Bütün gün sürüp giden lunapark macerasının etkileri yatıştıktan sonra onlara neden Kayra’ya nerede oturduğumu söylediklerini sormuştum. Açıkçası neden bizim bir arada olmamız hoşlarına gidiyordu anlamıyordum. Büyük ihtimalle sırlarını öğrenmek istememi yanlış anlamışlardı.
Yağmur dinmişti ve eve henüz yeni girmiştim. Saçlarımı yıkamak için banyoya inmeye karar verdim. Pijamalarımı ayarlayıp banyoya indim. Suyu ayarladıktan sonra içeri girdim.
Tuzlu gözyaşlarım akan suyla beraber giderken ben ağladığımı yeni fark ettim.
İşte içimde biriken bütün şeyler şimdi ortaya çıkıyordu. Şampuanı saçlarıma sürerken içli içli ağlamaya devam etti. Yeşim Hanım alışveriş için dışarı çıkmıştı. Evde yalnızdım. Bu yüzden istediğim kadar ağlayıp cırlayabilirdim. Hıçkırıklarım birbirine karışırken ben buna devam ettim.
Kayra ile olan çekişmemin ruhuma kazandırdığı işte buydu. Beni hiç kimsenin yapmadığı hatta yapamadığı kadar yormuştu. Onunla ilgili anlamsız duyguların içinde boğuluyor gibiydim.
Benden nefret ettiğini söylüyordu ve bundan ciddiydi. Peki ya neden hala çevremde dolanmaya devam ediyordu? Kafamı karıştırıyordu. Beynimin içine çözülmesi neredeyse imkansız bir düğüm atmıştı.
Vücudumu sabunladıktan sonra yeniden durulandım ve sıcak suyu açtım. Suyun içine gömüldüm. Kendimi toplamalıydım. Ağlamak istemiyordum. Ellerimi gözkapaklarıma bastırdım.
Dışarı çıkıp bornozumu giydim. Zil çaldığında Yeşim Hanım’ın geldiğini düşündüm. Anahtarını almayı düşünememiş miydi acaba?
Kıyafetlerimi giymek yerine bornozumun ipini bağlayıp hızla aşağı indim. Kapıyı açtım ve Yeşim Hanım yerine karşımda Kayra’yı gördüm.
Bugünlerde kafamı nereye çevirsem o oradaydı. Bu sinir bozucu olmaya çoktan başlamıştı.
Bornozumla olduğumu hatırladığımda kapıyı iterek hafif bir aralık bıraktım.
“Burada ne işin var?” diye bağırdım.
“Bugün yere düşerken çantandan bir şey düşürdün.” Dedi.
“Bunu şimdi mi söylüyorsun?” Yeniden sinirlenmiştim. Kendinde bulduğu haklar oldukça fazlaydı.
“Bunu verip vermemek konusunda kararsızdım aslında.”
“O şey bana aitse, bana vermek zorundasın, elbette.”
“Kapıyı aç.” Dedi duymazlıktan gelerek.
“İçeri giremezsin!”
“Seni bornozunla gördüm zaten. Artık saklaman gereken ne var?” Kapıyı itti. İçeri girdiğinde gözlerinde çocuksu bakışlar vardı.
“Evime girme hakkını sana kim verdi?”
“Ben.” Dedi kısaca. “Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.”
“Ah, bence bu çok tehlikeli.”
“Gidip üzerini giyin. Bekliyorum.”
Bornozlu halime bakıp onun şu anda burada olmasından dolayı ne kadar heyecanlı olduğumu hatırladım. Kalbimin sesinin tüm odayı doldurduğunu bile düşünüyordum.
“Burada bekle.” Diye uyardım onu yukarı çıkmadan önce. Saçlarımı ellerimle düzelttikten sonra ilerlemeye başladım. Adımlarımın zarif olmasına özen gösteriyordum.
Onun önünde bu halde olmaktan hem nefret ediyor hem de bundan delicesine keyif alıyordum.
Yukarı çıkıp üzerime pijamalarımı giydim. Yine aynı halime geri dönmüştüm. Onun gözünde nasıl olduğumu biliyordum. Bir bakıma inek. Bir bakıma masum. Bir bakıma aptal. Beni neden böyle gördüğünü bilmiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/18052306-288-k796110.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz ~ Askıda
Novela JuvenilKendi yolunu bulmaya çalışan, kimliğini kaybetmekten korkan, Milena olmak isteyen bir kız; Aden Turan. Umursamaz, sırlarla dolu, karanlık ve kilitli kutu olarak nitelendirilen bir çocuk; Kayra Soner. Aden'e yolculuğunda eşlik eden dostlar; Nehir, Öy...