21

5.3K 527 202
                                    

———

20.10.2011
(16.40)

Ekim yağmurları çok da soğuk olmayan havaya damlalarını bırakırken Renan çoktan okuldan dönmüş pencere kenarında sevdiğini bekliyordu. Beklerken de sol elini pencereden çıkarmış eline düşen damlaları izliyordu. Teninde hissettiği ılık suyla kapanan gözleri ardında yağmurda ıslandığı düşleri barındırıyordu. Hayali bile güzelken yaşaması kimbilir nasıl hissettirirdi.

Kulağına dolan seslerle girdiği düşler alemindem çıkıp bakışlarını aşağıya dikti. Öğrenciler çoktan bahçeye doluşmuş içeri geçiyorlardı. Ali de aralarındaydı. Sarı saçları ıslandığı için koyu bir hal almış, yine her haliyle güzel olduğunu kanıtlıyordu. Renan gülümseyip kendisini farketmesini bekledi ama damlalardan dolayı kimse gözünü yukarıya dikemiyordu. Ali içeri geçtiğinde ise şansını kaybetmişti. Artık anca gece herkes uyurken görebilirdi onu.

Biraz hüzünle dışarı bakmaya devam etti. Göz ucuyla odaya giren Ali'yi de gördükten sonra daha da hüzünlenmişti. Bir yolunu bulup ona sarılmak istiyordu. Çocukça isteklerinin en çok tekrar edeni buydu. Ali'nin sevgisini her daim hissetmek.

"Aşağıya inip beni beklesene." Onu gıdıklandıran fısıltıyla irkilerek arkasını döndü. Ali hiçbir şey olmamış gibi yanından geçip gitmişti. Onun üstünü değiştiren halini bir süre izleyip kimseye hissettirmeden aşağıya indi. Bu kattakilerle araları sıkı olmadığından kimse Ali'yle onu yadırgamazdı ama bir görevli görürse de büyük azar işitirlerdi. Bu yüzden Koridorun köşesinde saklanabileceği bir yer bulup sırtını duvara yasladı. Çok geçmeden hala ıslak olan saçlarıyla Ali göründü. Eliyle ona kendisini takip etmesini işaret eden Ali'ye başını salladı Renan. Normalde yapmayacağı şeyleri sırf Ali'yi istediği gibi görebilmek için yapıyordu ve bundan bir pişmanlıkta duymuyordu.

Zemin kata indiği gibi bileği yakalandığında onu çeken Ali'yle dışarı sürüklendi.

"Yağmur yağıyor." dedi kısık sesle.

Ali bir saniyeliğine duraksayıp "Biliyorum o yüzden çıkarıyorum ya." diyerek Renanı çekiştirmeye devam etti.

"Neden ama?" Karşı koymuyordu ama çok istese bile bu yağmurda dışarı çıkmaları onlar için çok iyi olmazdı.

Yurt kapısından çıkıp korunaklı bir yerde durarak Renan'a döndü Ali. "Seni gördüm. Ellerini dışarı çıkarmıştın." Baş parmağıyla arkasını işaret etti. "İstemiyorsan dönelim?"

Renan yüzünde bir gülümsemenin peydahlanmasını umursamayarak en çok istediği şeyi yapıp Ali'ye sarıldı. Ali zaten onun yağmuruydu. İçini serinleten, sesiyle rahatlatan, huzur veren oydu.

"İstiyorum." diye fısıldadı kulağına. "Çok istiyorum."

Ali sevdiğinin omzuna bir öpücük bırakarak ona dolanan kolları kendisinden ayırıp "Hadi o zaman gel benimle." dedi neşeyle.

"Yakalanırsak kötü olmaz mı?" Renan'ın tek korkusu buydu. Hadi o neyseydi de biri onları yakalarsa olan Ali'ye olurdu. Onun yurttan gideceği günü iple çeken çok insan vardı.

"Bir şey olmaz. Sen gel." diyerek Renanı beklemeden yağmura atladı Ali. Şimdi ilk kez on beş yaşındayken çocukça tavırlar sergilemişti. Ona çocukluğunu yaşatmamışlardı ama Renan onun çocuk yanıydı.

Renan da yağmurun gelmediği o yerden çıkınca ikisinin de yüzüne büyük bir gülümseme yapıştı. Islaklığı alışana kadar etraflarında dönüp eğlendikten sonra pencerelerden görünmeyen bir banka oturarak yağmurla bütünleştiler.

Yağmuru En Çok Kim Sever? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin