-5-

219 21 3
                                    

Arkadaşlar okuma sayısı 140larda olmasına rağmen -ki görünce sevinçten çığlık attım çok teşekkür ederim- oyların sayısının bu kadar düşük olması beni üzüyor. Ayrıca hiç yorumda yok. Olumlu olumsuz her türlü eleştiriye açığım ve yanlışlarım varsa düzeltmek isterim.

Hayır, geçen gece Tony'den sonra eve gitmemiştim ve evet, sonrasında deli gibi içmiştim. Tiffany -hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu- ve Elena beni durdurmaya çalışmıştı ama hayır, durmamıştım. Hatta Tiffany'e yapılandan sonra hala benim iyiliğimi düşünmesi daha çok içmeme neden olmuştu. Evet, her zaman bara geldiğimizde içerdim ama herhalde şimdiye kadar hiç bu denli sarhoş olmamıştım. Luke arada benden gözlerini kaçırıyor gibi geliyordu ama umurumda değildi o sırada. En sonunda alkol yüzünden komaya falan gireceğimi düşünmüş olacak ki ayağa kalkıp elimdeki bardağı kendi almıştı ve yanına gidip içki vermesini söylediğim herkesi kovmuş ve bana içki vermemelerini sağlamıştı. Ama zaten o sırada hiçbir şey düşünemiyordum. Uzun süre sonra körkütük sarhoş olmuştum ve Tiffany'le Elena'nın hatta Luke'un arkadaşlarının bile endişeli bakışlarını üzerimde hissetmiştim. O haldeyken bile ya yerimde zıplıyordum ya deli gibi dans ediyordum ya da bağırıyordum. Evet, bi daha böyle içmemeliydim. Kesinlikle. Şu an düşününce bağırırken veya sitem ederken nasıl olup da ağzımdan bir şey kaçırmadığımı düşünüyordum. Düşünürken de okul için hazırlanıyordum. Hafta içi bara gidip insan olsam komaya girecek kadar içmek pek mantıklı değildi, ha?

Yüzümü son kere bol suyla yıkadım ve aynadan kıpkırmızı gözlerime -bu sefer alkolden- baktım. Başım deli gibi ağrıyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu. Hem, ben şimdi bugün okula gitmezsem Tony yanlış anlayabilirdi. Kendini gözümde büyütürdü belki. Hiç gerek yok. Converselerimi ayağıma geçirip evden çıktım. Bugün okula yürüyerek gidicektim. Hani belki temiz hava beni kendime getirir falan diye. Kulaklığımdan gelen müziği duyunca yaşadığım ironiye güldüm. Hatta nakarata gelince kahkaha attım. Çünkü Christina Perri'den Human çalıyordu.

Adımlarımı hızlandırarak sola döndüm ve karşıya geçmek için düşünmeden yola atladım ve sol taraftan gelen korno sesiyle yerimden sıçrayıp kulaklığı çıkardım. Az kalsın araba bana çarpıyordu. Soluma bakınca arabayla bacaklarım arasında kalan 5 cmlik mesafeye gözlerimi açarak baktım ve nasıl bu kadar sağır olabildiğimi düşündüm ve de kör. Ardından yerimden sıçramama neden olan korno yine ötünce şoföre kötü bakışlar atmak için kafamı kaldırdım ve Tony'i gördüm! Evet, bu bana evrenin senden nefret ediyorum demeseydi herhalde.

Tony ise beni görünce kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. Sonra beklemediğim bir şey yapıp arabasının kapısı açarak dışarı çıktı ve önümde durdu.

"Emma? Napıyorsun sen?" Ne diyordu bu?! Bakışlarımı farketmiş olacak açıkladı.

"Bu kadar dikkatsiz olmandan bahsediyorum. Sen -durdu ve fısıldadı- vampirsin ve ben sana yine de az kalsın çarpıcaktım!" Evet! Senin yüzünden kahrolasıca bir vampirim aptal!

İleri geri hafiften sallandığımı farketmiş olacak ki kaşlarını çatıp gözlerini yüzümde gezdirdi. Gözlerimde duraksayınca kaşları iyice çatıldı. Sonra bana iyice yaklaşıp derin bir nefes çekti. Evet daha demin beni koklamıştı! Geri çekildi ve resmen gözlerini pörtletti.

"Sen... sen sarhoş musun?" Onun yanındayken neredeyse hiç içmediğim için şaşırmıştı herhalde. Aslında o sırada sarhoş değildim... evet evet değildim. Banyoda yapmıştım ama kendileri bir vampir olduğu için seçebilmişti kokuyu işte ve şimdi bana hesap falan mı soruyordu bu?!

"Sana ne!" Kaşlarını çattı -sanki kaşlarını daha fazla çatabilirmiş gibi-

"Sen içmezsin ki!" dedi. Hah!

"İçmezdim." dedim bende kafamı dikleştirerek.

Bana tanımlayamadığım bir bakış attı ve arabaya binip kapısını çarparak kapattı.

Kafamı önüme çevirip hızlı ve sert adımlarla okula gittim. Bugün bana kimse dokunmasın! Agresifim!

Cassie ve Valentina dünki sarhoşluğumu öğrenmiş önce inanmamışlardı ve sonra gözlerimle, agresif tavırlarımı görmüşlerdi ve şu an bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Ne yani bende içemez miydim?! Hıh!

"Bana öyle bakmayı kesin!" diyince bakışlarını kaçırdılar.

"Ama... ama Emma sen hiç öyle içmezsin ki! Evet çok içersin ama yine de adam akıllı sarhoş olmazsın ama... ama ne kadar içtinde böyle sarhoş oldun ki?" Cassie bile şaşırmıştı! Sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşık! Hah!

"10'dan sonra saymayı bıraktım." dedim omuzlarımı silkerek. Yine pörtlemiş gözlerle karşılaştım ve homurdandım. Evet, bir erkek gibi yüksek sesle homurdandım!

"Çay bardağıyla 10 bardak falan dimi?" gibi saçma bi soru sordu Valentina. Hııı. Çay bardağı. ÇAY BARDAĞI! 'Mal mısın?" bakışlarımı görmüş olucak ki gözlerini kaçırdı.

"Sen kimsin ve Emma'ya ne yaptın?" diye yine saçma bi soru geldi ama bu sefer Cassie'den. Elena ve Tiffany gözleriyle gördükleri için böyle gereksiz sorular sormuyorlardı ama anlaşılan Cassie ve Valentina hala inanamıyordu.

"Off! Yeter! Cidden! Derse gidiyorum ben!" diyip yerimden fırladım.

Sabah, tarih dersinde Tony'nin garip bakışlarını çekmemişim gibi bide burada oturmuş Cassie'yle Valentina'yı inandırmaya çabalamayacaktım. Sinirle yürürken sağa döndüm ve birine çarptım. Lütfen yine Tony olmasın diye dua ederken önce Luke olduğunu görüp rahatladım ama sonra kasıldım. Sanırım dün o kadar kafayı bulmamı kendine bağlıyordu. Hani biz az kalsın öpüşüyorduk ya ondan yani. O da beni görünce kasılır gibi oldu.

"Emma. Biraz konuşabilir miyiz?" Kafamı salladım ve Luke'u takip ettim. Dışarıdaki banklardan birine oturunca yanına oturdum.

"Dün... dün biraz fazla kaçırdın. İyi misin?" diyince 'Biraz? Hmm evet biraz' diye düşünmeden edemedim.

"Ah, evet şey normalde hiç o kadar içmem..." gibi bişeyler geveledim. Eee ben agresiftim, ne oldu bana?

"Bunun... bu kadar içmenin... yani... az kalsın... az kalsın öpüşücek oluşumuzla bir ilgisi yok değil mi?" Hah! Evet, büyük ihtimalle kendini sorumlu tutuyordu çünkü onun gördüğü başka hiçbir neden yoktu. Hemen konuştum.

"Hayır! Hayır, Luke bunun onunla ilgisi yoktu." Rahatlamış gözüküyordu.

"Ah... tamam. Neredeyse alkol komasına girecektin ve ben başka bir neden göremediğim için öyle düşündüm. Şey... Emma, niye o kadar içtin ki? Yani ölmek falan istiyorsan bunun başka yolları da var." diyip hafif alayla gülümsedi. Bende ona gülümsedim ama cevap vermedim. Veremedim. Ne diyebilirdim ki? Benim bile bir cevabım yokken, Luke'a ne diyebilirdim?

Kahraman Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin