Islandığım En Güzel Yağmurdun

31 9 0
                                    

Gürültülü bir sabaha uyandım. Dışarıdan gelen sesleri anlamak için kapıya doğru yürürken ev arkadaşlarımın yağmurdan kaçarak eve girdiğini farkettim. Hepsi ıslanmış ve titriyorlardı..
Uykumu bölmemek için yatağıma yönelirken Çimen seslendi '' Hey uykucu gel buraya tanışman gereken biri var. '' dedi. Kim olduğunu merak etmesem de içimden bi ses gitmemi söyledi ve odamdan çıktım.
Gözlerimin mahmurluğunu geçirmek için ovalıyordum ki kafamı bir şeye çarptığımı farkettim. Oda neydi öyle!
Sanırım tanışmamı istedikleri çocuk bu olsa gerek...
Kafamı kaldırdığımda esmer bi çocukla karşılaştım. Yüzünde mimikleri bile oynamadan bana bakıyordu. Değişik diye düşündüm aklımdan ve koltuğa oturdum.
Çimen yanıma gelerek çoğun kim olduğunu ve niçin bizim eve geldiğini anlattı. Bizim ev dediğimin Çimen ben ve Alp (Çimen in sevgilisi)..
Bu uzun çocuk bi süre bizimle kalacakmış neden diye sordum hepsi sustu. Bende üstelemedim. Adı Bulut muş. Garip geldi.. (Adımın Yağmur olmasından herhalde)
Hayatımda doldurulamaz bir boşluğa neden olacağını bilmeden Bulutla zaman içinde samimi olmaya başladım. İyi geliyordu bana. Dışarıdan soğuk, sessiz biri gibi görünsede aslında eğlenceli biri. Fakat nerede duracağını bilen bi yapısı vardı.
Beraber yürüdüğümüz yağmurlu bi havada, arabanın beni ıslatmaması için sarılarak kendine çekti beni. O zaman farkettim yağmurun en güzel kokusu onun üzerindeymiş..
O günden sonra bana daha farklı bakmaya başladı. Garip ve tuhaf davranıyordu..
Yanımdayken gözleri dalıyor, bazen bi telefon geldi diye koşarak gidiyordu yanımdan. Anlamıyordum ama anlamam gerektiğini sonradan farkettim..
Deniz kenarında oturmuş, denizin sesini dinlerken bir anda sarıldı.. Sımsıkı ve çok içtendi. Bu sarılmanın nedense içimde bir veda hissi oluşturmasını anlayamıyordum. Gözlerinden akan yaşlar omzuma değdiğinde farketmiş olacak ki damlaların düştüğü omzumdan öperek başını oraya koydu. Bir süre öyle sessizce kaldık, ben ne olduğunu anlayamadan öyle bekliyordum ki doğruldu. 'Gidiyorum, senden tek bir şey istiyorum Yağmur' dedi.. Ben onaylar nitelikte başımı sallarken gözlerimden istemsiz yaşlar süzüldü. '' Sana vereceğim bu anahtarla sizin evde kaldığım odadaki dolabımı aç ve içindekileri al. Birşey sorma bahar gözlüm.. Anla beni, lütfen.. '' dedi ve birşey dememe fırsat vermeden sarıldı ve kokumu içine çekti.. Vedanın en zor zamanları gibi geldi bu kısacık süreler...
Gitti ardına bile bakmadan elime sıkıştırdığı anahtarı ve yüreğimde ki boşluğunu bırakarak gitti..
Hemen eve gittim ve dolabı açtım. İçerisinde sadece bir kağıt vardı ve herşeyi anlatıyordu neden gittiğini ve neden buna mecbur olduğunu. Farkında değildi benim bunları bildiğimin, hemde hiç...
(Bulutun gözünden)
Nasıl farketmedim Yağmurun benim hakkımdaki bilgilerini. Ameliyat masasına yattığımda yanıma getirilen sedyede onun narkozlu bedenini gördüğümde anladım. Bu kızın benim dünyam olduğunu. Böbrek nakli olmadan yaşayamayacağımı biliyordum bu yüzden her günümü dolu dolu yaşamak için ilk gördüğümde kanımın kaynadığı bu kızla geçirmek istemiştim son zamanlarımı. Bir gün gitmem gerektiğini biliyordum ama üzülmesine dayanamazdım..
Ve Yağmur bunu en başından biliyormuş. Benden gizli olarak doner olmaya karar vermiş ve tüm testleri yaptırmış. Uyumlu olduğu belli olunca da gizli doner olarak bana bilgi ulaştırmış..
Keşke onu masada gördüğümde kalkıp gitseydim ve öyle bişey yapmasına mani olsaydım.
Bünyesinin buna dayanamayacağını bilmem gerekti. Ameliyat başarılı olmuş fakat Yağmur uyanmamıştı.
Günler geçti ama o gözlerini açmadı.
Onun bir parçasını içimde taşıyorum ama o hala uyuyordu... Ta ki tanışmamızın bir yılını doldurduğu gün kapalı gözlerini bir daha hiç açmamak üzere kilitledi.. Bedeni çok soğuktu beni bırakıp giderken. Sarıldım gözlerinden öptüm uyansın diye ama uyanmadı. Dönmedi bana...
Onun odasına gittim defnedildikten sonra. Masasının üzerindeki notu dakikalar sonra farkettim. Üzerinde Bulutuma yazıyordu. Açıp okumaya başladım '' Bulutum senin gözlerinde gördüğüm o gökyüzünün benden gitmesine, beni bu karanlıkta yalnız bırakmasına izin veremem. Kızacaksın biliyorum ama canıma canımı emanet ediyorum ona iyi bakar mısın? '' yazıyordu.
Bu olayın üzerinden yirmi yıl geçti. Mezar taşını başında onu özlüyorum hâlâ...
Her hikaye mutlu sonla bitmiyor demekki.. Bizim sonumuz da beni beklediğin yerde olur diyorum artık. Sen benim ıslandığım en güzel yağmurdun, sevgilim...

Ölümün En Güzel TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin