Meriç'in dediği gibi biraz daha koşunca önüme bir köprü çıkmıştı. Peşimde polislerin olmamasıda işime yarıyordu. Ancak hala silah sesleri geliyordu. Köprünün merdivenlerinden çıktım ve Meriç'e bakındım. Ortalıklarda yoktu ve çok korkuyordum. Bir polisin geldiğini görünce kendimi özürlüler için yapılmış asansöre attım ve bekledim. Polis gelmişti ve etrafa bakıyordu. Kimseyi görememiş olacakki diğer taraftan inmeye başladı. Gözlerimi kapatıp rahatlıkla nefesimi verdim. O sırada bir ses "Çınar." diye seslenmişti. Asansörün kapsıını açtığımda Meriç yaralı bir şekilde karşımda duruyordu.
"Asansör ha? Pekala çabuk bin." dediğinde asansöre tekrar bindim. Meriç'te binmişti. Kapı kapandığında daralmaya başlamıştım artık. Kapalı alanlarda zaten duramıyordum birde asansör düşünebiliyormusunuz. Neyse ki yanımda Meriç vardı.
Acıyla inledi ve tekrar kolunu tuttu.
"Çok acıyormu?" dedim fısıldayarak. Güldü ve tekrar inledi.
"Ben iyiyim sadece yanıyor." dediğinde dışarıya kulak kesmişti. Arabaların taş yolda gittiği bir ses çıkıyordu. Demekki gidiyorlardı.
"Çıkalım buradan" dedim Meriç'e. Meriç asansör kapsını açtı ve dışarı çıktı. Bende peşinden çıktım. Doğru tahmin polisler gitmişti. Yada biz öyle sanıyorduk.
Tekrar bir araba sesi duyduğumuzda Meriç yere çöktü bende onu tekrarladım. "Meriç!" diye biri seslendiğinde Meriç. doğruldu ve merdivenlere koştu. Bende onun yaptığını yaptım. Aşşağıda siyah arabasının yanında duran bir çocuk vardı.Çocuk dediğime bakmayın daha büyük duryordu. Ayrıyeten yakışıklı.
"Ediz." dedi ve çocuğa sarıldı Meriç. Ediz buydu demek.
"Yenge." dedi ve elini uzattı bana.
"Yengemi?" dedim elini tutmuyordum.
"Yani ben sizi şey sandım.. Kusura bakmayın." dedi ve başını yere eğdi. Daha sonrada arka kapıyı açarak benim oturmamı sağladı. Ön tarafada Meriç oturmuştu. ,
"Çevirme olabilir." dedim. İkiside bana bakıyordu. Evet evet başka çaremizin olmadığının bende farkındayım ukalalar.
Ediz arabayı çalıştırdı ve ters istikamete yani evin olduğu yere doğru sürmeye başladı. Kesinlikle polis kaynıyordur orası. Ancak Ediz başka bir yola saptı ve evden uzaklaşmamızı sağladı.
Çok geçmeden cadddeye çıkmıştık. Dükkanlar okullar evler.. Sanki yıllardır görmüyorum gibi. Bir apartmanın önünde durduğumuzda Ediz kemerini çözdü ve dışarı çıktı. Meriç'te yaptıktan sonra kafasını bana çevirip dışarıyı işaret etti. Dışaıya çıktığımda Ediz anahtarlarını kurcalıyordu. O kadar çok anahtar vardı ki.
"Buldum." dedi ve apartmanın anahtarının deliğe sokup çevirdi. Apartman çok ferahtı. Tuğla şeklinde boyanmış duvarlar ve hemen üstünde tablolar vardı. Nasıl birinin çalıp götürmediğine hayret etmiştim.
18 numaralı dairenin önünde druduğumuzda Ediz tekrar anahtarlarla bir savaşa başlamıştı. Sonunda doğru anahtarı bulup deliğe çevirdiğinde eve girip girmemekte tereddütte kalmıştım. Sonuçta iki erkekle bir evde olmak doğru değildi. Ancak Meriç belimden tutup beni içeri sokmuştu. İçerisi çok ferahtı ve dubleksdi. Yeşil ve beyaz ağırlıklıydı. Mutfak salonla birleşikti ve oldukça hoş duruyordu. Çekingence salona oturduğumda Meriç ve Ediz'de oturmuştu.
"Meriç yaran.." dedim Meriç'e dönüp. Hala kolunu tutuyordu canı acıyor olmalı.
"Sıyırmış zaten. Ediz halleder yoruldun sen uyu." deyip Ediz'e bir işaret yaptı. Ediz ayaklandı ve kalkmam için bekledi. Kalktım ve Ediz'i takip ettim. Bir odanın önünde durduğumuzda Ediz eliyle girmem için işaret etti ve gülümsedi. İçeri girdiğimde iki tane yatak vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı ∞
Teen Fiction"Beni bırakma." diye fısıldadım ve mümkünmüş gibi kendimi ona daha fazla bastırdım. "Bırakmam." dedi o da fısıldayarak. "Bizim Çınar Ağacımız olacak." ©Tüm hakları saklıdır.