Çınar'ın Ağzından
Gözlerimi açtım ve karnımdaki ağırlık yüzünden nefesimin kesildiğini fark ettim. Elimi ağırlığa götürdüğümde bunun bir kol olduğunu anlamıştım. Şey.. biraz kıllı..
Arkamı döndüm ve Meriç'le burun buruna geldim. Bana sarıldığının farkında mıydı acaba? Bu anı bozmak istemesemde Meriç'i itekledim ve üstümden çektim. Gözlerini sinirle açtı ve kaşlarını çattı.
"Ne yapıyorsun be!" diye kükrediğinde bende onun gibi kaşlarımı çattım.
"Sarılıyorsun bari düzgün sarıl, boğar gibi sıktırmışsın!"
"Amacım sarılmak değilmiş demek ki.." dedi ve bana arkasını dönerek tekrar horlamaya başladı. Ben de ona arkamı döndüm ve uyumaya çalıştım ancak birbirimize bu kadar yakınken yalnızca ateş basıyordu.Komidinin üzerinde duran saate baktığımda 06:18 olduğunu gördüm ve oflayarak gözlerimi kapadım.
"Yerinde dur uyuyamıyorum!" Meriç biraz yorganı tekmeledi ve üstünden düşürdü.
"Yorganı üstümden çekiyorsun!" dedim ve bütün yorganı üzerime çektim. Sinirlenmiş olacak ki benim yaptığım gibi bütün yorganı üzerine çekti. Hadi ama üşüyorum.
Tam elimi yorgana uzatmıştım ki dakik bir şekilde hızlıca bana döndü.
"Hiç acımam aşağıya yollarım seni. Düzgün dur uykum var." dedi ve tekrar kıçını devirip uyudu. Üşüyorum Meriç bey ne yapayım!
Kollarımı birbirine bağladım ve dizlerimi karnıma çektim. Fareler tarafından kemirilmek istemiyordum doğrusu. Bu yüzden gözlerimi kapattım ve soğuğa alışmaya çalıştım. Yavaş yavaş alışmaya başlıyordum sanki..Bir kaç dakika sonra tam uykuya teslim oluyordum ki üzerime örtülen şeyle araba farı görmüş tavşan gibi gözlerimi açtım.
Meriç yorganı üzerime örttü!
"Uyanık olduğunu biliyorum, iyilikte yaramıyor bir teşekkür et en azından." dediğinde tekrar ona döndüm.
"Hatanı telafi ettin neden teşekkür edecek mişim.." Benim olduğum tarafa dönmüş kollarını birbirine bağlamıştı. Şuan nasıl göründüğümüzü merak ediyordum. O bana dönük ben ona dönük birbirimize öylece bakıyorduk.
Meriç'in gözleri kapanmaya başladığında sırıttım. Gerçekten uykusu olmalıydı öyle ki bana cevap bile verememişti. Gözlerini açmaya çalışıyor ama açamıyordu. Bu yüzden tamamiyle kapattı ve ağzını hafifçe araladı. Sanırım uyumuştu.
Elimde olmadan sırıtıyordum. O kadar tatlı gözüküyordu ki. Keşke uyanıkken de bu kadar masum görünebilse diye iç geçirdim. Ondan korkmuyor değilim. Sonuçta tekin birisi değil ve daha o adamlarla ne derdinin olduğunu bile bilmiyordum. Eğer sinirini bozarsam beni öldüredebilirdi. Yani sanırım.
Aklıma annem geldiğinde gülümsemem anında solmuştu. Ne kadar üzülmüştür şimdi, Mert.. o fark etmişmiydi yokluğumu?
Ne kadar daha burada kalacağımızı bilmiyorum ama annemi düşündükçe deliye dönüyorum. Benim için , Mert için onca şeye katlanmışken benim onu bırakıp gitmem adil değildi biliyorum ancak yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Hemde hiç bir şey.
Gözümden damlalar şapır şapır yastığa düşerken burnumu çektim ve tekrar Meriç'e odaklandım. Kaşlarını çatmış uyuyordu. Rüyamı görüyor acaba? Onu izlemenin verdiği keyifle gülümsedim ve ona hissettirmemeye çalişarak yanağına dokundum. Derin uyuyordu bu yüzden tepki vermemişti.Elimi tekrar ürkekçe yanağından çektim ve gözlerimi kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı ∞
Teen Fiction"Beni bırakma." diye fısıldadım ve mümkünmüş gibi kendimi ona daha fazla bastırdım. "Bırakmam." dedi o da fısıldayarak. "Bizim Çınar Ağacımız olacak." ©Tüm hakları saklıdır.