-12-

171 16 14
                                    

Multimedia- Braden ❤

Aklımda bütün düşüncelerimin önüne geçen bir şey vardı. İç sesim. Resmen haykırıyordu ve söylediği tek bir şey vardı.

"Buna hazır değilim." Öğrendiklerim ve farkettiklerim üst üste gelmişti ve daha bunları kavrayamamışken bir de Tony'le öpüşemezdim. Gerçi bunları kavrasam bile olmazdı. Nedeni yoktu. Sadece olmazdı işte.

Bu yüzden tam dudaklarının dudaklarıma değmesine saliseler kala geri çekildim. Hızlıca. Tony'nin donup kalmış ifadesini gördüm ama umursamadım. Umursayamadım. Hiçbir şey söylemeden evin kapısına doğru koştum. Vampir hızıyla. Evin kapısını açmış çıkmak üzereyken Tony'nin fısıltısını duydum.

"Emma..." Devam etmek istermiş gibiydi ama dışarı adım atıp hızlıca evden çıktım ve kapıyı arkamdan sertçe kapattım. Daha fazla düşünmemeye çalışarak arabama bindim ve evime doğru sürmeye başladım.

Ne kadar yoğun bir geceydi bu böyle! Önce Braden'la barda olanlar, sonra Luke'la konuşmamız, sonra tekrar Braden ve sonra Tony. En büyüğü sona kalmıştı.

Eve geldiğimde yapmayı planladığım ilk şey bir viski bardağı alıp viski içmekti bu sırada salonda oturmuş beni bekleyen Braden'ı takmamıştım. Tam elimde bir bardağın yetmeyeceğini düşünüp aldığım viski şişesiyle yukarı, odama çıkıyordum ki Braden kolumdan tuttu ve beni durdurdu. Ona dönünce gözlerindeki anlayışı gördüm. Neden yarım saat önce Tony'nin gözlerindeki anlamı çözememiştim ki sanki?!

Bir şey sormak için ağzını açtı ama kafamı hızlıca sağa sola salladım. Bu konuşma için hazır değildim daha ben. Braden elimdeki şişeye uzandı. Başta almaması için geri çeksem de attığı bir bakışla viskiyi kendi ellerimle vermek zorunda kaldım. Şişeyi alıp içerideki sehpanın üstüne koyup geri geldi ve merdivenin birinci basamağındaki beni, kolumdan tutup kendisine çekti. Önce sımsıkı sarıldı. Hiçbir zaman bırakmayacakmış gibi. Sonra geri çekildi. Napacağını anlamıştım. Artık alıştığım gibi, öpücekti ama bugün bunu istemiyordum. Az kalsın Tony'le öpüşecekken değil.

"Yapma. Bugün değil." diye fısıldayınca kafasını salladı ve belimden tutup beni, salondaki geniş koltuğa oturtup yanıma oturdu. Kafamı göğsüne yaslayınca başını başımın üstüne koydu ve saçımdan öptü. Yavaşça yutkunmasını hissettiğimde ne söyleyeceğini sessizce beklemeye başladım.

"Emma... Ben... Ben seni... hiç bırakmayacağım" Derin bir nefes aldı. "Sen... sen benim için... çok değerlisin." Daha derin bir nefes. "Seni... seni... çok seviyorum." Duyduklarımın şokuyla olduğum yerde öylece kaldım. Ağzım resmen yere yapışmıştı.

"Ah Braden! Bende seni çok seviyorum. Benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun değil mi? Sen beni bıraksan bile ben seni bırakmam. Asla. Tamam mı? " Konuşurken ona dönmüştüm ve onun söylediklerinden dolayı ne kadar şaşkın olduğunu görmüştüm. Sözlerimi bitirince hızla kafasını salladı bende sıkıca -sımsıkıca- ona sarıldım. Braden özel hayatında yaşadığı bazı şeylerden dolayı kolay güvenmez ve bu tarz sevgi ve güven sözcüklerini de söyleyemezdi. Zaten daha demin söylerken ne kadar zorlandığını farketmiştim. Hatta arada kekelemişti bile. Hem de sırf bana, güvende ve yanında olduğumu hissettirmek için. Ah, Braden! Onunla tanıştığım için o kadar çok şanslıydım ki. Kaybettiğim abimdi o benim. Kaybettiğim dostlarımdı. Kafamı kaldırıp yanağına sulu bi öpücük bıraktıktan sonra tekrar kafamı boynuyla omzu arasındaki bölgeye gömerek ona sımsıkı sarıldım. Bradenla beraberken ikimizde yalnız değildik, ikimizde yalancı değildik, ikimizde birbirimizi tanıyorduk. Ve ben onunla bu şekilde olduğum için gerçekten çok şanslıydım.

Kahraman Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin