İNTİKAM

178 23 11
                                    


Söylediğini anlamayıp ona doğru baktım. Söyledikten sonra hızlı hızlı yürümeye başladı. Hayırr beni burada bırakamazdı. Bu saatte hiç kimsenin olmadığı yerde beni öylece bırakıp gidemezdi. Hızlı hızlı yürüdüğünü görünce yerimden ona doğru atılıp arkasından koşmaya başladım. Daha önce bu kadar hızlı koşmadığıma emindim. Onun düzlüğe çıktığını görünce daha da hızlandım. O kadar nefes nefese kalmıştım ki kalbimin attığını bile hissetmiyordum. Düzlüğe varıp arabaya ulaştı. Bir hışımla kapısından tutup içeriye girdi. Bende arabanın yanına geldiğimde o çoktan arabaya binmişti. Hemen arabanın kapısına yöneldim. Fakat elim kapıda kaldı. Arabayı çoktan kilitlemişti. Kalbim boğazımda atıyor gibiydi. Adrenalin en üst düzeydeydi.

" Beni burada bırakamazsın !!" Sesim zor çıkmıştı. Nefes alıp verişlerim hızlı olduğu için sesimi kontrol edemiyordum. Bana dönüp baktı. Arabanın kapısını tekrar yokladım. Hala kilitliydi. Elimle cama vurmaya başladım. Camı kırma fikri oldukça saçmaydı. Ama o an aklıma başka bir şey gelmedi. Arabayı çalıştırdı. Gaza basıp yanımdan hızlıca geçti. Arkasından öylece bakakaldım. Bir ara arkasından koşmayı düşünsem de saçma olduğunu farkına varıp durdum.

Gözden kaybolduğunda hala arkasından bakıyordum. Yanımda telefonum, çantam hiç bir şeyim yoktu.Cekette almamıştım. Muhtemelen burada ya donarak ya da bir cinayete kurban giderek ölürdüm. Sonuç itibariyle her şekilde ölürdüm. Evet kesinlikle bugün son günümdü. Ne yapacağımı şaşırıp sağ sola bakmaya başladım. Aklımı kaçırmak üzereydim. Hangi yönden yola çıkıldığını dahi bilmiyordum. Fakat bir yön belirleyip yürümem gerekiyordu. Bir arabanın geçmesini umut ediyordum ve tabi ki geçen kişinin katil ve ya sapık olmaması tercihimdi.

Yürükçe yürüdüm. Bir yola falan çıkacağa benzemiyordu. Yorulmuştum. Düz taban olmayan ayakkabılarımı da çıkarmak zorunda kalmıştım. Hava da hafiften serinlemeye başlamıştı. En sonunda pes edip yol kenarında oturdum. Umudumu kesmemem lazımdı. Elbet biri geçerdi veya ana yola bir yerlere çıkacaktım.

Biraz oturdum. Asil e bir taraftan çok kızgındım. Beni burada bırakıp gitmenin bedelini ona ödetecektim. Bana ceza verdiğini sanıyordu fakat ona karşı daha da çok hırslanmıştım. Bir taraftan da aklım söylediklerine takılıyordu. İçten içe söylediklerinin bir kısmı doğruydu. İçimde iki kişilik barındırıyor gibiydim. Bir tarafım masumiyet ve merhamet dolu diğer yanım ise acımasız nefretle doluydu. Bu iki tarafımla da savaşmak benim için çok yorucuydu. Bu yüzden karmaşık duygular içerisine giriyordum.

Bir taraf seçmem konusunda haklıydı. Peki o beni ne olarak görüyordu ? Ben onun için bir deniz kızı mıydım yoksa bir siren mi ?

Biraz oturduktan sonra kalktım. Yürümeye devam etmem gerekiyordu. Kaç saat geçtiğinden hiç emin değildim. Sabaha kadar buralarda kalmaktan korkuyordum. Yavaş yavaş korku içimde alev almaya başlamıştı. Adımlarımı zar zor atıyordum. Bedenimde güç kalmamıştı. Zihnen de çok yorgundum.

Bir kaç metre daha ilerledikten sonra arka yoldan sesler geldiğini duydum. Birilerinin geldiğini duymak beni hem sevindirmişti hem de içten içe korkmaya da başladım. Yavaş yavaş sesler artarken bir araba göründü. Yavaş bir hızla geliyordu. Tekerleklerinin çıkardığı sesler yankılanıyordu. Kenara çekilip arabanın iyice yaklaşmasını bekledim. Farlar gözümü aldığı için net göremiyordum. Araba yaklaştığında nihayet seçebildim. İçindekini görünce çok rahatladım. Tuttuğum nefesimi bıraktım. Başım da şiddetli bir ağrı vardı. Büyük ihtimalle kendimi çok sıkmamdan kaynaklanıyordu.

İkisi de arabadan hızlı bir şekilde indi. Pınar hemen yanıma gelip sarıldı. Çok korkmuş görünüyordu. Sarıldığında kalbinin hızlı atışlarını duydum. Benim için endişelenmişti. Bu benim garip hissetmeme sebep oldu. Aynı şekilde arabadan inen Batuhan olduğu yerden bize baktı. Pınar ın neden hemen onu aradığını tahmin edebiliyordum. Benim için her şeyi yapabilecek tek erkek Batuhandı.

BEYAZ KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin