"Para artık bir oyuncak değildi."
-
Küçük kardeşimin ayağımın dibinde bitmesiyle merhamet duygum kinimi ört pas etmişti.
"Abla."
Küçücük bir çocuğun önünde annesini öldüremezdim. Silahı yatağa fırlatıp ona baktım. Onu kendimce biraz yatıştırdıktan sonra içeri gönderdim ve telefonumu alıp evi terkettim.
Yıllar sonra hep hayal ettiğim sahneyi bu evden kurtulma sahnemi yaşıyordum. Geride bıraktığım kardeşlerimi ve beni bir an olsun düşünmeden her gün yüzüme baka baka yalan söyleyen annemi bir çırpıda silip atmıştım bu evden çıkarken.
Her dizide ki o klişe laf ben evden çıkarken kullanılmamıştı. 'O kapıdan çıkarsan bir daha gelemezsin.' Öyle bir şey söyleseydi de ne yapardım bilmiyorum. Pencereden mi çıkardım? Yoksa deliliğim tutar da kapıya basar gider miydim?
Evimin alt sokağında ilerlemeye başladım. Akıllı Nehir evden çıkarken sadece telefonunu aldığı için yanında kuruş parası yoktu.
Hava iyice soğumaya başlayınca köşede ki süpermarkete girdim. Adeta bir karınca misali reyonlara göz gezdiriyordum. Ama klimalar sağolsun biraz daha ısınmıştı içim.
×××
Bir saat geçmişti. Ben hâlâ olduğum yerdeydim. Bir saattir gözüme takılmayan ürün bir anda dikkatimi çekmişti. Barkodunun altında fiyatı yazar umuduyla bakarken biri bana seslendi.
"Bakar mısın?"
Ne bu samimiyet diye kadına bakarken üzerinde ki süpermarkete özel kazağı gördüm ve 'buyrun' dedim.
"Kazağınızı giymemişsiniz. Bir daha işe geç kalmayın."
"Anlamadım."
"Salağa yatma da depoya git iş var."
"Yalnız hanımefendi ben müsteriyim."
Dedikten sonra bir kez daha süzdü beni. Sonra özür dileyip beni çalışan sanarak öyle bir üslub kullandığını söyledi. Kadın da haklı. Sen bir saat aynı reyona bak sonra işçi muamelesi görme. Hayatımda yaşadığım en utanç verici şey galiba..
Süpermarketten çıktıktan sonra otobüse bindim. Bindikten sonra kuruş paramın olmadığını hatırladım. Cebimde para arar gibi yaptıktan sonra konuştum.
"Paramı evde unutmuşum da biri kartına basabilir mi?"
Herkes kim basacak diye baktıktan sonra suratı on karış olan bir kadın kartına bastı. Teşekkür ettikten sonra tekli koltuklardan birine oturup başımı cama yasladım. Şimdi müzikte dinleyemezdim. Şarjım 38'di. Kullanmasam nereye kadar kullanmayacaktım?
Şimdi gidip bir kafeye otursam ve şarj aleti istesem bir çay içecek param bile yok. Hayatım boyunca ilk defa bu kadar parasız kaldım. Okul falan da yalan oldu. Bu seneyi tekrar edicem o zaten belli.
Önce babamı kaybettim. Unutmuşum , babam sandığım kıymetlimi. Onun mezarının başında erkek arkadaşımın hastahane haberini aldım. Sonra onu da kaybettim tabi. Eve giderken kaçırıldım bir manyağın elinde hapis oldum. En yakınım dediğim insanı aslında en yakınım sandığımı anladım. Yediğim kazıklar boyumdan büyük. Biyolojik babam ortaya çıktı , annemin yalanlarını öğrendim. En yakınımı tam buldum derken beni kaçıran manyağın kardeşi çıktı. O manyak hayatımdan bir türlü çıkmadı. Bunların yarısı sömestr tatiline denk geldi ama sonra okul başladı. Devamsızlıktan hiç bahsetmiyorum. Okulumdan bir senem yandı. Hayatım kaydı. İlk öğrendiğim kelime olan bizim evde oyuncak rolünde oynanan paraya şuan o kadar ihtiyacım var ki. Hayat bana onun bir oyuncak olmadığını da öğretti..
![](https://img.wattpad.com/cover/135873735-288-k834627.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMTİHAN
Misterio / SuspensoDans ederken öğrendim ; unutmayı , hatırlamayı.. Piyano çalarken öğrendim ; uçmayı , uzaklaşmayı.. Ve sen baba. Sen yokken öğrendim ; babalığı , babasızlığı.. Bana göre küçük anneme göre kazık kadar yaşımda kaybetmiştim babamı. Ve yine benim için s...