sonraki aşama

5.1K 380 255
                                    

Kiss me on the mouth and set me free
Sing me like a choir
I can be the subject of your dreams 

---

"Ee, sonraki aşama ne?" dedi Draco alayla. Slytherin ortak salonunda yapmaktan en çok keyif duydukları şeyi yapıyorlardı Pansy'le.

Blaise'in zayıf noktasıyla uğraşmak.

Yani Ron.

Blaise sırıttı, hatta öyle sevimli sırıttı ki karşısındaki ikilinin gözleri kocaman oldu.

"Draco, bana bir tane vursana geçici hayal görüyorum galiba." dedi Pansy.

"Yazıklar olsun, Ron Weasley arkadaşımıza ne yaptın!" diye karşılık verdi Draco isyanla. Surat ifadeleri komik, komik olduğu kadar şok halindeydi.

Aslında bir bakıma herkesin keyfi yerindeydi. Çiçeklerin açtığı, ağaçların yeşillendiği ve güneşin parlakça gökyüzünde yükseldiği güzelim bahar aylarındaydılar. Bahar bu dönem her zamankinden daha güzel gelmişti. Ya da Blaise öyle aşıktı ki, bunu bahara yüklemek hoşuna gidiyordu. Her ne kadar Ron'un arkasından böyle olsa da onunlayken tam bir arsız oluyor, ellerini Ron'un sırtında ve bazen poposunda gezdirmekten utanmıyordu. Ron ise onu kitapla kovalamış, kıpkırmızı yanaklarıyla sövmüştü.

"Size yalan söylemeyeceğim. Ron'u çok istiyorum ama bunu ima dahi etmek istemiyorum." dedi Blaise deri koltukta arkasına yaslanırken. Pansy anlayışlı bir gülümseme verdi. "Kaybetmekten korkuyorsun çünkü."

Draco bunu düşününce bir garip hissediyordu. Harry'le resmi olarak sevgili olalı çok olmamıştı ve sevişmek ona çok uzak geliyordu. Bu onu arzulamadığından değildi ki, dışarıdaki çiçekler bile biliyordu ki onu arzulamadığı tek bir an yoktu.

"Korkuyorum." dedi Blaise. Ona karşı bu kadar hassas olmak onu yoruyordu açıkçası ancak öyle ya, her şey güzelken batırmak istemiyordu. O da kendisini onun istediği kadar isteyene kadar böyle bir şeye kalkışamazdı.

Pansy saate baktı, "Bir saate sizin Gry aşklarınızın Raven çocuklarla maçı var. İzlemeye gidelim mi artık?"

İkili aynı anda ayaklandılar. Blaise şansı varsa maça çıkmadan önce Ron'u yakalayabilirdi bile.

---

Cesaret verici konuşmalar yapılmış, hırstan titreyen Wood'a yeneceklerine dair sözler verilmiş ve maça çıkmaya hazırlanılmıştı. Son kupa maçı çok önemli olduğundan herkes ciddi bir şekilde sahaya çıkmayı bekliyordu. Sahaya çıkmalarına yaklaşık on dakika vardı ancak öyle ya, beklemek zorunda olmak daha çok heyecanlandırıyordu.

"Hey Ron!"

Ron kapının oradan gelen Blaise'in sesiyle ayaklandı, dudakları anında engelleyemediği bir gülümsemeye kıvrılmışken ona doğru yürüdü. Blaise kapıdan gülümsüyor, gözlerinin içi parıldıyordu.

Ron kapıya geldiğinde anında elleri iç içe geçti ve Blaise Ron'u kendisine doğru çekip kapıyı kapattı. Şimdi onları kimse rahatsız edemezdi. "Ne işin var burada?" diye mırıldandı Ron gülümsemeye devam ederken. Blaise arsızca dudaklarını ısırdı ve boşta olan elini Ron'un saçlarının arasına çıkarıp usulca okşadı. "Şans öpücüğü için geldim bebeğim." dedi alayla Blaise.

Across The UniverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin