18. Bölüm

2.4K 136 43
                                    

(Linkin Park İn the End)
ELENA ANLATIM:

"Elena..." karanlık hertarafa çökmüştü ve ben annemin sesini duyuyordum.

"Buradayım, meleğim... Sesime gel..."

"Anne?" dedim çatlak çıkan sesime aldırmadan. Karanlık odada deli gibi etrafıma bakıyordum. Ama zifiri karanlık dışında hiçbirşey yoktu. "Anne. Neredesin? Seni göremiyorum."

"Sesime gel..." dedi. Ama sesi heryerden geliyordu. Boş etrafıma bakınıyordum. karanlık hertarafımı kuşatmıştı ama annem yoktu. Onun bana karanlığın ortasındaki melek gibi görünmesi gerekmez miydi?

Bir anda kulak zarı patlatacak derecede yüksek tiz bir ses duyuldu. Kulaklarımı tutup kendimi yere attım. Dizlerim soğuk zemine çarparken kendimi başka bir boyuttan izliyor gibiydim. O tiz ses ardından sırasını yankılara bıraktı. Ve o yankıların arasından yükselen iki kelime vardı.

"SESİME GEL!"

DAMON ANLATIM:

Doktorun dediklerinini duyduktan sonra şok olmuştum. Komadaydı ve elimizden hiçbirşey gelmiyordu. Bir hışımla odadan çıktım ve kapıyı çarptım. Kendi odama girip ardından yine kapıyı çarptım. Bu ölüm de nereden çıkmıştı? Elime aldığım viski bardağını kafama diktim. İçindeki yakıcı sıvı boğazımdan mideme süzüldü. Bu iyi gelmişti. Elimdeki bardağı incelemeyi bırakıp şömineye fırlattım. Sinirimi nereden çıkaracağımı bilmiyordum. Komadaydı. ya uyanamazsa?

Kendimi aşağı kata attım. Mutfak boşalmıştı. Kendime bir viski şişesi aldım ve salona geçtim. sakin olmam lazımdı. Masanın üzerinde ritim tutarken kapı çaldı. Bakmadım. Kimse de bakmamıştı zaten. Ardından kapıdaki kişi deli gibi art arda kapı ziline basmaya başladı. Kapıdaki kaç yaşındaydı. Üç mü?

En sonunda sinirlenip kapıyı açtım.

"SENİN BURADA NE İŞİN VAR!"

KOL ANLATIM:

Kuzenin kükreme sesini duyunca sıçradım. Kendini aslan mı sanıyor?

Neyse yanına gidim yoksa döver kesin lan offf .s.s.s

Merdivenlerden indim ve yanına gittim. Koca cüssenden kimi boğazladığını göremiyordum. Kavga var lan oha!! Koştum yanına ve kimi dövdüğünü görünce gülmeye başladım. Yok lan direk anırıyorum puhahahahhaha.

Bu bizim Tony lan!

Şimdi Tony kim diye sorarsanız bizim çok baya yakın aile dostumuzun oğlu. Yanlız çok da kafa çocuktur. Bunu babası her yaz yanımıza gönderir takılalım diye. Neyse çocuğun yüzü nefes alamamaktan kabız göte döndü puhahahaha.

"Yavaş kuzen, yavaş..." demeye çalıştım ama olmadı yani. Çocuğun gözlüğü yere düşünce iyice anırmaya başladım. Bugün de amma anırdım. Anırma qeyf.

Sahneye Elijah'ın girmesinle herşey bozuldu. Ciddi abim. Iyyy ciddiliği sevmem. Ama ne yapayıııııım elim mahkum.

Siz Damon ve Klaus'un bu kadar ciddi durmasına hiç inanmayın. Vıcık vıcıklardır aslında. Vıcık vıcık mı? Ben susayım en iyisi.

Neyse.

Elijah Damon'ı Tony'nin üzerinden çekti ve Tony de esnaf sümüğü gibi yere yapıştı. Tipe bak tam ağızına burnuna çarpmalık mübarek.

Neyse kankiler Damon sahneyi terk ediyor. Elijah da Tony ile görüşüp sahneyi terk ediyor. Sahne kime kalıyor? Tabiki bu yakışıklı çocuğa.

Biz birbirimize muzip muzip bakmaya başladık.

"Kol."

"Tony."

BIRAK BENİ! (Klaroline-Delena FanFiction) #Wattys16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin