-6-

220 21 8
                                    

Arkadaşlar öncelikle okunma sayısı için çok teşekkürler cidden çok mutlu oldum :D Ama hikayem beğeniliyo mu anlayamıyorum. Yani oy veren kişi çok az ama okuyanda var. Eğer beğeniyorsanız oy verip eh belki kısacıkta olsa yorum yaparsanız çooook sevinirim. Neyse ben daha fazla tutmayayım sizi. İyi okumalar!

Biyoloji sınıfındaki sırama doğru ilerliyordum. Bu sınıfta Valentina'yle beraberdik ama ben derse Luke'la gelmiştim. Onun dersi biyoloji değildi ama beni sınıfa kadar bırakmıştı. Havadan sudan konuşmuştuk. Luke'la ıslıktan ve alaycı gülümsemeler tabii bir de aradaki kısa sohbetlerden ne ara sınıfa bırakmaya geldiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Cidden. Aslında dışarıdan göründüğü ve okulun popüler/altın çocuklarının olduğu gibi boş beyinli değildi.

Sınıfa gelen biyoloji öğretmeninin selam vermesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Evet arkadaşlaaar. Bugün hücreleri inceliycez. Size ilk olarak soğan dağıtıcam ve siz soğanı kesip mikroskopta inceleyeceksiniz. Böylece bitki hücresini görebileceksiniz. Şimdi nasıl yaptığıma bakın." dedi öğretmen.

Dikkatlice izlemeye başladım. Eline soğanı aldı ve keskin bir bıçakla kesmeye başladı. Önce soğanı soyması gerekiyordu. Biyoloji hocası bir erkekti bu yüzden soğanı keserken biraz zorlandı ve sertçe bıçağı soğana geçirdi. Diğer taraftan çıkan bıçağın ucu ise biyolojicinin parmağını çoktan kesmişti. 'Ah! Hayıır.' diye düşündüm ama parmağından çıkıp yere düşen bir damla kanı çok açık bir şekilde görmüştüm. Hemen kafamı çevirdim ama bir işe yaramıyordu açıkçası. O küçücük damla kanın kokusu geliyordu burnuma. Hoca hemen mendili bastırmıştı ama faydasız.

"Hocam, dışarı çıkabilir miyim?" diye aceleyle seslendim.

"Ah. Tabii. Kan tutuyor sanırım,ha? Çok beceriksizim." gibi bir şeyler geveledi ama umurumda değildi. Resmen koşarak sınıftan çıktım. Evet, besleneli çok olmamıştı ama kan her zaman etkilerdi. Hemen tuvalete gittim ve gözlerime baktım. Neyseki alkol yüzünden kızardığı için fark edilmiyordu. Yüzümü bol suyla yıkadım ve dışarı çıktım. O sırada da içeriye girecek olan Valentina'yla çarpıştık.

"Ah. Sende mi dersten çıktın?"

"Evet. Kan tutuyor."

"Beni de kan tutar." dedim ve içeriye geçip yüzünü yıkamasını bekledim. Tekrar derse girmedik. Bunun yerine bahçede turlamaya başladık. Havadan sudan konuşuyorduk. Eski sevgililere geldi konu.

"Eee bu zamana kadar kalbini gerçek anlamda kaptırdığın biri oldu mu Emy?" dedi. Evet yakın arkadaştık ama ben bu konulara hiç girmezdim ki. O yüzden Valentina hiçbir şey bilmiyordu.

''Ah. Şey sanırım oldu ama artık alakası bile yok.'' dedim. Doğruya yakındı değil mi?

''Ah. Seninle olduğu için şanslıymış.'' diyip gülümseyince bende gülümsedim.

''Peki ya sen Valentina?''

''Hmm... Gerçek olduğunu o sırada düşünmüştüm. Ama hayır. Gerçek aşk öyle bitmezdi sanırım.'' Bitek ben boş değildim, ha?

''Sen... bittikten sonra naptın? Yani zor olmuştur.'' dedim. Benimkinden iyi bir yöntem olduğunu o söylemeden tahmin ediyordum.

''Hmm... zor oldu tabii ama pek de hoş bir dönem sayılmazdı. Hatırlamak istemeyeceğim şeyler. Beni boşver o yüzden. Sen? Kolay atlatmış gibi konuşuyorsun.'' Kolay mı? Hı hııı.

''Ha-hayır. Kesinlikle kolay değildi. Hele sonrasında yaptıklarım... Dağıttım. Hem de çok feci dağıttım.'' Hızlı hızlı konuşuyordum.

Ona, Tony'den sonra onu unutmak ve ona ait olmadığımı göstermek için bi çok kişiyle takıldığımı söyleyemezdim. Basit olduğumu düşünmesini istemiyordum. Hem ben sadece 'Çivi çiviyi söker' sözü doğru mu diye bakmak istemiştim.

Valentina'yla okulun kalan son derslerine girmedik ve Jer'in çalıştığı yere bir şeyler -kesinlikle alkollü değil- içmeye gittik. Cam kenarında bir masa bulup oturduk ve sipraişlerimizi verdik. Jeremy'nin burada olmadığını biliyordum ama yine de etrafa şöyle bi bakındım. Gözlerim onu bulamayınca hafif bi hayal kırıklığı yaşadım ama zaten burada olmadığını biliyordum. Gözlerim Valentina'ya çevrildiğinde beni incelediğini gördüm. İncelemesine ve kaşlarının hafiften çatılmasına bir son vermeyince sordum.

''Suratımda bir şey mi var?''

''Ah. Hayır! Üzgünüm. Dalmışım işte.'' Valentina'da şu günlerde sanki bir gariplik vardı. Adlandıramıyordum açıkçası ama sürekli düşünceli gözüküyordu. Endişelenmeye başlamıştım açıkçası. Uzanıp elini tuttum.

''Sen bu günlerde çok dalgınsın sanki. İyi misin?''

''Evet. Tabii ki. İyiyim. Kötü olmam için bir sebep yokki.'' derken bile garip gözüküyordu. Sanırım Tony'nin kasabaya gelişiyle nedensizce iyice paranoyaklaşmıştım.

Eve yürüyerek giderken -hava kararmıştı bile- Tony'den sonra yaptıklarımı düşünüyordum. Bunları düşünmemin nedeni Valentina'yla yaptığım konuşmaydı. Yaptıklarım yapılmamalı listemde olmalıydı. Yani evet işe yaramıştı ama yine de işte. Arada çok hoşlandıklarım da olmuştu. Kibar ve korumacı tavırlarıyla ilgimi çekenler ya da karizmatik ve kötü çocuk tavırlarıyla ilgimi çekenler. Hepsi günlüklerimde yazıyordu. Evet, günlük tutuyordum. Yaşadığım bunca yılı unutmamak için. Aslında bayadır elime almıyordum. Hep yazmaya başlayıp unutanlardan olmuştum ama bi süre sonra alışkanlık gibi de olmuştu. Geceleri hiç boş oturmamıştım sanırım. Sürekli yeni şeyler dener, farklı bilgiler öğrenirdim. Meşgul olmadığım zamanlar tabii.

Evime çok az bi mesafe kalmıştı. Ormana yakın, kumsala uzaktaydım. Derken önümden geçen hızlı bir gölgeyle yerimden sıçradım. Bu da neydi böyle? Bağırdım.

"Kim var mı orada?" Cevap yoktu. Gölgenin sağımdan geçmesiyle sağa döndüm. Kimseyi göremiyordum etrafta da seslenebileceğim kimse yoktu. Bi saniye. Benim kimseye ihtiyacım yoktu ki. Ben bir vampirdim!

"Kimsin?" diye tekrar bağırdım ve sol taraftaki bir ağacın arkasında bir gölge gördüm. Hızlı ve sessiz adımlarla oraya ilerledim. Tam elimi uzatmış sırtı dönük olan kişiyi -boyu baya uzundu açıkçası- kolundan tutup bana doğru çevirecektim ki uzattığım kolum tutuldu ve ben kolumu tutan herifle -evet erkekti- hızla yere yapıştım. Hemde üst üste! Ah altta kalmıştım! Sırtım ve kıçım acıyordu!

Kimin altında kaldığıma bakmak için kafamı kaldırdım ve bana sırıtarak bakan kişiyi gördüm. Gözlerimin şaşkınlıkla açılmasına engel olamadım.

"Braden?"

Kahraman Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin