———
Kimisi aşkı yok yere hiç eder kimisi de aşkı ilah ilan eder. Doğru olan aşkı yaşayana da hiç bulamayana da farklıdır. Ama ne aşk hiçtir ne de yücelerin yücesi.Aşk beyinde başlayıp kalpte bir çarpıntıya sebep olan oradan karnımızı talan edip tabir edildiği gibi kelebekler uçurtan bedensel fonksiyonlar silsilesidir.
Hak edene gelir, gitmez. Hak etmeyene gitti mi gelmez.
Aramayın boşuna. Hak edenlerdenseniz, o sizi bulur. Hak etmeyenlerdenseniz aşk yoktur deyip avunun.
Çünkü aşk kaçsanızda bulur, kollarınızı açıp beklesenizde.
———
06.06.2011
(15.42)Günler geçti. Ali Renan'ın yanağına koca bir öpücük kondurup onu tuvalette bırakalı tam beş gün geçti. Ne o geldi Renan'ın yanına ne de Renan gitti. Uzaktan bakıyordu Renan. Ona huzuru yaşatan çocuğa uzaktan bakıyordu. Arkadaşlarıyla gülüşmesini, hiç hoşuna gitmese de diğer çocuklara zorbalık yapışını uzaktan seyrediyordu.
Keşke gelmeseydi diyordu. Keşke o tuvalete gelmeseydi de aklımı esir almasaydı. Ama olmuştu bir kere. Ali gelmiş, onu sevmiş, sonra aklını da alıp gitmişti. Garip olan şuydu ki gözlerini bir kez olsun Renan'a değdirmemişti. Renan bunu biliyordu çünkü onun gözleri ondan bir an olsun ayrılmamıştı.
Yanında oturan çocuğa da dikkatini bu yüzden veremiyordu. Konuşsun diye uğraştığı çocuk konuşacak günü bulmuştu ama Renan'ın aklını bulamaması biraz sorun yaratıyordu.
Sol omzuna değen elle kafasını o yöne döndürdü. Kıvırcık saçlı çocuk "İyi misin?" dedi kısık sesle.
Kafasını sallamakla yetindi. Sadece o kadar.
Gözleri bu sefer Selim'e takıldı. Ama Ali düşüncelerinden çıktı diye sevinmedi. Nasıl çıksın ki aklı fikri ona çalışıyordu.
Çok farklıydılar işte çoktan bile fazla farklıydılar. En çok onlar farklıydı.
Ali'nin sarıya çalan kumral saçları vardı, Selim'in siyaha çalan kahve.
Ali'nin mavi gözleri vardı, Selim'in kahverengi.
Ali'nin boyu uzundu, Selim'in kısa.
Ali güçlüydü, Selim narin.
En önemlisi Ali'nin kalbi güzel değildi. Selim'in ki ise en güzeliydi.Yanıldığını bilmiyordu tabi. Ali'nin kalbi güzel değil deyince kendisine hakaret ediyordu. Bunu farketmemişti. Ya da farkında değilmiş gibi yapıyordu. Kabullenmek için zamana ihtiyacı vardı.
"Karnem iyi olacak ama. Ya seninki?" diye bir cümle duyduğunda çıktı trans halinden.
Bu kadar boğulacak ne vardı düşüncelerin içinde? Alt tarafı ona sarılıp saçlarını okşamış, sonra da beraber pis bir tuvalet köşesinde uyumuştu. Alt tarafı buydu. Alt tarafta da kalmalıydı. Üste çıkamazdı. Çıkarsa yanardı.
"Yaa" dedi öteden beri dinliyormuş edasıyla "Ben de iyi bekliyorum."
Gözü arada ona kayıyor, o ise bakmamak için zorluyordu kendisini. Kafasını tutmaya, yanındaki yastığa gömmeye bile razıydı. Onu umursamayanı o hiç umursamazdı. Evet umursamazdı. Sırf bu sebepten, o günü hatırlayınca yüzünde bir tebessüm oluşuyordu. Sırf bu sebepten, onun kendisine değmeyen bakışlarına dolduruyordu gözlerini. Renan Ali'yi hiç umursamıyordu. Hatta ondan nefret ediyordu.
———
Aşkı yok saymak dedik ya. İşte birde aşkı nefretle karıştırmak da vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmuru En Çok Kim Sever?
Short StoryMesajlaşmak hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. boyxboy