John Fitzgerald Kennedy, başkan olduktan sonra illuminati örgütünü kaldırmak istedi. Başlarda o da illuminati üyesiydi ancak yeni dünya düzeni fikrini pek benimsemediği örgüt ile zıt düştüler. İlluminati ve buna benzer diğer gizli örgütleri hatta CIA'yi de dahil tümünü ortadan kaldırmak istediyse de sonu Kennedy'nin ölümüyle bitti. Ayni zamanda kardeşi de bu olayla ilgili kitap yazdığı gerekçesiyle suikaste kurban gitti.
Kennedy'nin 1963 yılında Texas'ta öldürülmesinin ardından kurulan ve Warren Komisyonu olarak da bilinen Senato Özel Soruşturma Komisyonu, cinayeti tek başına hareket eden Lee Harvey Oswald'ın işlediği sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme önüne çıkmadan Oswald'ın ve onu öldüren Jack Ruby'nin gizemli bir şekilde kurban gitmeleri, öte yandan soruşturmanın yürütülmesindeki bazı kuşkulu noktalar, ABD kamuoyunda birçok spekülasyona yol açmıştır. Olayla ilgili derlenen binlerce sayfalık belgenin de bugüne kadar gizlenmesi ortaya birçok komplo teorisinin çıkmasına neden oldu.
Kennedy'nin devre dışı kalışının ardından zihinlerde birtakım sorular kalmıştır. Özellikle cinayeti gören 47 şahit, hastalık veya kaza sebebiyle yada intihar ederek ölmüştür ve bu kamuoyunda büyük bir yankı uyandırmıştır. FBI'a göre Oswald cinayeti tek başına işlemişti yani tek bir silah kullanılmıştı. ABD gizli servisi olaya karışmamıştı. Olay basit bir bireysel terör saldırısı olarak gösterilmek istenmişti.
Olayı sözde araştırmak amacıyla iki komisyon kuruldu. Warren ve Rockefeller Komisyonları. Her iki komisyon da aynı sonuca ulaşmıştı. Komisyonların raporlarına göre Ruby aşırı milliyetçiydi ve katil olarak tanıtılan Oswald'ı da başkanını öldüren kişiden intikam almak amacıyla öldürmüştü. Oysa Oswald ve Ruby'nin beraber hareket ettikleri ortaya çıktı.
Olayı gören birçok şahit Warren Komisyonunca dinlenmiyor, dinlenenlerin de ifadeleri değiştiriliyordu. Daha sonraları mason senatörü Frank Church'ün başkanlığını yaptığı Church Komisyonu da rapor hazırladı ve hiçbir sonuca ulaşılmadığını beyan etti. Bu da Kennedy suikastinin arkasındaki büyük güçlerin göstergesi olmuştur.
Kennedy'ye suikast yapıldığını açıkça gösteren gerekçeler vardı. Dikkati dağıtmak için Kennedy'nin mafya tarafından öldürüldüğü söyleniyordu. Oysa bir mafya, tören güzergahını değiştiremez, başkanın korumlaranı kaldıramaz, FBI'ı yönlendiremez, Dallas Polisini ve Warren Komisyonunu idare edemezdi. Ayrıca otopsiye de müdahale edilmişti. Olayı gören şahit polisler vardı ve Kennedy 3 ayrı yerden gelen kurşunlarla öldürülmüştü.
Olayla ilgili bazı ipuçları ortaya çıkmıştı. Kennedy'nin limuzini suikastten sonra yıkamacıya gönderilmişti ve Kenndy'nin yanında vurulan Texas valisi Conoly'nin kanlı elbiseleri da temizlemeye verilmişti. Bunun yanında otopsi gereğine göre yapılmıyordu. Otopsi askeri doktorlar tarafından örtbas ediliyordu. Otopsi ordudaki generaller ve amiraller tarafından yönetiliyordu. Kenndy2nin beyni de ortadan kaybolmuştu.
Birçok kaynak Kennedy suikastçisi olarak gösterilen Oswald'ın CIA'de kayıtlı oldugunu öne sürdü. Oswald bu iş için önceden hazırlanmış bir kişiydi. CIA, Oswald'ı suikastten çok önceleri Rusya'ya göndermişti. Oswald orada kendini vatan haini olarak göstermişti oysa CIA onun Rusya'daki gidişatını yönetiyordu. Oswald daha sonra Rusya'dan ayrıldı. Küba'da bir delegasyonla görüştü. Bu arada CIA de bu olaylardan habersizmiş gibi davranıyordu. Oswald, ardından İsviçre'de bir üniversiteye yazıldı. Buradan İngiltere'ye gitti. Sonradan Sovyet vatandaşlığı aldı. 2 yıl -sonra Henry Kissinger'in ilerde ortağı olacak olan- B. Classon, Oswald'ın ABD'ye dönüşünü ayarladı. FBI ve CIA bu gelişmeleri denetliyordu. Oswald, 1962 yılında Pentagon'da çalışmaya başladı. 1963 yılında FBI aniden Oswald'ın KGB ajanı oldugunu yaydı. Bu konuyla ilgili sahte belgeler ortaya çıkarıldı. Kenndy suikastinden birkaç gün önce Oswald, Küba'yı savunan anti-Amerikan yazıları yazdı ve Dallas polisinin eline tehdit mektupları gönderdi. Bu senaryo aslında suikast olayının içine Küba ve KGB gibi değişik alternatifler sokmak için yapılmıştı. Suikast gerçekleştikten sonra ise Oswald'ın CIA'den oldugunu gösteren bütün deliller yok edilmişti.
Olayı ısrarla KGB'nin üzerine yıkanların başında, CIA'in Mossad'la bağlantılarını gerçekleştiren eski CIA şefi James Jesus Angleton vardı. Ayrıca Oswald'ın KGB ajanı oldugu tezini savunanlardandır. Olayın gidişatını değiştirmek ve dikkatleri dağıtmak için, mafya-Küba bağlantılı birçok CIA ajanı öne sürüldü. Oysa mafya zaten Mossad'ın bir uzantısından başka birşey değildi. Yahudi mafya babası Meyer Lansky, Mossad ve CIA ile doğrudan bağlantılıydı. Meyer Lansky'nin, Mossad'ın haberi olmadan eylem yapması imkansızdı.
Olayın boyutları çok farklıydı. Kennedy, ölümünden önce CIA başkanı "Mason" Allen Dulles'ı görevinden almaya karar vermişti. Oswald ve onu öldüren Ruby'nin Dallas'taki polis otoriterleriyle ve FBI ile doğrudan bağlantıları vardı. FBI, Ruby'i birçok görevde kullanmıştı. Suikastten sonra Ruby'nin konuşmasını engellemek hapiste kendisine kanser yapıcı ilaçlar verdiğini söyler ve esrarengiz bir şekilde kanserden ölür.
Suikasti araştırmak için görevlendirilen Warren Komisyonu da cinayeti Oswald'ın tek başına işlediği kanısına vardı fakat buna Amerika'nın sadece %10'u inandı. Warren Komisyonu üyelerinin herbiri Mason Locası'ndandı. Kısacası Kennedy'nin ölüm fermanını hazırlayanların bu komisyon oldugunu anlamak cok zor değil. Komisyon, KGB uydurmasını gündemde tutmaya devam etti ve medya da bu uydurmayı körükleyince, John Fitzgerald Kennedy dosyaları hiç açılmadan kapanmıştır.
Günümüzde Kennedy ile ilgili yapılan filmlerde ve belgesellerde, Mafya-Küba-KGB üçlemesi rol oynar veya suikast, Mossad'tan bağımsız CIA-FBI komplosu olarak gösterilmektedir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlluminati
Non-FictionYeni Dünya Düzeni... Siyaset... Politika... Entrika... Bu bilgiler nasıl bir tehlikede oldugunuzu görmenizi saglayacaktır. Dünya, yeni bir çaga adım atıyor ve bu çag insanlık için hiç iyi olmayacak. Bu tarihi bilgilendirme değil, siyasi bir uyarıdır.