7.Bölüm: Biz Varız

99 12 0
                                    

"Sen benim, aydınlıkta bile parlayan tek yıldızımsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Sen benim, aydınlıkta bile parlayan tek yıldızımsın..."



7.Bölüm: "Biz Varız"


"Kapının önündeyim Feride, bekliyorum seni."

Özgür Ali'nin attığı mesajı okurken yüzümde bir gülümseme oluştu. O, artık benim sevgilimdi... Özgür Ali ve ben; iki sevgili bugün bir randevuya çıkacaktık!

"Hadi, hadi bekletme çocuğu!" Yaren'in neşeli sesi beni kendime getirdiğinde son kez aynanın karşısına geçip üzerimi başımı düzelttim. Neredeyse akşam olmuştu ve ben sabahtan beri buluşma için hazırlanıyordum.

Yaren'in yanağına bir öpücük kondurdum ve çıktım evden. Özgür Ali, pastanenin duvarına yaslanmış, beni bekliyordu. Beni görünce  gülümsedi ve yanıma geldi.

"Çok güzelsin..." diye fısıldadı baştan aşağı beni süzerek. Utandığımı ve kalbimin hızla çarpmaya başladığını hissettim.

"Teşekkür ederim..." diye mırıldandım gözlerinin içine bakarak. Özgür Ali öyle güzel bakıyordu ki gözlerimin içine... Yan yana yürümeye başladığımız sırada elini benim elime doğru uzattı. Yürüyorduk ve birbirimize bakamıyorduk, elimi Özgür Ali'nin eline yaklaştırdım; elimi tutmasında bir sakınca olmadığını belirtmek ister gibi. Özgür Ali, büyük ve kemikli elleriyle benim küçük elimi kavradığında bakışlarımı, birbirine kenetlenmiş ellerimize çevirdim. Benim küçük ellerim, onun benimkine nazaran daha büyük olan ellerinin arasında kaybolmuştu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum bakışlarımı Özgür Ali'ye çevirerek.

"Adımlarımız bizi nereye götürürse..." dedi gülümseyerek.

Karanlık akşamda adımlarımız bizi rengarenk ışıkları yanan lunaparka götürmüştü. Akşamın karanlığında bu rengarenk ışıkları ile parlayan lunaparkı, eğlenen insanların bağrışları ve kahkahaları dolduruyordu. Özgür Ali elimden tutup beni lunaparka doğru çektiğinde annemlerin ölümünden beri kendime eğlenmek ve rahatlamak için hiçbir şekilde vakit ayırmadığımı fark ettim.

"Pamuk şeker sever misin?" Beni düşüncelerimden sıyıran, Özgür Ali'nin sesi oldu.

"Bayılırım!" dedim neşeyle, pamuk şeker satan amcanın önünde durduğumuzda. Bugün, eski anıları düşünüp kendimi üzmeye hiç niyetim yoktu. Çünkü ben, mutlu olmayı hak ediyordum.

Bir elimde pamuk şekerimi, diğer elimde ise Özgür Ali'nin elini tutuyordum sıkıca. İki tane jeton aldık ve lunaparkın içinde pamuk şekerlerimizi yiyerek, tekrar el ele yürümeye başladık.

Atlı karıncanın önünde durduğumuzda, "Nasıl yani?" diye sordum şaşkınlık içinde. "Şimdi biz atlı karıncaya mı bineceğiz?"

"Evet." dedi dönüp duran atlı karıncaları izlerken. "Hadi gel..." diyerek dönmeyi bırakan lunapark oyuncağına doğru yürüdü. İki yetişkin insan olarak, çocukların bindiği bu lunapark oyuncağına binme fikri bana pek mantıklı gelmese de yine de onun peşinden gittim gülerek. Yan yana iki atlı karıncaya bindik. Atlı karıncalar dönmeye başladığında, bir elimde yarısını çoktan yemiş olduğum pamuk şekerim, diğer elimde Özgür Ali'nin sımsıcak eli ve yüzlerimizdeki mutluluğumuzun sembolü gülümsemelerimiz vardı... Yarın neler olacağı umrumda değildi, ya da bir dakika sonrası... Benim için önemli olan tam da şu andı... Atlarımız tın tın dönerken, birbirimize bakarak gülümsememiz, hissettiğimiz mutluluk karşısında gözlerimizin parlaması...

Yıldızlara DokunalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin