Hayır, hayır bu sorudan başlamayın lütfen. Hadi ama ilk sorulacak soru bu mu olur ?
Gerçi ikinci sorsa ne fark edecek ben o zamah James ile öpüşmemişmi olacaktım. Yani buda doğruydu. Ne cevap verecektim şimdi ? İçimdeki şeytan söyle yoksa Sean'ı kaybedeceksin diyordu ama melekse bu günlük hata kotanı doldurdun aynı gün hem okuldan kaçıp hemde yalan söyleyemezsin diyordu.
Şeytansa bırak bugünde böyle olsun Ella yarın yapmazsın diyordu.
Sıkıntıyla dudağımı ısırıp ilk kimin cevap vereceğine baktım. Malesef ki tüm gözler benim üzerimdeydi. Bu soru en çokta Sean'ın hoşuna gidiyordu anlaşılan çünkü keyifle sırıtıyordu. Bende belki beni kurtarır diye James'e baktım ama oda gayet rahat duruyordu. Tabi ilk öpücüğümün o olduğunu bilmiyordu ki !!!
Hem ne demişti Sean bu bizim küçük sırrımız demişti yani kimseye söylemezdi. İç sesim beni ' küçük yalanınız ' diye düzeltti.
Ne diyeceğimi bilmiyordum sıkıntıyla tırnaklarımla oynamaya başladım.
" Cevabını bugün öğrenecekmiyiz Ella ? " diye sordu Jason.
Aniden sorunca artık kendimi cevap vermek zorunda hissettim. Ağızımı açtım artık ne dersem geri dönüşü yoktu. Gerçeği biraz çarpıtsam sorun olmaz herhalde ? Ne diyorum ben tamam okuldan kaçmıştım ama yalanda söyleyemezdim hani.
" Ben daha önce kimseyle öpüşmedim. Yani öyle tutkuyla öpmedim. Yanlışlılıkla oldu bir kere işte biranda yanağını öpecekken çarptım dudağına o kadar zaten 1 sahiye bile sürmedi. Tamamen yanlışlıkla oldu. " dedim utanarak. Ama masadakilere o kişinin James olduğunu söyleyemezdim.
Bunu söyleyince merakla James'in tepkisinin ne olacağına baktım. Oda ağızı açık bana baka kalmıştı. Gözlerini benden kaçırmaya başladı sonra.
Isabellada ufak bir kahkaha attı. Seni sürtük tabi gülersin senin kim bilir kaç tane olmuştur. Birincisini hatırlaman bile bir mucize olur aslında.
" Bize isim ver. " dedi öfkeyle Sean. Kızmışmıydı ama neden ??
Hadi ama Ella yaratıcılığını kullan. Ağızımı açtım ve kekeleyerek konuşmaya başladım.
" A- aa - dı Joshep. " dedim J kuralını bozmayarak. En azından J kısmı doğruydu. Yarım yalan sayılırmıydı acaba ?
Saçmalama sayılmaz tabikide yarım yalan çok çocukça bir düşünce.
Bu sırada belli belirsiz James'in fısıltısını duydum. ' işte benim kızım '
Bu ne demek oluyordu şimdi. Neyse şuan bunu umursamayacaktım. Derin bir nefes verip vicdan azabımı rahatlatmaya çalıştım. Sırada Maggie vardı. En çok merak ettiğim isimdi işte. Benim sıram geçtiği için rahattım artık. O yüzden gözlerimi Maggie'ye diktim.
" Jayden. " deyiverdi bir anda. Sonrada utanmış gibi kafasını eğdi. Nee ?? Doğrumu duydum ben. Bizim somurtkan James. Yok artık. Bu olay git gide garipleşiyordu işte. Aynı anda dördüzlerden ikisini kapmış. Maggieye bak sen. Ama geçen gün James'la öpüşüyordu. Belkide bu yüzden saklıyorlardı herkesten. Yalnız bu merak içimi fena halde kemiriyordu. Dayanamaz sorardım ben kesin. Sırada Sarah vardı.
" Adı Erik. Çocukluk aşkıydı geçti işte. " dedi acıklamasınıda yaparak. Ama Maggie açıklama yapmamaştı. Neyse sıradaki Denis vardı.
" Damon. Yaz tatilinde tanışmıştık. Bir anda beni öpüverdi. Ama çok yakışıklıydı gerçi tatil bitince bir daha hiç görüşmedik. " dedi. Sonra James :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öfke Sevgiye Muhtaç Olursa
RomanceZaman onun için değerli değildi... Düşünmek onun için önemli değildi... Aşk onun için değildi... Ama sevgi tam ona göreydi... Ve bir masumu sevdi... Peki ama öfke gerçekten birini sevebilirmiydi ?