[Medya: Deniz]
Meriç elimi morartırcasına sıktırırken acıyla inledim. Deniz bize tuhaf tuhaf bakıyordu.
"Ya evet sevgiliyiz." dedim gülerek. Deniz'de zoraki gülümsemişti.
"Görüşürüz Deniz Bey." dedim mesafe koyarak ancak o kafasını iki yana salladı. "Bana Deniz de." Meriç daha çok sinirlenmiş olacakki elimin kangren olduğundan emindim daha da sıktırıyordu.
"Peki Deniz görüşürüz." dedim el sallayarak. Meriç çekiştirerek oradan uzaklaştırdığında ara sokağa girmiştik.
"Kim o herif! Ne işin var burda senin!" dedi tükürerek.
"İş buldum işte." dedim omuz silkerek. Ellerini saçlarından geçirdi.
"Düşüneceğimi söylemiştim! Kendi başına buyruk hareket etme!" haklıydı ancak haksızdı da.
"Seni bekleyerek zaman harcayamazdım. Bir an önce para bulmamız gerek bu yüzden bana bağırma!" dedim ben de bağırarak. Ofladı.
"O herif kim." dedi tıslayarak.
"Baktığım çocuğun abisi. Hem sanane." dedim ellerimi belime koyarak.
"Bananemi?" dedi bana yaklaşırken. Geri geri gittiğim sırada sırtım duvarla buluştuğu için daha fazla kaçamadım. Omzumun üstünden ellerini duvara yasladı ve yüzünü yaklaştırdı.
"Benden korkma." dedi nazik davranmaya çalışarak. Açıkcası evet şuan korkuyordum ve korkumuda belli ediyordum.
"Benim olanı kıskanırım." dedi nane kokulu nefesini yüzüme üfleyerek. "Ona göre davran." dedi daha sonra. Onu ittirmeye çalıştım ancak başaramadım.
"Ben kimsenin değilim." dedim. Ancak o güldü.
"Evet benimsin. Kanıtlamak için beni o şeyi yapmaya zorlama." dedi gülerek. Kafasına vurdum.
"Kapa çeneni." dedim onu iterken. Bu sefer üstümden çekilmişti.
"Beni seviyormusun?" dedim başımı eğerek. kıkırdadığını duymuştum.
"Benimsin demek cinsel anlamda değil sadece Çınar. Benimsin demek seni sevdiğimi gösterir zaten." dedi parmağıyla çenemi kaldırırken.
"Bu peruğu sevdim vahşi görünüyorsun." dedi arsızca sırıtırken. Konudan konuya geçiş yapması sinirimi bozuyordu.
"Ne sapık bi herifsin sen ya." dedim ve ondan uzaklaştım. Hala gülüyordu.
"Ve karizmatik." diye ekledi.
"Pabucumun karizmatiği." dedim gözlerimi kısarak. O da kıstı ve beni yakalayıp çuuval gibi omzundan sarkıttı.
"Ne yapıyorsun be manyak! İndir beni!" dedim sırtına vururken. Gelen geçen bakıyordu ve az sonra peruğum düşebilirdi.
"Fırsat bulmuşken maznaranın tadını çıkar bence. Bunu yaşayan ilk kızsın." dedi. Poposunu kast ediyordu. Aslında evet güzel ve yuvarlak bir poposu var- salaklaşma Çınar.
"Poponu napıyım be senin! İndir beni!" Güldü ve beni indirdi. Kayan peruğumu düzelttim ve trip atarcasına ondan uzaklaşıp ana caddeye çıktım. O da peşimden geliyordu. Yaklaşık on beş dakika kadar yürüdükten sonra Ediz'in binasının önünde durdum. Taksiyede binebilirdim ancak amacım Meriç'i yormaktı. Bacaklarımın hali kalmamıştı. Arkamı döndüğümde Meriç sırıtarak geliyordu. Hayır yorulma belirtisi yoktu.
"Çok zekisin gerizekalı." dedi ve omzuma çarparak siteye girdi. Ofladım ve tepinerek onun peşinden gittim. Eve girerken ikimizde konuşmuyorduk. Meriç salon kapısından başını uzattığında bende oflayarak ceketimi çıkarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı ∞
Novela Juvenil"Beni bırakma." diye fısıldadım ve mümkünmüş gibi kendimi ona daha fazla bastırdım. "Bırakmam." dedi o da fısıldayarak. "Bizim Çınar Ağacımız olacak." ©Tüm hakları saklıdır.