ÖPÜCÜK

545 27 8
                                    

Saat 6 ya geliyordu. Yaklaşık bir saat sonra Pınar kapıda olurdu. Pınarın en sevdiğim özelliği de dakik olması. Bir de eğlence söz konusu olunca hiç vakit kaybetmeyeceğini biliyordum..

Ailesi biraz disiplinli insanlardı. Durumları Sadi amca kadar olmasa da iyiydi. En azından özel okula gelebiliyordu. İlk tanıştığımızda hiç bir yere gelemezdi. Bu durumu oldukça yadırgıyordum. Zengin olan bir ailenin bu kadar disiplinli olması beni şaşırtmıştı. Ama zaman içinde ailesiyle tanışmıştım ve beni oldukça sevmişlerdi. Önce bize gelip kalmaya başladı daha sonra işi birazcık büyütüp geceleri takılmaya başladık. Ama Pınar gece her çıkışında ya bende ya da diğer arkadaşlarından birinin evinde kalacağını söylüyordu. Bunun için bana her defasında çok teşekkür etmişti -ve Anıl içinde- .

İnsanları mutlu etmek için elimden geleni yapardım. Bir işe yaradığımda bende mutlu oluyordum.

Siyah deri pantolonumu dolabımdan aldım. Aslında böyle partilere giderken genelde elbise tercih ederdim ama muhtemelen birazcık alkol alacağımdan bir sakarlık olmasın diye pantolon giydim. Saçlarımı 5 dakika bile sürmeden düzleştirdim. Maşa yapılamıcak kadar kısalmıştı. Göz kalemini aldım. Gözlerimi siyah yapmayı seviyordum. Ela rengini daha iyi yansıtıyordu. Dudaklarıma kırmızı bir ruj sürdüm ve hazırdım.

Telefonuma baktım. Mesaj yoktu. Uzun zamandır kimseyle mesajlaşmadığım aklıma geldi. Artık böyle şeyler fazlasıyla saçma geliyordu.

Bir şeyler içmek için odamdan çıktım. Merdivenin son basamağına bastığımda birinin geldiğini anladım. Acaba Savaş mı gelmişti? Aydından döneli 2 hafta olmuştu ve hiç uğramamıştı, mesaj bile atmamıştı.Bana yaptıklarından sonra hala aramasını bekliyordum. Doğru düzgün bir açıklama bile yapmamıştı. Yapsa ne değişirdi ki ? Onu asla affetmezdim.

Kapıya yöneldiğimde elleri cebinde bekleyen Umutu görünce düşük olan yüzüm daha da düştü. Daha ne kadar somurta bileceksem ?

"Partiye gidiyoruz galiba" dedi pis bir şekilde sırıtarak. "Hani şu okul açılış partisi adıyla yapılan herkesin birbirine sataşmak için fırsat kolladığı parti" dedim. " Ah evet bilirim zamanında çok severdim. Sana eşlik etmek isterdim ama ne yazık ki toplantımız var" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Üzüldüm. Başka zamana artık."diyip mutfağa ilerledim.Dalga geçtiğimi anladığında yüzü düştü. Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

Umutu sevmiyordum. Sadi amcanın yanında çalışıyordu. 25 yaşlarındaydı. Belki de daha fazla tam emin değildim. Herkese yukardan bakması sinirime dokunuyordu. İlk zamanlar bana laf sokuşları aklıma geldi. Artık buna cesaret edemiyordu. Alt tabakadan geldiğimizi her defasında vurgulayıp dururdu. Bu yüzden annemi çok defa üzmüştü. Ben hiç aldırış etmezdim. Şimdi de olduğu gibi.

Buzdolabından soda çıkardım ve kafama diktim. Birkaç bir şey atıştırdıktan sonra pencereden Pınarın geldiğini görüp gülümsedim.

"Anne ben çıkıyorum" diye bağırdım. Annemden ses gelmeyince omuz silktim. İzin almaya bile gerek duymamıştım.Son kez kendime aynada baktım. Saçımı tekrar tarayıp açmak için kapının kolunu tuttuğumda arkamdan gelen ses içimi ürpertti. "Bir ara mutlaka takılmalıyız Erin." Umutun o tiz sesi midemi bulandırdı. Arkama dönmemeye çalıştım. Ve başardım. Hemen dışarı adım atıp kapıyı hızla çarptım.

Pınarla taksi çağırdık. Bir partiye gidiyorsak asla arabayla gitmezdik. Zaten okul kapandığından beri araba kullanmamıştım. Uzun zaman da kullanmayı düşünmüyordum.

Taksiden indiğimde burayı hiç özlemediğimi fark ettim. Burada çok zaman geçirirdik. Özellikle Savaşla. Yakın arkadaşlarından biri barın sahibiydi ve işletiyordu. İlk geldiğimde oldukça yadırgamıştım. Bana göre fazla lükstü. Ama alışınca köhne gelmeye bile başlamıştı.

BEYAZ KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin