_*._*._*.acı süpriz.*_.*_.*_

303 28 12
                                    

Yücel'in geri çekilmesini fırsat bilerek — bir daha benim iznim olmadan benim tırnağıma bile dokunmayacaksın tamam mı dedim ve bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıyı çarptım ve masamdan paltomu alarak dışarı  attım kendimi
İlk bulduğum dolmuşa binerek buluta mesaj attım

Zilşan : bulut sana ihtiyacım var Üsküdar sahilinde buluşalım
Bulut : iyimisin müsaitsen arayayım mı ?
Zilşan : sıkıntı yok ara

- zilşan neyin var ?
- iyiyim yaa bir şeyim yok Yücel'le kapıştık biraz
- hmm anladım neredesin sen ?
- esenevlerdeyim şuan
- e bana yakınsın istersen taksiyle falan perişan olma 'mor' barını biliyormusun ?
- evet
- hmm o zaman arkasında ki parkı da biliyorsun orada bekliyorum seni
- tamam on dakikaya oradayım
- anlaştık

Bulut beni kollarının arasına aldı ve sarıldık üzülme sen bebeğim dedi

saçlarıma küçük küçük Buseler kondurdu birlikte sahil kenarına gittik
Bana pamuk şekeri aldı ve Elele sahilde yürüdük

sohbet ettik uzun uzadıya yücelle anlaşamayan tek kişi ben değilmişim demekki

belli ki bulutla Yücel'in yıldızları bugüne kadar hiç barışmamış barışacak gibi de durmuyor anlaşılan

- zilşan açmısın?
- evet Çok acıktım
- hadi bir şeyler yiyelim
- yaşasın haydi döner yiyelim!

yemeğimizi yerken bulutla şakalaştık  eylendik

tam gülüştüğümüz bir anda yücel yemek yedigimiz büfeye geldi 

paltomu sandalyemin arkasından aldı ve masanın üzerinde ki çantamı da alarak beni bileğimden tutup kapıya doğru sürükledi

bulut Yücel'in önüne çıktı engel olmaya çalıştı ama Yücel buluta elini dahi sürmeden
- eğer ki önüme çıkacak olursan yeminim olsun kardeşim falan dinlemem seni pusulaya hapsederim

Yücel'in sözleriyle bulut olduğu yere mıhlanmış gibi idi

Yücel beni bulutun yanından öylece alıp götürdü arabasına savurur ca attı

pusula derken ne demek istemişti orası neresi ya da neydi ?

Bunu bir kere daha duymuştum kenan dan daha önce Ama ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu

Yücel söyledigim hiçbir şeyi duymuyordu arabaya bindiğimiz den beri ağzını bıçak açmıyor du

Beykoz tarafına geldiğimizde arabayı frenleyerek durdurdu ve cebinden çıkardığı göz bandı gibi bir şeyi üzerime atıp

-bağla şunu gözlerine
- hayır neden böyle bir şey yapacağım ki

- arabayı uçurumdan aşağı sürece yim böylelikle ikimizde öleceğiz uçurumdan aşağı atlarken korkma diye bağla diyorum
- Sen de onu yapacak yürek var mı ki ?

- fazlasıyla var güzelim ama seni bilemem tabi

-kusura bakma yapamam
- Sen kaşındın  güzelim dedi ve arabanın torpido gözünden aldığı mendili burnuma tuttu

gözlerim kaydı ve her yer bulanıklaştı ondan sonrasını hatırlamıyorum zaten gözlerimi açtığımda bir uçaktaydım 

Yücel başını omzuma koymuş uyuyordu saçları benim saçlarım dan bile yumuşak ve güzel kokuyordu

ZilşanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin