14

14 3 2
                                    

Beynimi zorlamaya gerek  duymadan evden ayrıldım.

Fakat beynim beni zorladı.Ablam neredeydi?Gecenin bu saatinde çekip gitmiş olamazdı.

Aklıma birden o garip davranışları geldi.

Notta belirtilen cafeye geldim ve bir masaya yerleştim.Gizli insanı beklemeye başladım.

Acaba gelecekmiydi?

Belkide gelmiş ve beni izliyordu.Fakat ben onu daha önce görmemiş biri olarak fark edemiyordum.

Bir ara gözüm yan masada tavla oynayan gençlere kaydı.

Daha sonra koşuşup duran garsonlara.

En sonda açılmakta olan kapıya kaydı gözüm.

Hafif iri,üstünde "Best Killer" yazan bir tişörtle bir erkek belirdi.

Gözlüğünün camlarını silip garsona bir şeyler söyledi.

Yönünü bana çevirdi.Yaklaşıyordu bana.Birer adım diye diye adam karşıma gelmişti.

Selamladı beni."Bu cüzdan sizin mi?"

Uzattığı cüzdana baktım.Evet benimdi. Düşürmüştüm ve o bulmuştu.

İyi de benim olduğunu nereden biliyordu?Takip edilmiştim.

"Teşekkürler."dedim ve cüzdanı aldım.

Karşımdaki bu insanı tanımayı istiyordum."Tanışalım isterim."dedim.

"Boşver şunu.Dayın elimde."dedi ve sustu.

"Dayım elinizdeyse!O,o hasta masta değil!Ona ne yapıyorsun?Heyy!"dedim hiddetle.

Bu sözlerimi duyunca ayaklandı ve çekip gitti.

Acaba notu yazanda o muydu?Dayımla ne alakası...

Bir an aklıma Yuse'nin "Dayını bul,gerçeği bul."dediği geldi.

Eve ulaşmak istedim o sıra.Herşey herşeyi tutuyordu.

Eve geldim,odama çıktım.

Dayım onun elinde mahsursa eğer,o gizli insan bir şey biliyordu ki Yuse "Dayını bul,gerçeği bul."demezdi.

Acaba ona tekrar ulaşabilir miydim?

Belkide ona tekrar ulaşabilmem için bir nota daha ihtiyacım vardı.

Saat 5.48'di.Yorgundum...

Uyumak için bile kendimi yoramayacak kadar yorgundum.

Vücudum değildi yorgun hissettiren.Zihnimdi.

Uyudum.

Sabahın altısında Defado'nun masum çığlıklarını duyarak uyandım.

"Efendimm!Ablanız Bayan George!Yok,gitti mi?"

Derin bir nefes aldım.Geri vererek"Gitmiş.Neden veya nasıl gitti bilmiyorum."dedim.

1 saatlik uyku ile işe gittim.

Karşımda Lialey ve patronum duruyordu.

Patronum"Hadi sen geldin.Parte nerde?"dedi.Güldüm:

"Nerede olduğu bilebilme ihtimalim yok.Beni zorla..."

"Kes sesini!Hem suçlu hem güçlüsünüz."

Lialey olumsuzluğu sevmezdi.Bu yüzden araya girdi.

"Fostaigo,Parte'ye sebebini sorduk.'Watson soyuyla ilgili bir suç gizinin peşindeyim.'dedi.Sende çok önemli bir iş dedin."

"Parte cidden öyle mi dedi?"dedim başımı kaşıyarak.

"Dedi!Ne oldu,aynı soydan  olduğundan telaşa mı kapıldın?!"dedi benim sinirli patronum.

"Evet efendim."dedim."Şu sıralarda bende böyle bir konuyla uğraşıyorum."

Lialey yine daldı."Bak Fostaigo.Şirketimizin namusunu kirletecek bir şey olmasın hayatında."

Artık dayanamayacak duruma gelmiştim."Eğer siz dedikodu yaymazsanız kimsenin böyle bir konu olduğundan haberi olmaz."dedim patronum ve Lialey'i göstererek.

Benim olan danışma bölümüne yerleştim.Hem patronumu hem de Lialey'i çileden çıkardığımı bile bile.

Allak pullak olmuş zihnim ve ben sessizliğe gömülmüştük...

Önce Bay Rogel,Yuse,o gizli insan,Parte...

Katil ya içlerinden biri ya da hiçbiriydi.

Danışman olduğum için şirketin giriş kapısına bayağı yakındım.

Giriş kapısıda açık olduğundan uçuşan her çöp,kağıt vb. şeyleri masamın üzerinden her gün temizliyordum neredeyse.

Yine bir kağıt uçuşup masama düştü.Normalde masama düşen her kağıdı atma alışkanlığım vardı.

Ama içimin derinliklerinden gelen bir ses 'aç o kağıdı,aç' diyordu.

İç sesimi dinledim ve açtım buruşuk kağıdı.

"Seni şu an görüyorum.Merhaba ben katil..."

Kağıttta yazan değildi beni şok eden.Ben bu notların yazanını görmüştüm,işte o sıra katilide görmüştüm canlı canlı.

Buydu beni şok eden.

Kalpten götüren.

Geçmişimi mahveden...

Olaya Tanık Olanlar (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin