Hoşça kal yarim💜💜#34

2.9K 279 531
                                    

Eğer varsa yürekte sızı neyleyim göğü süsleyen yıldızı diyerek sizi medyadaki şarkı ve yeni bölümle başbaşa bırakıyorum. Umarım beğenirsiniz 💜💜💜💜💜💜

Açık pencereden esen rüzgarla savrulan perdelerin izin verdiği kadarıyla, Selen göğün eşsiz tablosunu izliyordu. Şehrin ışıklarının söndüğü gecede her şeyin sahibi Yaradan, karanlığa sonsuz kibrit yakmış olmalıydı.

Selen'in duyguları son bir kaç saattir mutlulukla mutsuzluk arasında gidip gelmesinin sebebi Selcenden başkası değildi aslında. Yatağın içinde kıpırdanarak sağa sola döndü. Üstüne örttüğü pikeyi bacaklarının arasına sıkıştırdı. Kafasını yastığın altına gömdü bir süre nefesini tuttu. Yok olmuyordu. O huzurla gözlerini yumduğu uyku çoktan terk etmişti bu bedeni, pamuksu yatağı çivili bir düzeneğe dönüşmüş gibiydi. Sağı solu her yanı batar haldeydi.

Yatakta doğruldu. Çıplak bacaklarını karnına doğru çekerek dizine çenesini yasladı. Biraz öne uzanarak komidinin üzerindeki lambayı açtı. Abajurun yanındaki defteri dizlerinin üzerine yerleştirdi. Soyulmuş ağaç gövdesini andıran defterin kapağı açık kahverengiydi, simli eskitilmiş kese kağıdı hissi veren sayfaları arasında parmakları gezindi.

İlk birkaç sayfası Johan'dan gelen mesajlarla süslenmişti. Bu mesajlar ilkokula giderken alınan yeni defterin ilk sayfasını resimlerle rengarek süslemek gibi heyecan vericiydi. Mesajların yan tarafına atılan tarihler; satır başındaki kırmızı çizginin oluşturduğu boşluğa özenle çizilen kelebekler kadar umut doluydu.

Derin bir iç çekti.
- Benimle evlenir misin yarim?- mesajından sonrasını okumaya gönlü elvermedi. O mesajdan sonrası hayatına görünmez kalemle çizilen ince bir çizgiydi. Bu çizgi bir gün silinse de izinin kalacağı kesindi............

Sayfaların arasında ki resimleri çıkarttı ve Johan'ın yüzüne, ışıl ışıl parlayan gözlerine, aşkla gülümserken ki gamzelerine gıptayla baktı. Onu özlediğinde, hüzünlendiğinde, huzuru tükendiğinde bakacak olduğu birkaç resim vardı artık. Bu harika bir duyguydu.

Resimleri yan tarafına bırakarak, anıların yer aldığı sayfalara hüzünle gülümsedi. Bu satırları sıcağı sıcağına yazmamıştı Johan'dan ayrıldığını düşündüğü gün, Tarık yüzünden köyde olan kötü olayları sindirmek için eve geldiğinde yazma kararı almıştı. Köyde yaşanılan her anı kadifemsi bir yumuşaklıkla kelime kelime, satır satır, tığ işi gibi işlemişti, yıllarca bu aşkı içinde saklayacak deftere.. Johan olmasa da anılar hep hatırda kalacaktı. Belki de en sevdiği kitap gibi tekrar tekrar okuyacaktı.

Şimdi gözlerini kapasa gelir miydi rüyalarına? Uyuyup uyanıp, tekrar tekrar görür müydü o güzel yüzünü? Tutar mıydı güven veren ellerini? Belki her şarkı olmasa da bir şarkı hep onu hatırlatır, hep onu anlatır, hep onunla yaşatırdı. Her dinlediğinde anılar tekrar canlanır kolları onu saran bedeninden bir kez daha ayrılırdı. Ama bir gerçek vardı Johan'la bu aşk gerçek olamayacak kadar güzel yaşanmıştı.

Selen düşüncelerinden sıyrıldığında Selcen'in bir şeyler söylediğini duydu.. Bir anda onu da uyku tutmadığını düşünüp kendiyle konuştuğunu sandı ama tabi ki öyle değildi. Selcen'in konuştuğu kendisi değil rüyalarda buluştuğu kişiydi. O sadece sayıklıyordu. Bu saatte uyanık olduğunu düşünmek saçmalıktı zaten, saat neredeyse sabahın dördü olacaktı.

Abajurun düğmesine basarak kapattı ve Yaradan'ın sonsuz ışığı odayı tekrardan aydınlattı. Gözlerini yumduğu sırada telefonuna gelen bildirim sesi tüm evrenin sessizliğini Selen'in kalp atışlarının gürültüsüne bırakmıştı.
Tak tak tak..
Kulaklarına basınç uygulayan tabi ki aşkla çarpan kalbiydi.

CEVİZ AĞACI  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin