FİNAL II. UMUT DOLU BİR BAŞLANGIÇ

804 68 24
                                    

 "Toparlanın, vedalaşın ve son bir kez manzaranın tadını çıkarın dostlarım."

"Faruk ve sefil grubu! Ayağınıza kadar geldim. Bir hoş geldin yok mu?"

Abim, hoca ve doktor nöbet tuttuğumuz odanın penceresinde belirdiler kısa bir süre sonra. Abim, aynı gürlükle bağırdı.

"Davetsiz geliyorsun, bir de hoş geldin mi bekliyorsun? Burada ne işin var, olmaman gereken yerde?"

İlker, kahkahalarını bastırıp cevap verdi.

"Kamyonetinizi göremedim, yoksa öldürdüğümüz itin yanına mı gittiler?"

Derin bir nefes alıp yarısını verdim. Dürbünü beynine doğrulttum. Kafasına sıkmamak için kendimi zapt etmeye çalıştım, bilinçsizce götürüp tetik boşluğuna kadar bastırdığım parmağımı geri çektim.

Abim, gülümsedi.

"İt dedin de... Aklıma ne geldi bak. İlker denen hadsiz bir köpekle tanışmıştım vaktizamanında. Ona demiştim ki yerimizi bulmaya çalışmayın, kendi ayaklarınızla ecelinize gelirsiniz. Tasman mı gevşedi?"

"Bak... Bu sözün beni en derinimden yaraladı. Saygılı bir insan olduğunu zannediyordum."

"Bana, ayaklarımın altında duran şerefsiz mi saygıyı öğretecek?"

İlker, alnını ovup konuşmaya devam etti.

"Eski hukukumuza istinaden sözlerini duymazlıktan geliyorum. Size bir teklifim var. Bulunduğunuz yer gayet güzel, buraya zarar vermek istemem. Eğer içindekileri bırakıp teslim olursanız canınızı almayacağıma söz veriyorum."

Abim, aşağılayıcı bir kahkahadan sonra cevapladı.

"Ulan şerefsiz, senin sözüne güven olur mu? Hem sen, misafirini ağırlayan insanlarla ne biçim konuşuyorsun?"

Bunları söylerken Hüseyin de pencereye çıktı. İlker, bir süre sessiz kalıp konuşmasına devam etti.

"Demek yanınıza sığındı. Bu neyi değiştirecekmiş? Korkudan donuma işeyip geri mi çekilmeliyim?"

"Koyverme hemen. Ben sana altını ıslatman gerektiği zaman haber veririm. Hüseyin!"

Üsteğmen, konuşmaya başladı.

"Asker! Eğer bizim safımıza geçerseniz sizi affederim. Karşımızda dikilenlerin sonu hiç iyi olmayacak."

"Komutanınızı duydunuz! Ben Faruk, şerefim üstüne yemin ederim ki arkasında durduğunuz şeref yoksununu bırakırsanız size zarar verilmeyecek! Kötünün yanında saf tuttuğunuzun farkına varın! Ama eğer durduğunuz yerde kalmaya devam ederseniz, sonunuz İlker'den farklı olmayacak!"

Herhangi bir hareketlenme olmadı. İlker önce sağına, sonra soluna dönüp bir kahkaha daha patlattı.

"Beklediğiniz tepki bu değildi değil mi? Sizden bu kadar aptalca bir plan beklemezdim. Şimdi ne yapacaksınız? Sizden daha üstünüz. Planımızı Hüseyin de bilmiyordu, az önce size sunduğum mükemmel, kârlı teklifi de kaçırdınız."

"İlker, sana sürprizleri sevmediğimi söylemiştim. Unutma ki etrafı duvarlarla örülü olan üstündür, siz kabak gibi meydandasınız. Arkanda, sağında, solunda neler olduğunu bilebilir misin?"

"Ah, bence bu sürprize bayılacaksın. Duvarlar demişken..."

Kuvvetli bir ıslık çaldı. Kamyonların önündeki duvarlar büyük bir gürültüyle yıkılmaya başladı. Duvardan kopan taşlar, beton parçaları, metrelerce yükselip yere düştü. Abimler, ani bir refleksle eğilip camdan kayboldular. Kamyonlardan onlarca ceset, her iki yarıktan içeri girmeye başladı.

GECENİN KARANLIĞINDA: SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin