-3-

240 160 44
                                    

"Ağlamanın tam ortasında gülen deliler."

''Senin dikkat çekmek için söyleyeceğin yalanlara karnım tok benim.''

''Senin gerçek baban Murat Şahin ve istersen DNA testi yapabiliriz.''

''O kim?''

''Bak olaylar gerçekten çok uzun. Ve ben bunların hepsini gerçek babandan öğrenmeni istiyorum. En azından o mezarda değil ve yaşıyor.''

''Bu kadar bilgiyi nereden öğrendiğini bilmiyorum ama işin içinde bir yalan varsa bunu sana ödetirim.''

''Babanı buraya getirebilirim.''

''Önce DNA testi istiyorum.''

-

Beni güçsüz kılan gözyaşlarım benden izin bile almadan dökülmeye başladı. Ağlamak bana göre güçsüzlüktür. Aslında çoğu insana göre bunu düşünmem saçmalık olarak gelebilir ama ben bu yaşıma kadar en zor durumlarda bile kendimi sıkıp ağlamamayı öğrendim. Şuan öyle bir boşluktayım ki. Hayatıma tanımadığım biri çıkıp tüm özgürlüğümü elimden alıyor ve benim bu zamana kadar inandığım , varsaydığım her şeyin yalan olduğunu gerçek olmadığını söylüyor.Şimdi yaşadıklarıma mı inanmalıyım? Yoksa bir anda karşıma çıkan bu adama mı? 

Şuan hastahanenin yine soğuk koridorlarındayım. Bir köşede oturmuş Güçhan'ın babamı yani biyolojik babamı getirmesini bekliyorum. Ne kadar da çabuk alışmıştım daha yüzünü bile görmediğim adama baba demeye. Gerçek babam olsa bile o benim yanımda değildi. Benim hakkımda hiçbir şey bilmedi. Bu zamana kadar gelmedi. Onu şuan belki de zorla Güçhan getiriyor. Belki de kafasına silah dayayıp onu buraya gelmesi için zorluyor. Gerçek babam bile olsa onun yüzüne bile bakmayacağım. Ama o adamı anneme göstereceğim. Bidde ondan dinlemek istiyorum. Her pazar babam sandığım adamın yanına giderken hiç mi vicdanı sızlamadı?

Bu zamana kadar hep merak etmişimdir. Acaba benim kan grubum neden babam veya anneme çekmedi diye? Kardeşlerimin kan grupları hep annemle aynı. Bunu bir ara aşırı araştırmıştım. Anne veya babaya çekmeyebilirmiş kan grubu. Ama hiç düşünmemiştim farklı bir babam olduğunu. Ama eğer o adam benim babam değilse bu sefer basar giderim. Hatta o Güçhan'ı yerin dibine bile gömebilirim.

Güçhan arkasında saçları kumral , ela gözlü , uzun boylu bir adamla karşımda durdu. Adamın güçlü bir ifadesi vardı. Takım elbisesiyle karşımda duruyordu. Hayır ağlamayacağım. Gerçekten babam olmayabilir.

''Yapalım da bitsin hadi.''

-

Beş gün sonra sonuçların açıklanacağı söyleyince kölesi gibi yine Güçhan'ın evine geldim. Bu sefer kapıyı kilitlememişti. Hayret ederek kapımı açıp evi dolaşmaya başladım. Hizmetli kıyafetinde bir kadın yanıma gelip yemek yeneceğini ve Güçhan'ın beni beklediğini söyledi. Vay be. Demek paşamız artık bana güvenmeye başladı. Kölesiyle aynı masada yemek yiyecek yani. Hizmetli yolu gösterince salon galiba dediğim odaya geldim. Koskoca masada iki tane tabak vardı. Selam verdikten sonra su bardaklarını iki elime alıp içinde ki suları yere döktüm. Bu sefer cesaretimi toplayıp gözlerine baka baka.. Suları yere döktükten sonra cam bardakları son derece sakinlikle yere fırlattım. 

''Afiyet olsun demek istedim. Beğendin mi?''

Sonra da yanına gidip masa örtüsünden tutup elimle çekerek tüm masayı yere dağıttım. Tüm sakinliğiyle hâlâ masada oturuyordu. Ellerini bağdaş kurmuş , dirsekleri masayı deliyordu. 

''Tekrardan afiyet olsun!''

Arkamı dönüp giderken kolumdan çekmesiyle ona dönmek zorunda kaldım. Eğer kolumu biraz daha tutsaydı kangren olabilirdim hissi tüm vücudumu kaplamıştı. Ne vardı o gözlerde? Mavinin bilmem kaçıncı tonuydu bu. Neden sinirlenince farklı bir boyuta dönüşüyordu? Neden bir sahipleri yoktu..

''Ne yapmaya çalışıyorsun?''

''Kimsenin hayatına böyle bodoslama giremezsin. Ne yaşadığımı tahmin bile edemezsin.''

''Yalanları gün yüzüne çıkardığım için mi tüm bunlar? Kandırılmak hoşuna gidiyordu demek.''

''Kes sesini!''

''Mustafa!''

Bağırır bağırmaz kaba sakal hızla salona gelip 'ne olduğunu' sordu. Konuşulanları ben söyleyeyim. Güçhan bey beni çuvallara geri gönderiyor. Orada biraz daha kalırsam haddimi bilmeyi öğrenecekmişim. Şu sonuçlar açıklanınca ben burada bir saat durur muyum sanıyorsun sen..

Kaba sakal beni çuvalların arasına atınca yine gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Sus artık yüreğim. Bu acıyı ikimize de yaşatmayı kes artık. Güçlü görünmen için sana daha ne kadar öz güven depolayabilirim söylesene. Bu sefer kendimi kısıtlamayacağım. Bundan sonra insanlar için yaşamayacağım. Canım ne isterse onu yapacağım. Bende bir insanım. Bende diğer insanlar gibi bencil olabilirim. O Güçhan denen köpek ne derse desin yapmak zorunda değilim. Hem belki beni gerçekten öldürürse babama kavuşabilirim. Halil Sipahi benim biyolojik olarak babam olmayabilir belki de gerçekten babamdır bunu yakında öğreneceğim. Ama o zamana kadar o adam benim babam. Şuan ise canım isyan çıkarmak istiyor. Ama şarkı söyleyerek..

Derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalktım. Kapıyı tekmelerken hem ağladım hem de bağıra bağıra şarkı söyledim.

(Christina Perri - Human 'Multimedia da.')

Kaba sakal kapının ardından susmam için bana bağırsa da onu dinlemedim. Ben ne istersem o. Tabi kadın başıma yaptığım bu isyan kaba sakalın gelip bana el kaldırmasıyla son buldu. Üzerime çıkmış yüzüme yumruk atıp beni tokatlıyordu. Ben ise karşılık olarak yerde yatmış bir şekilde gülüyordum. Sonra zaten ne olup bitti bilmiyorum ya korkudan ya da acıdan bayılmışım..

-

Uyandığım da Güçhan başımdaydı.

''Biraz daha uyanmasaydın öldüğünü düşünecektim.''

Gülmeye başlarken bir anda duygu değişimi yaşayarak ağlamaya başlamıştım. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki artık bunları kaldıramıyordum. Yüzümde ki acılar da buna dahildi. Burnuma gelen kan kokularından sonra Güçhan'a baktım. Elleri kan içerisindeydi.

''Kaba sakal nerede?''

''Öldürdüm içeride bir yerdedir..''

-

İMTİHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin