya çalışıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/15442497-288-k290907.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAK BENİ! (Klaroline-Delena FanFiction) #Wattys16
Fanficİntikam almak isteyen iki kardeş... Damon Salvatore ve Klaus Salvatore... Onlar tehlikeli... Aileleri dost iki en yakın arkadaş... Elena Gilbert ve Caroline Forbes... Uçak kazasında ailelerini kaybettiler... Sadece ikisini de kızı benimseyen John Gi...