-15-

133 18 17
                                    

-Braden'ın ağzından-

Bu kasabada görüp çok beğendiğim ve parasına hiç acımadan aldığım o harika motora tam oturmuştum ki Emma hafif bir telaşla konuşmaya başladı.

"Brad, yüzündeki morlukları kapamadık!" Şimdi anlaşıldııııı.

"Gerek yok güzelim. Zaten senin görmemem için ortalığı o kadar batırmıştım. Eh, o da bir işe yaramadı. Diğerleri görse de umurumda değil."

"Emin misin?" Gözlerini kısmış, yüzümü tarıyordu. Bu kızı seviyordum.

"Evet. Şimdi bu yeni ve harika motoruma biner misin?" diye sırıtarak sorunca hemen arkama atladı.

"Kask?" dediğimde öne doğru eğilip şöyle bi 'ciddi misin?' bakışı attı ve olumsuz anlamda kafasını salladı. Pekala.

Motoru başta normal bi hızda kullansamda sonradan hızlandıkça hızlandım. Gideceğim yeri önceden öğrendiğim için oraya yaklaşırken yavaşlamayı düşünüyordum.

Emma'nın dizlerinin, kalçamın iki yanınada baskı yaptığını hissedince arkama doğru bir bakış attım. Yavaşça ayağa kalkıyordu ve ellerini de omuzlarıma koymuştu. Sırıtarak önüme döndüm ve hızımı biraz daha arttırdım. Deli kız! Motorun arkasında ayağa kalkmış dizleriyle belimden destek alarak ellerini de iki tarafa açmıştı. Bir bakıma motorda Titanik yapıyordu.

Kahkahasını duyunca bunu en son yine benimleyken yaptığını anladım ve bende kısa bir kahkaha attım. Emma, motoru yavaşlatmaya başladığım da bile hala ayaktaydı. Deniz kıyısındaki kafeye geldiğimizde hızlıca motordan aşağa atladı ve sırıtarak bana bakmaya başladı. Bende bilmiş bilmiş sırıtınca eğilip yanağımdan öptü.

➰➰➰

O sarışındı ve kahverengi gözlüydü. Yani Cassie denen şu kızıl kafayla alakası yoktu. Şimdiye kadar yattığım çoğu kız bu özelliklere sahipti. Onları, o olarak düşünmek ne işe yarıyodu bilmiyorum ama sonrasında garip bir şekilde rahatlamış hissediyordum. Ruhen. Ama ondan sonra ilgimi çeken ve bana bu kadar kafa tutan -belki ondan bile fazla- biri olmamıştı. Cassie, ilgimi çekiyordu. Onunla uğraşmak eğlenceliydi çünkü karşılık veriyordu ve tanışmamızın üstünden neredeyse bir hafta geçecek olmasına rağmen hala yatmamıştık ki normalde olan şey bu olurdu. Gerçi Emma açıkça evine kız atmamam gerektiğini belirtmişti.

Yanındaki adamın eli -sanırım adı Aiden- Cassie'nin bacağına -o kısacık şortunun hemen altına- kayınca dikkatimi tekrar bulunduğum ortama vermiştim. Jack daha gelmemişti ve Emma'nın Valentina diye bahsettiği kızda. Tiffany sıcakkanlı ve herkesle anlaşabilen biri gibi gözüküyordu ama dikkatinin şu anda burada olmadığı kesindi. Tiffany'dense Elena'yla daha iyi anlaşmıştık sanırım. Emma ve benim müzik tarzımız aynı sayılırdı ve Elena'nın da Emma'yla ortak dinlediği bir çok şarkı vardı. Konuşmaya klasik sorulardan başlamış olsak da şu anda baya hararetli bir şekilde tek başına bile yetecek olan gruptan -Evanescence- bahsediyorduk ve en kısa zamanda buraya yakın bir yerde konser vermelerini diliyorduk.

"Ben geldiiiim." Kafamı girişe çevirdiğimde sarışın bir kızla karşılaştım. Mavi-yeşil gözleri vardı ve uzun boyluydu. Yüzü nedense tanıdık gelmişti. Aslında hayır, yüzü değil davranışlarındaki bir şey tanıdık gelmişti. Gözlerimi kısmış olduğumu, girişten gelip bizim masaya doğru yaklaşan kızın iyice yaklaşmasıyla ve Emma'nın beni dürtmesiyle farkettim ve silkelenip ayağa kalktım. Kısa bir tanışmadan sonra adının Valentina olduğunu öğrendiğim kız masada bir yere oturdu. Bakışlarımı üstünde hissetmiş olacak ki kafasını çevirip bana baktı. Hafifçe gülümseyip tekrar önüne döndü ve Emma'yla konuşmasına devam etti. O sırada tekrar kapı açıldı ve içeriye Jack girdi.

Kahraman Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin