Hiç sevememiş biri..

494 82 81
                                    

Ellerim titriyor.
Hayır bacaklarım titriyor..

"Deprem mi oluyor?"

Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyor, ben sallanmayan eşyalara.

"Hayır Hyung. "

Beynim mi zelzeleye tutuldu o zaman?

Nikotin yoksunluğu mu çekiyorum?
On gün oldu!
Ne zaman paketime sarılsam KyungSoo Bey'in bakışlarına yakalanıyorum.
Bakışlarını yakalamak için öylesine şeyaptığım da olmadı değil hani.
Daldım gözlerine öyle uzun uzun.
Sigarayı bırakmam için türlü türlü şeyler anlatıyor bana.
Oraller, emme davranışları, yoksunluklar, kalp çarpıntıları filan..
Güzel bir aşk hikayesine benziyor onun derin, puslu sesinden.

Bir kutu sakız aldım kendime.
Şeker fantezisinden hala kurtulabilmiş değilim.
Do KyungSoo'ya yapamayacağım şeylerin hayalini kurmak nikotin yoksunluğumu katlıyor.

"Bu akşam neden birlikte bir şeyler içmiyoruz?"

Yugyeom'a şöyle bir baktım.
Sen hayırdır desem ayıp olur genç adama..

"Ben boşum. Bana uyar." diye atladı hemen Daniel.

Gözlerim hemen benimkine kaydı.
Bir düşünceye dalmış..
Çıkamıyor gibi işin içinden..
Başını biraz doğrultunca gözlerde buluştuk, zaten iri olan irisleri kara kara genişledi.
Elmacıkları şeftali çiçeği gibi pembeleşti.

"Olabilir aslında. "  dedi.

"O zaman benden olsun!"  deyivermişim bir heyecanla.

Ne b.k yemeye verdiysem o sözü!

Mesai sonu benim arabaya doluştuk.
Yanımda Yugyeom var. Neyse ki KyungSoo ile arka koltukta değiller.
Yine Yugyeom'un öve öve bitiremediği bir restorana girdik.

Bir yanımda Daniel, diğer yanımda da Yugyeom.. Şu oturma plânımızdan bir türlü hoşnut değilim.
Neyseki KyungSoo tam karşımda.
Her kadehimde göz göze gelmeyi umuyorum en azından.

Daniel'in bir erkek kardeşi varmış. Ona benim gibi havalı bir abi olmayı istiyormuş.
Yahu çocuk, böyle utanç verici şeyler söylemeyin bana, yani..

Yugyeom tek çocukmuş.
Belli!!
Diğer birimden Jinyoung ile üniversiteden arkadaşlarmış.
Bu yeni bir şey işte..
Sonra zaten anlattığı her şey Jinyoung şöyle Jinyoung böyle.
KyungSoo'yu keyifle gülerken seyre imkan bulduğum için bir şey demiyorum. Zaten bir yerden sonra da ne anlattığını duymaz oldum.
Gülüşlerini dinleyeceğim diye etraftaki bütün o tabak çanak ve Yugyeom seslerini sildim.
Kısılan gözleri ile o koca kahve irisleri bile kayboluyor, gözlerinin kıyıları şakaklarına doğru kırışıyor.

Mevzu nasıl oldu ama olmasa tuhaf olurdu zaten erkek meselelerine geldi.
Yugyeom lisede bir kızla çıktığını ama üniversitede bir erkekle birlikte olduğunu anlattı. Sanırım kafası gerçekten gidik artık.
Hala birliktelermiş, şimdilerde araları biraz açıkmış.
Neden içelim dediği de anlaşıldı.

Bir şey diyemedim.

Kelin ilacı olsa önce kendi başına zaten değil mi ama..

It Takes A Lot Loving A ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin