Her sabah nasıl uyandıysam bu sabahta öyle uyandım baba. Sevginin masum yüzüne bakarak , ondan güç alarak ayağa kalktım bugünde. Okumak ve yazmanın dışında annemden sonra bir tutunacak dalım daha oldu hayatta. Bu sabah uyanır uyanmaz geldim yanına baba. Annemi uykusunda öpüp senin yanına geldim. Annem iyi merak etme, Sevgiyle avunuyor o da. Sevgide bizimle birlikte kendine gelmeye başlıyor. Daha iyi olacak baba, daha iyi olacağız. Anlayacağın bu tarafta herkes iyi baba, bir şekilde yaşıyoruz hayatı. Her gün bir şeyler görerek ya da duyarak yaşıyoruz. Kendimi ifade edemiyorum diye kızardın hep , azıcık duygularınla konuş derdin. Sanırım onu bugün yapacağım baba. Seni çok özlediğimi söyleyebileceğim. Çok özledim baba seni. Öldükten sonra mezarımda bunu söylemen ne işime yaracak ulan dediğini duyuyorum baba. Affet o yüzden beni. Kaç yıl geçerse geçsin bazı şeylerin yokluğuna alışamıyor insan. Baba gibi. İnsanın babasının ölmesi gibi. Öldüğün gün geldi aklıma baba. Sana son vazifemi yapamadan elimi kolumu bağlayıp ceza evine götürdükleri gün geldi gözümün önüne. Suçum neydi duygularımı kağıt parçalarına dile getirmiş olmak. Duygularını ifade etmek çok da güzel şey değilmiş baba. Sinirlerim bozuldu babam kusura bakma, yoksa ağlayan bir insan olmadığımı bilirsin. Neyse ki geçti baba o günler, bana bıraktığın emanetleri korumanın derdindeyim artık. Yazıyorum hala, ülkemin olmayan adaletine inat yazıyorum.
Ben gideyim artık babam, yine gelirim. Özgürüm uzun zamandır ne de olsa.
Babamın mezar taşını öperek kalktım oturduğum yerden. Gözyaşlarımı bir çırpıda sildim. Nefes almam gerekiyordu. Hiç düşünmeden onun yanına gitmek için yola düştüm. Onu görmem lazımdı.
Yarım saat sonra hastane koridorlarında ilerlerken buldum kendimi. Onca insanın arasında duyduğum tek ses kalbimin sesiydi. Odasına doğru yaklaşıyordum. İki dakika sonra nefes alabilecektim. Kapısı yine aralık kalmıştı. Dikkatli ve heyecanlı bir şekilde başımı usulca yaklaştırdım kapıya. Heyecanımın yerini onu gördüğümde hüzne bıraktı. Çünkü o ağlıyordu. Masasının başında ağlıyordu. O an içeri girmek ve ona sarılmak istedim. Ama hangi hakla yapardım bunu. Aklıma Sevgi geldi, onun için geldim desem ne olduğunu da sorabilirdim. Tam düşündüğüm gibi yapacaktım ki arkadan bir sesle irkildim.
- "Müsaade eder misiniz ? Doktor hanımla randevum vardı."
- "Tabi buyurun" deyip kenara çekildikten sonra kapı suratıma kapandı.
İçeri girme hayalim yerle bir oldu. Hızlı adımlarla hastanenin bahçesine attım kendimi. Onun çıkmasını bekleyecektim konuşmak için, derdine ortak olabilmek için bekleyecektim. Tam 3 saat hastanenin bahçesinde dolandım. 3 saatin sonunda gördüm onu. Hiç iyi görünmüyordu.
- "Leyla hanım" diyebildim en sonunda.
Ama o sesimi bile duymadan yürümeye devam etti. Onu yalnız bırakmak istemedim. Yaptığım yanlıştı, onu hangi hakla takip ediyordum. Ama onu bu halde bırakamazdım, en azından evine gidene kadar. Yarım saat sonra bir evin kapısından içeri girdi. Artık geri dönmeliydim ama yapamadım. Sanırsam onunla konuşmadan gidemeyecektim. Kaç saat durdum öyle kapının önünde hatırlamıyorum Onu bir an önce görmek için zaman aksın istedim. Zaman geçsin diye her zaman yaptığım gibi şarkı doladım ağzıma. Ceza evinden kalma bir alışkanlıkla aklıma gelen ilk şarkıyı mırıldanmaya başladım.
" Elbet bir gün buluşacağız,
Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizin de saçları ak,
Öyle durup bakışacağız
Belki bir deniz kenarında,
El ele maziyi konuşacağız
Benim içimde yanan ateş var,
Sevgilim, ne zaman buluşacağız
Belki bir gemi güvertesinde,
Sen beni unutmuş için kupkuru
Benim gönlümde hala o arzu,
Sevgilim, ne zaman kavuşacağız"Ardından dün sabah radyoda duyduğum hoşuma giden bir şarkı daha mırıldanırken buldum kendimi.
" Fikir şaştı dil dolandı sevda var serde
Senden ayrılmakta varmış bu kaderimde
Fikir şaştı dil dolandı sevda var serde
Senden ayrılmakta varmış ey yar kaderde"
5 dakika sonra kapı açıldı. O geldi.
- Mecnun bey bu saatte burada ne işiniz var ? Sevgiyle mi ilgili ?
Onun sesini duymamla beraber ayağa kalktım. Kırmızı şalıyla karşımda dikiliyordu. Hemen söze giriştim.
- Rahatsız etmedim umarım. Bugün Sevgiyle ilgili bir konuda danışmak için hastaneye geldim. Odanızın kapısı açık kalmıştı. Tam içeri girecektim ki ağladığınızı gördüm. İçeri giremedim arkadan hastanız geldi. Çıkmanızı bekledim. Çıktığınızda da arkanızdan seslendim ama duymadınız.
- Siz de beni takip ettiniz ?
- Kızdınız mı Leyla hanım , ben sizi merak ettim sadece kötü bir niyetim yoktu.
Son sözümü söylememle birlikte tebessüm koyuverdi dudaklarına. Bir insana gülmek ancak bu kadar yakışabilirdi dedim içimden.
- Oturalım Mecnun bey, beni de uyku tutmamıştı. Düşüncelere dalmıştım bahçede. Ta ki sizin o güzel sesinizi duyana kadar. Yeni şarkı sanırsam daha önce hiç duymamıştım.
Son söylediğim şarkıdan bahsediyor olmalıydı.
- Doğru yeni bir şarkı, dün sabah annem radyoyu açtığında fark ettim. Hoşuma gitti açıkçası. Burada da zaman geçsin diye kendi kendime mırıldanıyordum. İnsan şarkı söyleyince zamanın daha çabuk geçtiğine inandığım doğrudur. Vaktin hemen geçmesini istediğim zamanlar dilime bir şarkı dolarım ve onu söylerim.
- O zaman bende bugünün bitmesi, sabahın olması için size eşlik edebilirim.
- Hayhay Leyla hanım dedim gülümseyerek.
Şarkıya başlamadan önce derdini öğrenmeliydim.
- Leyla hanım neden ağlıyordunuz ?
Önce duraksadı, sonra gözlerimin içine bakarak;
- Ülkemin adaletine ağlıyorum, çocuklara ağlıyorum, kadınlara ağlıyorum. Unutmak istiyorum bugünü Mecnun bey o yüzden şarkı söyleyelim ki sabah olsun ve ben bugünden kurtulayım lütfen
Dedi ve gözlerini kapatarak ömrüm boyunca duymak istediğim o sesiyle gönlümü ısıtmaya başladı.
" Bir fırtına tuttu bizi deryaya kardı
O bizim kavuşmalarımız yarim mahşere kaldı
O bizim kavuşmalarımız yarim ahrete kaldı "- Sesinize de çok yakıştı bu türkü ağzınıza sağlık Leyla hanım
- Teşekkür ederim
Bu sefer ben başladım söylemeye
" Şu garip halimden bilen şiveli nazlım
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen"Eskileri andıkça güzelleşti gece. Her güzel şeyin bir sonu vardı ve bu güzel gecede kapının önünde uyuyakalmamızla bitmişti. Sabah uyandığımda başı omzumdaydı. Onu uyandırmamak için tekrar gözlerimi kapadım, o uyanana kadar bu mutluluğu biraz daha yaşamak için. Çok fazla geçmeden açtı gözlerini. Masal gibi bir gece sona ermişti. O evine girerken bende kendi evimin yolunu tutmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ (TAMAMLANDI) #wattsy2019
Romantik" Dilime Zeki Müren'in şarkısı dolanmıştı o akşam. 'Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak' O akşamdan sonra onu bana soranlara hep bu şarkıyı söyledim. " Leyla. " Yine bir yanlış anlaşılmanın kurbanı olmak istemiyorum. Bekle ben...