♦30/1♦ Ben Öyle Değilim..

112 9 0
                                    

Meriç sırıtarak yanımdan geçip gittiğinde sinirle Elif'e döndüm.

"Ya sana inanamıyorum Elif! Neden yaptın ki böyle bir şeyi?" Elif ağlayacak duruma geldiğinde kendimi frenledim. Elinde olmayarak söylediğini biliyordum Elif panik anında her şeyi yapabilirdi.

"Özür dilerim ben birden.."

"Tamam. Tamam önemli değil. Eninde sonunda öğrenecekti zaten." ofladım ve elimi saçlarımdan geçirdim. "O Meriç Yaman'sa ben de Çınar Ersan'ım."

"Ben de Elif Güleç." Ona ters bir bakış attım. "Konuşma hakkın yok. Dalga geçme hakkın hiç yok." Elif asker selamı verdikten sonra yan yan sınıftan çıktı. Ah ne yapacağım ben? Gidip de Deniz'in ağzını burnunu kırmasa bari.

Yapar mı ki?

Kafamı iki yana salladım ve sınıftan çıktım. Çıkış zilimiz çalmaya başladığında hızlıca merdivenleri çıktım ve sınıfa girerek çantamı boynumdan geçirdim. Meriç ve Batuhan'ı kapıdan çıkmak üzere gördüğümde onlardan önce davranıp çıkmak istemiştim ancak Meriç'inde aynı anda çıkmaya çalışmasıyla kapıya sıkışmıştık. Ah hadi ama..

"Kapılara sığmıyorsun artık, yokluğuma dayanamayıp kendini çikolataya filan mı verdin?"

"Asıl sen sığmıyorsun baklavaların artık yok." söylediğim şeyle gözlerimi irileştirdim. Meriç yarım ağız sırıttı ve çıkmak için direnmekten vazgeçti.

"Beni dikizliyorsun yani?"

"Ne münasebet. Sadece.." Meriç kaşlarını kaldırdı söyleyeceğim şeyi merakla bekliyormuş gibi. Ancak gözlerinde sadece alaycılık vardı. Olayın şokuyla kapıya sıkıştığımızı unutup ben de direnmeyi bırakmıştım.

"Sadece dar giyiniyorsun." Meriç kafasını alayla sallayıp onayladığında suratına bir yumruk indirmek istedim. Ancak arkada bizi dinleyen bir Batuhan'ın olduğunu yere yapışana kadar unutmuştum. Yer:1 Çınar:0

"Akşama kadar burada kalamam. Bariyer gibi kaldınız öyle birinin müdahale etmesi lazımdı." Batuhan gömleğinin yakalarını çekip bıraktıktan sonra artistçe uzaklaştı. Meriç ayağa kalktı ve kalkmam için elini uzattı.

"İstemez." dedim ve ayağa kendi çabalarımla kalktım. Meriç bu hareketime gözlerini devirse de bir şey demedi.

"Yanıldığını sana göstermek isterim." dedi Meriç bana doğru yalpalayarak ve sırıtarak yürürken. Birden tişörtünü yukarı kaldırdığında gözümü kapatmak istedim ancak ellerimi geri indirmişti. Hala olan dört baklavasını tek tek parmağıyla gösterdikten sonra kulağıma eğildi ve "Hala oradalar." diye fısıldadı. "Bence göz doktoruna gitmelisin. Ya da utanmadan dikizleyebilirsin." deyip yanımdan geçip gittiğinde gözlerimi sıkıca kapattım.

Kesinlikle etkilenmedim.

Merdivenlere gitmek için arkamı döndüğümde birden hala sırıtmakta olan Meriç'i gördüğümde korkuyla sıçradım.

"Ha birde, Deniz'i unuttum sanma. Deniz Kuday..Onun için manyak planlarım var." merdivenlerden inip gözden kaybolduğunda elimle kafama vurdum. Soy adını bile biliyor! Bunu ben bile bilmiyordum. Ancak Deniz'in Ediz'in arkadaşı olduğunu var sayarsak ondan öğrenmiş olma ihtimali çok fazla.

Sahi Ediz! Ediz'in, arkadaşının başının belada olduğunu bilmeye hakkı vardı. Hele ki bu bela Meriç'se.

Cebimden telefonumu çıkardım ve aceleyle Ediz'i tuşladım. Bir kaç çalıştan sonra nihayet açabilmişti.

"Ben de tam Çınar beni ne zaman hatırlayacak diye düşünüyordum." kıkırdadım.

"Tesadüfe bak aynı şeyi ben de düşünüyordum."

Çınar Ağacı ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin