Ablam: Ah Rose, gece gece dışarı çıkmanın iyi bir fikir olduğundan emin misin?
Ablam: Lütfen hızlı dönmeye çalış ve markete çabuk git
Rose: Tamam abla, tamam
Rose: Bir şeyler istiyor musun?
Ablam: Portakal suyu ve salep alır mısın?
Rose: Peki
Rose telefonunu kapattı ve koyu yeşil tonlarında olan montunun cebine koydu.
"Ne kadar soğuk." diye mırıldandı kendisinden yirmi metre uzaklıkta olan markete gözlerini dikerek. İçinden bir his ona hızlı olmasını emrediyordu, kendini şu gerilim filmlerinde rol alan ilk kurban gibi hissediyordu.
"Hey, afedersiniz!"
Sağ taraftan ona hızlı ve uzun adımlarla ilerlerken sigarasını içen gence baktı.
"Evet?"
"Saatiniz var mı?"
"Şey... Evet." dedi ve telefonunu cebinden çıkardı. "On bire on var."
"Çocuklar, gelin. Bu seferki ellilerinde bir nine değil!"
Rose elinde tuttuğu telefonu ani telaşla daha da sıktı ve ona doğru yanaşmakta olan diğer iki gence baktı. Adımları geriye doğru giderken duvara çarpması bir oldu.
Sarışın olan ellerini birbirine sürttü (soğuktan mıydı yoksa aklında dönen kirli düşüncelerden mi bilmiyordu) ve sırıttı.
Rose yutkundu ve vücudunda yükselen adrenalin patlaması ile hızla koştu.
Koşmazsa başına neler geleceğini biliyordu.
Koştu.
"Bekle orada!"
Kolunun çekilmesi ile ağzından çıkan çığlığa engel olamadı.
"Bırak!"
Kolunu tutan gencin diz kapağına sert botlarıyla vurdu ve kolunu hızla geri geçip arkasına döndü.
Son hızıyla koşmaya devam etmeyi umuyordu fakat önüne geçen gence çarptı ve yere düşmesi bir oldu. Telefonunun cebinden düşüş sesi geldiğinde sarışın olan onu yakasından çekti.
"İmdat!"
Diğer ikisi de Rose ve sarışın gence doğru yürürken Rose'un gözü aydınlanmış olan telefon ekranına kaydı.
Lisa: Geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senpai! |Chaelisa Texting| (Tamamlandı)
Fanfiction*********19: Senpai! *********19: Beni görmezden gelmeyin senpai! Rose: Umm... Peki. Rose: Kimsin?