Silemiyorum Gözyaşlarını, Ağlama.

1.2K 61 48
                                    

Hayat geç kalanları hiç affetmez..
Unutma;
Geç yağan yağmurlar, hayat vermez kurumuş çiçeklere..
...
Ağlıyordu Muzaffer. Utanmadan, çekinmeden, güçsüzlüğü belli olur diye düşünmeden. Çünkü güçsüzdü artık Muzaffer. Muzaffer artık Muzaffer de değildi ki. Nefise'nin Muzafferi değildi.
Kendinden geçercesine ağlıyordu. Kaptanın göğsündeydi. Sarmalamıştı onu iyice.. fırtınadan korunmaya çalışır gibi, sanki okyanusun ortasında kalmışta kırık bir sandala tutunmuş gibi.. Sanki elini gevşetirse yok olcakmış gibi..
Kaptan Muzaffer'in sırtını okşuyordu. Müdahale etmeden, ses çıkarmadan. Bırakır ağlayabildiği kadar ağlasın.
Muzaffer dediği gibi en son babasını kaybettiğinde ağlamıştı. O günde kaptanın göğsündeydi başı. Ne tuhafır ki o gün hissettiği o kötü hissi bugün de hissetmişti. Muzaffer Nefiseyi kaybedeceğini hissetmişti. O gün ne yaşadıysa bugün de aynı şeyleri tekrar yaşıyordu. Ama bir farkla.. bu sefer ki daha derindendi.. Daha acı daha yaralayıcı.. Çünkü babasını kendi elleriyle kaybetmemişti. Ama bu sefer ki öyle değildi.. Nefise'yi bile bile kaybetmişti. Tam da söylemek üzereyken. Tam her şeyi göze almışken.. Geç kalmıştı Muzaffer. Şimdiye kadar çoktan söylemeliydi.. korkularına yenik düşmüştü. Nefise'yi öyle çok seviyordu ki mantığını yitiriyordu. Bilmiyordu ki.. ilk defa düşmüştü yolu aşka. İlk defa yanmıştı. İlk defa hissetmişti kor ateşleri avuçlarında. Nasıl davranılır, nasıl düşünülür bilmiyordu ki.. bu yüzden gerçekten çok geç kalmıştı. Ağlarken en çok buna ağlıyordu. Hıçkıra hıçkıra. Nefes almakta zorlanıyordu. Mecalsizdi zaten. İnsan aldığı nefesi vermekten aciz olur muydu? Olmuştu Muzaffer.. aciz.. çaresiz..
Sonunda ağlamaktan, tükenmekten yorulur.. sakinleşir. Başını yavaşça kaldırıp Kaptana bakar. Kaptan şefkatle Muzaffer'in yüzünü tutar. Muzafferin gözleri kan çanağına dönmüştü. Yavaşça göz yaşlarını siler. Muzaffer ıslak gözleriyle Kaptana bakar.

K:otur.. anlat oğlum..

Muzaffer güçlükle oturur. Nefise'nin mağazaya gelişini, odaya girişini, Aylini öğrenişini, kendinden geçişini ağlaya ağlaya anlatır. Kurduğu cümleler hep devrikti. Sarhoştu sanki.. dili dolaşıyordu. Kaptan sadece dinler. Tanıdığı bildiği Muzaffer yoktu karşısında. Yaralıydı artık. Kan içinde kalmıştı Muzaffer'in yarası. Bu yara öyle kolay kolay da kabuk tutmazdı artık. İçi burkulur. Göğsü daralır. Uzun uzun bakar Muzaffer'e. Muzaffer nefes almaya çalışır. Hıçkırıyordu arada. Burnunu çeker. Gözlerini kapatır.
K:gördün mü bir daha onu
Muzaffer hayır anlamında kafa sallar
K:nerde.. nasıl bilmiyor musun
Muzaffer tekrar kafa sallar. Gözlerinden yaşlar öylece akıyordu. Arada Nefisenin hali geliyordu gözünün önüne.. gözlerini sıkıca kapatıyordu. Sanki kapatınca görmücekmiş gibi.. yaşlar öylece akmaya devam eder.
K:napcaksın
Muzaffer bilmiyorum dercesine omuzlarını kaldırır. Küçük bir çocuk gibiydi. Öyle masum.. öyle acınası.. Kaptan sus pus Muzafferi konuşturmaya çalışır..
K:kötü bir rastlantı olmuş
Muzaffer kafa sallar. Konuşması lazımdı.. yoksa düşüncelerin arasında boğulup kalcaktı.. derin bir nefes alır daha doğrusu almaya çalışır. Kaptan'a bakar. Yardıma muhtaç gibi.. tane tane konuşur..
M:dilim tutuldu onu görünce
Gözlerini siler. Dudağını ısırır. Karşılaştıkları odaya geri döner. Gözlerini hüzünle kapatır. Açınca kaldığı yerden konuşmaya devam eder.
M:tek kelime edemedim.. üzerine Aylin der başını eğer. Çıldıracaktı.. Nefiseyi ağlatmıştı.. ağlamasına dayanamadığı kadını kendi ağlamıştı.. yediremiyordu.. aklını kaçıracaktı..
M:çok kötüydü Nefise.. çok der ağlayarak. Kaptan öylece izler. Ne diyecekti ki? Peşinden git dese, Nefise'yi az çok tanımıştı. Kabul etmezdi. Kal, vazgeç bu sevdadan dese, diyebilse, Muzafferin halini görünce vazgeç demeye de dili varmaz. Yumuşacık, sıcacık bir ses tonuyla konuşur..
K:böyle olcağı belliydi.. keşke erken davransaydın

Erken...
Muzaffer en çok buna ağlıyordu. Ne kadar kolaydı erken davransaydın demek.. istememiş miydi sanki söylemeyi, kurtulmayı.. yapamamıştı işte.. başaramamıştı.. dişlerini sıka sıka konuşur..
M:ben bu akşam.. akşam Aylinle konuşacaktım Kaptan der gözünden akan yaşlara hakim olamaz. Nefes alırken yutkunur..
M:bu gece de.. der etrafa, yerdeki papatyalara, onlar için hazırlanmış masaya bakar, daha fazla ağlar.
M:gece de Nefise'ye her şeyi anlatacaktım..
K:ah be oğlum
M:yanına gidemiyorum.. ne gitmesi arayamıyorum bile der ayağa kalkar çıldırmak üzereydi.. Nefiseyi arayamıyordu.. eli gitmiyordu telefona.. arasa ne diyebilirdi ki? Elleriyle alnını sıvazlar. Kaptan'a bakar.
M:napcam Kaptan ben ne der bağırarak ağlar. Masaya bakar. Hızla yerinden kaldırır fırlatır. Sandalyeleri dağıtmaya başlar. Kaptan ne bir şey der ne bir şey yapar.. sadece izler. Ayağa kalkar. Muzaffer sakinleşemiyordu.. etrafı sinirle dağıtmaya devam eder. Sonunda tükenir, durur.. derin derin nefes alır.. Kaptan'a bakar.

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin