3.BÖLÜM🌳🌳Her şey seninle güzel 💜💜#36

2.9K 254 580
                                    

Siz, her gece onun bir kez daha rüyalarınıza gelmesi için dua edip, kapattınız mı gözlerinizi?

"Günaydın minik kuşum.."
Selen gözlerini hafif araladığında önce kirpikleri oynaştı. Yatakta biraz kıprandı.
"Günaydın Aşkım," Gülümsemesiyle Doruk'un aşk aşk diye çarpan kalbinin, ritmini bozan kadın kesinlikle oydu. Esmer teninde ki çikolataya bulanmış çilek izlenimi veren dolgun dudaklarına usulca yaklaştı çocuk, onu kolları arasına çekerken. "Rüyamda gitmiştin" diyerek inledi. 
"Nereye Aşkım?" diye fısıldadı Selen.
"Bilmiyorum."

"Buradayım ve hiçbir yere gitmiyorum." fısıltısının tonu yatıştırıcı ve cazibeli çıkmıştı.

"Ah Selen'im" diye soludu kolları arasındaki karısının kulağına, Selen usulca Doruk'un çıplak göğsünden kafasını kaldırdı. Adam, kadının ufak çenesini tutarak ağzını ağzına kapattı. Şehvet dolu bu öpüş arzularını tetikledi çiftin.

Doruk'un dudakları Selen'in kulağında, boynunda ve sonra yeniden ağzındaydı. Dişleri ile etli dudaklarına birkaç ısırık bırakırken elleri kadının asla bıkmayacağı bedeninde, teninde okşayarak keşif yapıyordu.

"Seni istiyorum," diye mırıldandı.

Selen kendini güçlü tutkunun kolları arasına bıraktı.

******

Selcen, hava alanına indiğinde mevsim bahardı. Küçük valizini alarak kapıdan dışarı çıktı. Gökyüzünde dans eden kuş sürüsü onun ülkesine gelmesini kutlar gibiydi. Gülümsedi. "Kuş misali" diye mırıldandı.
Kolunda ki saatine baktığında vaktin daha erken olduğunu düşündü. Tatil günüydü ve Selen uyuyor olabilirdi. Bu gelişi, dostuna sürpriz olmalıydı bu nedenle kesinlikle Doruk'u aramalıydı.
Gelen taksiye el kaldırdı. Arka koltuğa oturarak "Moda Sahil" dedi.

Selen, yataktan yavaşça kalkıp perdeleri açmak için büyük yatağın etrafını dolanarak pencereye ilerledi. Güneş ışığı sabırsızca içeri süzüldü. Saat çok erkendi ama cama vuran sıcaklıktan anlaşıldığı üzere güzel bir bahar sabahıydı.

Pencereyi açtı ve derin bir nefes aldı. Ardından başını hafif yana yatırdı ve tenini okşayan güneş ışınlarını hissetti.  

Her sabah uyandığında bugün neden gelmedi rüyama, beni düşünmeyi bıraktı mı acaba? Sorularından sıkılmıştı. Bunu ona, kendini çok seven eşine ihanet olduğunu bile bile düşünüyor. Düşündükçe uyandığı her sabahtan nefret ediyordu.

Neden hiç çıkmıyordu ki aklından?

Yıllar geçmişti oysaki onsuz geçen yıllar; zaman anılarından hiçbir şey çalmayı başaramamış, sadece hatıralarının rengini değiştirmeye gücü yetmişti.
Artık Siyah beyazdı...

Ruhu, düşüncelerinin oluşturduğu azgın dalgalarla boğuştuğu sırada komidinin üzerindeki telefon çalmaya başladı.

"Telefona bakabilir misin?" diye seslendi Doruk ve bir kaç saniye sonra aklına Selcen'in sürprizi geldiğinde hemen pişman oldu. Beline sardığı havlu ile banyodan hızla çıktı.

Karısına gülümseyerek, "Şirketten olabilir. " diye fısıldadı. Doruğun heyecanı Selen'in dikkatini çekse de çok umursamadı.

"Evet, efendim" dedi Doruk, çıkarabildiği en soğuk ses tonuyla..

Selen, küçük adımlarla odanın ortasına doğru ilerledi üzerine geçirdiği ince sabahlığının önünü bağlayarak Doruğa öpücük attı. Rahat konuşabilmesi için mutfağa doğru ilerledi. Aslında Doruğun konuşmasını kelime kelime duyabilirdi ama buna gerek yoktu. Çünkü onun aşkına güveniyordu.

CEVİZ AĞACI  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin